V-5

733 54 29
                                    

Arabamı çalıştırdığım gibi oradan uzaklaştım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Arabamı çalıştırdığım gibi oradan uzaklaştım. Sadece sarhoştum diye avutuyordum kendimi.
Aklıma yeni gelen cebimdeki telefonumu çıkardım, tamamen kapatmıştım. Açtığımda telefondaki bildirimler sinir bozucuydu.
Eve gidip Soojin'i görmek beni kötü hissettirecekti. Neden bunu yaptığımı bilmiyorum ama, ya ben Jeon'dan vazgeçecektim ya da kariyerim, ailem, karım, arkadaşlarım. Hepsinden vazgeçmek zorundaydım. Jeon'a minik şeytan lakabı tam yerinde olurdu. Aklımı çelmişti, aptalca bir hata yapmıştım.
Evin önüne geldiğimde arabadan indim. Anahtarlarımla içeri girdiğim sıra sandalyede oturmuş halde pencereden bakan Soojin'i görmüştüm. Yüzüme bakmadı, haklıydı. Yanına doğru yürüdüm, yamacına çektiğim sandalyeye oturdum.
"Soojin, ben geldim."
"Neden geldin?"
"Burası benim de evim çünkü."
"Hiç öyle olduğunu düşünmüyorum."
"Soojin, yapma şunu yoğun olduğumu biliyorsun tatlım."

Elimi saçlarına götürmeye çalıştığımda beni elinin tersiyle ittirmişti.

"Yoğunsun, öyle mi Taehyung? Baş komiser baban bile ne için yoğun olduğunu bilmiyor, saçmalıyorsun."

"Babam her adımımı bilmek zorunda değil, bu benim işim. Bir polisle evlenmek isteyen sen isen katlanmak zorundasın Soojin."

"Eskiden çatışmanın ortasında bile telefonumu açardın."

"Görmemişim, daha sonrasında da şarjım bitmiş. Ayrıca ne bu hesap sormalar, sana ne zaman söylediğimi gördün?"

"Git buradan."

Soojin ile isteyerek evlenen ben değildim. Onu hiçbir zaman sevmemiştim de. O güzel bir kadındı, siyah uzun saçları ve güzel bakışları ile hoş duruyordu.
Evlenmemin sebebi babam olmuştu. Soojin'in babası Busan il güvenlik müdürüydü. Babam onun emrine itaat etmek zorundaydı. Soojin bana bir şekilde aşık olmuş olsa da, ben sadece sex kısmını sevmiştim. Babasına söylediği iki kelime ile evlenmiştik işte.

Beni kovduğu sıra tek bir laf bile etmeden yerimden kalktım ve çıktım. Arabama binip gittiğim işyerimde kimsenin suratına bakamıyordum. Suçlu hissetmek saçmaydı. Odama yürüdüğüm sıra babam karşıma dikildi.

"Hemen odama geçiyorsun. Derhal."

Arkasından yürüdüğüm odada kapıyı kapatıp üzerime doğru yürüdü.

"Neredeydin sen?"

"Nerede olabilirim? Çalışıyorum işte."

Suratıma iyi bir tokat indirmişti.
Yanan suratımı aldırış etmeden suratına dik dik bakmıştım.

"Bana yalan söylüyorsun bir de."

Önüme bir zarf fırlatmıştı.

"Aç da rezilliğini gör, Komiser Taehyung."

Zarfa elimi uzattım, içinde fotoğraflar vardı. Arabada dizime uzanan Jeon ve saçlarını okşayan ben. Hoş bir kare. İçimden küfürler savururken fotoğrafları fırlattım.

Higanbana. On viuen les histories. Descobreix ara