Geçmişin Kirli Günahı

1.5K 124 65
                                    

Sınavlarımdan dolayı bölüm yazamadım. Bölümü de yazdıktan sonra kontrol etmedim. Yanlışlarım varsa kusura bakmayın.

İyi okumalar.

*

Küçüklüğüm hep hayal kırıklıklarıyla geçmişti. En büyük kırıklığım da babamdı. Hiçbir zaman sevgisini, şefkatini, merhametini görmediğim babam. Her zaman suya muhtaçmış gibi sevgiye muhtaçtım. Hâlâ muhtaç mıydım? Hayır. Bu saatten sonra göstereciği sevgiyi istemiyordum. Gözyaşlarıma, kırgınlığıma, ölmek için yalvardığım gecelere, küçüklüğüme ihanet edemezdim.

Hoş, istesem de vereceği bir sevgisi yoktu. Küçük bir çocuğu sevmek bu kadar mı zordu? Bir çocuğun başını okşamak, onunla oyun oynamak, beraber maçlara gitmek, gece yatarken masal okumak, parkta kayarken onun banktan izlemesi, bunları bir çocuğa vermek çok mu zor şeylerdi?

Yoongi ile karanlık koridorda ilerlerken hâlâ yüzüne bakmıyor, onunla konuşmuyordum. Söylediği kelimeler hâlâ kulağımda çınlıyordu. Kırgındım işte.

O binadan çıktığımız gibi taksiye binip, okula gelmiştik. Okulun kapısı kapalıyken Yoongi bir şekilde halledip içeri sokmuştu bizi. Şimdi de karanlık koridorda ilerliyorduk. Elimdeki telefonun flaşını heryere tutarken, korkudan sırtımdan terler akıyordu. En sonunda bodrum katına ulaştığımızda kapıyı açar açmaz içeri girdik. Yoongi arka tarafa doğru ilerlerken peşinden ilerledim. Bodrum katına daha önce geldiğimizde, arka taraflara hiç gitmemiştim. Arkaya ilerledikçe merakım artıyordu. En arkaya ulaştığımızda duvardaki demir kapı karanlık ortamda adeta parlıyordu. Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken, kapıya yaklaşmıştık. Yoongi direkt kapı tokmağını çevirerek içeriye daldı. Arkasında çekinceyle olduğum yerde birkaç saniye dursamda küçük adımlarım odaya doğru ilerledi.

Kapının önünde dururken etrafı incelemeye başladım. Odanın duvar kenarında büyük bir yatak, yatağın biraz ilerisinde dolap, odanın ortasında direk, direğin önünde ise koltuk takımı vardı. Duvarlar ise beyaz bir örtü ile kaplanmıştı. Gözlerim kocaman olurken merakla etrafı incelemeye devam ettim. Odaya daha çok gri renkleri hakimdi. En sonunda bakışlarım ileride beni izleyen ikiliye kaydı. Fırtınalarımın nedeni olan adamla göz göze geldiğimde, yutkunarak bakışlarımı kaçırdım.

Utanmıştım.

Yoongi olaya el atarak beni bu durumdan kurtarmıştı.

"Uzatma, iyiyiz işte."

"Bileklik söndüğünde aklım nasıl çıktı, haberin var mı?"

Taehyung'un bakışları beni bulurken, bakışları acelece bedenimde dolaşmıştı. Herhangi gibi bir zarar almadığımı fark edince, üzerime doğru adımlamaya başladı. Önümde durduğunda kolları bedenimi sıkı sıkı sarmıştı. Gözlerim kocaman olurken, kalp atışlarım maratona çıkmıştı. Kolları belimi sararken, yanağım göğsüne yaslanmıştı. Kollarımı ona sararken, huzurla gözlerimi kapattım. Kokusu burnuma dolarken, yüzümde oluşan tebessümü engelleyemedim.

Bir süre öyle durduktan sonra, Taehyung yavaşça bedenini kollarımın arasından çekmişti. Ondan ayrıldıktan sonra bakışlarım yüzüne tırmandı. Yüzünde ki gülümseme ile iç çekmemek için dişlerimi dudaklarıma sapladım.

"Biraz daha dursam canlı pornoya şahit olacağım." Yoongi'nin homurdanmasıyla tüm kan yanaklarıma çekilirken, bakışlarımı yine kaçırmıştım.

"Evet, seni dinliyorum? Bileklik neden söndü? Ne oldu?"

Yoongi ciddi bir surat ifadesine bürünürken, kendimi kurtlar sofrasında ki koyun gibi hissediyordum. Adımlarım koltuklara ilerlerken, Yoongi'nin yanına oturdum. Bacaklarımı kendime çekerek kollarımı etrafına doladım.

UNIVERSE / TAEKOOK (DÜZENLENİYOR)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon