3

61 5 2
                                    

"Lisa ve Jennie de partiye gelecek değil mi?"

Rujumu sürüp Jisoo'ya cevap verdim
"Evet onlar da gelecek. Bizim bölümün çoğu orda olacaktır büyük ihtimalle."

Jisoo elindeki elbiseyi yatağa attı
"Belki senin şu tamirci arkadaşın da gelir."

"Ona lakaplar takmayı bırak Jisoo. Onun bir adı var."

Jisoo gülerek
"Tamam ilerideki sevgiline lakap takmayacağım." Dedi

Aynadan ona baktım
"O benim sevgilim olmayacak Jisoo."

"Eminim öyle olur."
Dedi alayla

Göz devirdim ve makyaj masasından kalktım.

Yeri'nin doğum günü için kısa siyah bir abiye ve küçük siyah bir çanta almıştım.

"Nasıl olmuşum?"

"Fıstık gibi olmuşsun. Ben bile düştüm."

Jisoo'ya elimle kalp yaptım.

"Hadi sen de giyin çıkalım. Geç kalacağız yoksa."
Dedim ve oturma odasına gittim.

Birkaç dakika sonra kırmızı mini eteği ile Jisoo geldi.

"Ooo Miss Korea'mız yine her yeri ateşe verecek."

Jisoo utangaç bir şekilde güldü.

Her ne kadar belli etmesem de bu kadar hazırlığı en çok Jimin için yapıyordum. Onsuz da iyi olduğumu görmesini istiyorum.

Jisoo ile evden çıkarak partinin olduğu mekana gittik.

"Şu kızlara bak Rosé hepsi çok güzel."
Dedi Jisoo partidekileri işaret ederek

"Biz daha güzeliz."
Dedim büyük bir egoyla

Size partinin ilk 45 dakikasını özetleyecek olursam bu
içki, sapık ergenler ve daha çok içki olurdu.

Jisoo bir üst sınıfımızdaki Seok Jin ile koyu bir muhabbete dalmıştı ben ise onları dinliyor gibi yapıyordum ama gözlerim Jimin'i arıyordu.

"Demek burdasın."

Arkamdan gelen tanıdık sese döndüm
"Jungkook?"

"Eğlenceli bir parti değil mi?"

Jungkook elinde içkiyle yanımda duruyordu.

Omuz silktim
"Pek de değil."

"Haklısın baya sıkıcı ama yine de buradaki en güzel kız sensin merak etme."

Güldüm
"Sen ve senin şu tavlama yöntemlerin."

"Hayır yemin ederim ki öylesin."

Tebessüm ettim ve içkimi ağzıma götürdüm.

O sırada kapıdan giren Jimin ve yanındaki Mina dikkatimi çekti.

Daha ayrılalı birkaç hafta oldu ve o daha şimdiden biriyle mi çıkıyor?

Üstelik bizim bölümden Mina ile?

Elimin titrediğini hissettim.

"Rosé iyi misin?"

Bunu nasıl yapar? Yoksa Mina için mi benden ayrıldı?

"Rosé?"

Jungkook'un elimde sallanan içkiyi almasıyla bakışlarımı jimim'den ayırdım.

Gülerek
"Senin bu içeceklerle derdin ne? Az kalsın dökecektin."

"Ah, özür dilerim sadece..."

Tekrar Jimin ve Mina'ya baktım. Elini Mina'nın beline koydu.

Jungkook'un elinden içkiyi aldım ve kafama diktim

Jungkook'un uyarılarına aldırış etmedim.

"Böyle giderse kafayı bulacaksın. Sen iyi misin?"

Umrumda değildi artık.

Bir içki daha içtim sonra iki...

Başımın ağrıdığını ve sarhoş olmaya başladığımı hissediyorum.

Artık tamamen kafayı bulduğumda Jungkook'a döndüm

"Siz erkekler gerçekten kötüsünüz. Hatta kötü değilsiniz siz şeytansınız."

Dedim yarım ağızla

"Benim ne suçum var ben evde oturmuş televizyon izliyorum."

"Hayır hayır siz şeytansınız. Biliyorum sen de aynısısın Jungkook sen de o piç Jimin gibisin."

Tam içkimi kafaya dikecekken Jungkook onu elimden aldı.

"Ben içiyordum onu."
Dedim yine aptalca bir sesle

Jungkook elimi tuttu
"Çok içtin yeter artık Rosé. İstersen evine bırakayım seni."

Elimi hızlıca kendime doğru çektim
"Sen kimsin ki beni evime bırakacaksın erek bozuntusu! Kendim giderim ben."

Arkama döndüm ve yalpalayarak çıkışa doğru gittim.

Jisoo artık Jin ile her ne yapıyorsa benden haberi dahi yoktu.

Düşe kalka yürüyerek çıktım.

Berbat haldeydim.

Yola çıktım ve taksinin gelmesini beklemeye başladım.

Baş ağrım beni öldürecek gibiydi.

Elimi yanımdaki direğe yaslayarak destek aldım.

Beni hiç mi önemsemedin? Nasıl hemen yeni birini bulursun?

Senden nefret ediyorum Park Jimin! Seni öyle bir unutacağım ki şaşıracaksın! Ben de aynısını yapacağım hemen gidip yeni birini bulacağım!

Gözlerim kararmaya başladı partinin sesleri hâlâ geliyordu ve bu çok rahatsız ediciydi.

Birkaç adım daha attım ama son adımımı atamadan her yanımın hissizleşmesi ve gözlerimin kararması yüzünden yere yığıldım.

Make you mine  •Rosékook•Jirosé•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin