10

62 8 0
                                    

Jisoo ile hızlıca eve geçtik.

Kapıyı kapatıp kilitledim. Koşarak tüm perdeleri çektim.

Jisoo ise şok olmuş bir şekilde beni izliyordu.

"Neyin var Rosé neden bu kadar panik yaptın? Belki de yanlış görmüşümdür."

Perdeyi çekip ona döndüm
"Hayır Jisoo yanlış görmedin. Birkaç gündür biri beni takip ediyordu. İlk başta paranoya yapıyorum diye düşündüm ama bugün sen de hissettin öyle değil mi?"

"Ne?! Takip edildiğini neden bana söylemedin Rosé bu büyük bir şey." Dedi Jisoo korkuyla

"Emin değildim ama şu an emin oldum."

Elimle yüzümü kapatıp bir süre öyle durdum.

İkimiz de korkudan konuşamıyorduk.
Kim beni niye takip etsin ki? Aklım almıyordu.

Jisoo gelip elimi tuttu
"Bundan sonra çok dikkatli olmalıyız Rosé. Çok geç saatlerde dışarda kalma ve birini seni takip ettiğini hissettiğin zaman anında polisi ara tamam mı?"

Başımı salladım.

"Benden ne istiyor olabilir ki?" Dedim kısık bir sesle

Jisoo bir süre durakladı.

"Yoksa o mu?"

Ona baktım.
"Kimden bahsediyorsun?"

"Jimin'den."

Hızlıca elimi jisoo'nunkilerden çektim.

"Saçmalama Jisoo o asla böyle bir şey yapmaz. Ayrıca niye yapsın benden uzakta gayet mutlu."

Jisoo çaresizce bana baktı.
"Bilmiyorum sadece aklıma ilk o geldi. Haklısın o kadar da manyak değil."

Jimin yapmış olamaz. O böyle biri değil. Her ne kadar da artık ondan nefret etsem de bu onun için bile fazla.

Odama çıktım ve kendimi yatağa attım. Çok gergin hissediyordum.

Hemen yanımda ise Jungkook'un bana aldığı sevimli ayı duyuyordu. Elime aldım ve ona sarılarak uyudum.

***

Sabah Jungkook'un beni aramasıyla uyandım.

"Efendim?" Diyerek uykulu bir sesle telefonu açtım.

"Ah uyuyor muydun? Özür dilerim uyandırdım."

Yataktan hızlıca doğruldum.

"Hayır sorun değil Jungkook bir şey mi oldu?"

"İyi olup olmadığını merak etmiştim sabah fakültene uğradım ama yoktun."

"Kendimi pek iyi hissetmiyordum gitmedim o yüzden bugün."

"Hasta mısın? Doktora götüreyim mi?"

"Çok naziksin ama hayır gerek yok sadece yorgun hissediyorum."

"Anladım... Eğer bir şey olursa mutlaka haber ver." Dedi sakin bir sesle.

"Olur. Söylerim." Diyerek telefonu kapattım.

Yatağımda duran peluş ayıya baktım.

Daha ne kadar saklanmalıyım?

Make you mine  •Rosékook•Jirosé•Où les histoires vivent. Découvrez maintenant