46. Kayıp Hafıza

108 16 6
                                    

Oy ve yorumları unutmayalım lütfen, bebeklerim.

İyi okumalar...

🌑

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🌑

Mezarlık ölülerle dolu, tıpkı kalbim gibi.

Gözlerimi araladım, hangi güne, hangi sabaha uyandığımı bilmiyordum. Başıma saplanan ağrı kendini belli ederken, gözlerim acıyla örtüldü. Boğazım kupkuruydu, sanki yıllardır susuzdum, dudaklarıma tek bir su damlası değmemişti.

Masallarla büyüttü beni annem, o öldü, masallar mezarlık oldu.

Gözlerimi açtım, ağrıyla savaştım. En son ne olmuştu? Dün gece içmediğime emindim. Dün gecenin, hangi gece olduğunu bildiğimden ise emin değildim. Kocaman bir yatakta, tek başıma yatıyordum. Odada, makyaj masası ve gardırop vardı. Başka hiçbir şey yoktu, balkon kapısı ve balkon kapısının hemen yanında da bir cam, açıktı, içeri rüzgar sızıyordu.

Ben neredeydim?

Bakışlarım yattığım yatağın hemen karşısındaki kocaman kağıdı buldu.

"Çekmeceye bak!" yazıyordu.

Kaşlarım neler olduğunu anlamaya çalışırken, derince çatıldı. Anlamlandıramıyordum. Koca bir boşluk hissediyordum. En son ne olmuştu? Doğruldum, başımdaki ağrı kendini daha da belli ederken, hızlıca, baş ucumdaki çekmeceyi çektim. Bir defter duruyordu. Merakla defteri elime aldım ve ilk sayfasını açtım.

"Eğer bunu okuyorsan, yine hiçbir şey hatırlamıyorsun demektir."

O ne demek?

"Sen Gece Ateş'sin. Bunu sakın unutma. Ben de Gece Ateş'im. Bunu asla unutamam, unutulacak gibi bir şey değil."

Ben bunu ne zaman yazmıştım? Neden hatırlamıyordum?

"Hafızan gidiyor bazen. Bu seni korkutmasın. Sık sık oluyor. Hangi tarihte bunu okuduğunu bilmiyorum, ama bugünün tarihi 1 Ocak 2048. Hemen baş ucundaki telefondan tarihe bak. Olduğun zamanı bil."

Yazdıklarıma, kendime yabancıydım sanki. Bakışlarım çekmecenin üstünü bulduğunda, telefonu fark ettim. Telefonumu. Hızlıca uzandım ve telefonu elime aldım. 1 Nisan 2048. Yani, bunu üç ay önce yazmışım.

"Öğrendin. Bunu ne zaman yazdığıma bak ama hesaplama. Çünkü her şeyi unutmuyorsun. Bazen, arada, belli kesitleri unutuyorsun. Koca bir boşluk oluyor. Sonra her şey aklına geliyor ve asıl fırtına o zaman kopuyor. Zihnin ölüyor ama sen yaşıyorsun, güzel kızım."

Hatırlamaktan korkuyorum.

Gökçe, Tamer, Melis, abim, Mert... Zindan. Aklıma gelenler şu anlık bunlar. Dahası yok.

GECE MAVİSİWhere stories live. Discover now