Make you mine •Rosékook•Jirosé•

2

Eminim ki yanaklarım hiç olmadığı kadar kızardı.

"Adım Rosé. Radyo ve televizyonculuk  bölümünde 2. sınıftayım."

Elini uzattı.
"Ben de Jungkook. Hukuk 2. sınıftayım."

Elini sıktım.
"Tanıştığımıza memnun oldum Rosé."

"Ben de Jungkook."
Dedim utanarak.

Telefonunu uzatarak gülümsedi.
"Sırada numaranı almak var."

Gülerek telefonunu aldım ve numaramı yazmaya başladım.

"Neden güldün?"

"Biraz fazla cesursun."

"Seni rahatsız mı ettim yoksa? Eğer öyleyse özür dilerim..."
Sesinde endişe vardı.

Telefonu ona uzattım.
"Hayır aksine hoşuma gitti."

Dedim ve ordan uzaklaştım.

Sanırım bugün o kadar da sıkıcı geçmeyecekti.

Bankta oturan Jisoo'nun yanına gittim.

"Nerede kaldın Rosé? Alt tarafı bir kahve alacaksın."

"Otomat bozulmuş almam uzun sürdü."

"Bu seni mutlu etti sanırım."

Kahvemi açtım ve ona baktım
"Nasıl yani?"

"Geldiğinden beri gülümseyip duruyorsun otomat sana çıkma teklifi falan mı etti?"

Elimi yanağıma götürdüm.
Farkında olmadan sırıtıp duruyormuşum.

"Şey otomatı benim için tamir eden bir çocukla tanıştım az önce."

"Ooo. Kim bu yardımsever prens?"

Alayla güldüm.
"Hukuktan Jungkook diye biri. Pek de prens değil. Sadece yardım etti o kadar."

"Seni pek etkilemiş, hoşlandın mı ondan?"

"Hayır Jisoo saçmalama. O biraz şeyy..."

"Ney?"

"Biraz çapkın gibi. Telefon numaramı istedi."

"Ne? Daha ilk tanışmadan mı? Hızlıymış biraz."
Dedi gülümseyerek

İç çektim
"Erkekler işte..."

Jisoo kahvesinden bir yudum aldı
"Aa bu arada yarın Yeri'nin doğum günü partisi var geliyorsun değil mi?"

"Evet geleceğim."

Jisoo şaşkınlıkla bana baktı
"Emin misin çünkü Jimin de orda olacak."

Omuz silktim
"Olabilir bu artık beni ilgilendirmez. Ayrıldık diye ondan kaçamam biz medeni bir şekilde ayrıldık."

Jisoo başını salladı
"İyi o zaman."

Ayağa kalktım ve kahve kutusunu çöpe attım

"Şu otomat çapkınını arayacak mısın?"

O sırada telefonumdan gelen bildirime baktım

+82*********
Kahven  lezzetliydi  umarım.

Güldüm
"Hayır Jisoo buna ayıracak vaktim yok."