6. BÖLÜM ''ÜMİTSİZLİK''

251 32 4
                                    

Ümitsiz olmak mı, ümit adına yaşamak mı ?

Hangisi daha zordur ?

Sanırım bir ayrım yapamayız. Çünkü ikiside zordu. Ümitsiz olunca yaşamak adına içinde bir katre kalmıyordu, ümit olunca da hayatında zorluklarla karşılaşıyordun.

Ümit etmeye başladın mı başına gelmeyen kalmıyordu.

Senin artık bir ümidin, bir gayen vardı... Hayat bunu kolayca elde etmene müsaade eder miydi ?

Ya ümitsiz olup yürüyen bir ölü olmayı seçecektin ya da ümit edip meşakkatli harplere katılacaktın.

Bakışlarımı gökyüzüne çevirdim.

Evin balkonunda oturmuş bakışlarımla ona derdimi anlatıyordum.

Çünkü konuşmaya mecalim yoktu.

Bazen çok merak ediyorum insanlar bakışlarıyla derdini nasıl anlatıyordu ?

Kalplerindeki kırılan yerlerden sızan kanı nasıl sergiliyorlardı ? Düşüncelerindeki karmaşayı nasıl belli ediyorlardı ?

Aden'in bakışlarından benim hakkımda ne düşündüğünü öğrenmek ister miydim ?

Sanırım hayır.

Konuşmalarıyla, tavırlarıyla bile kalbimi kırarken neden ne düşündüğünü öğrenmek isteyeyim ki ?

Kalbim daha fazla kırılsın diye mi ?

Teşekkür ederim ama ben almayayım.

Düşüncelerim beni o kadar yoruyordu ki... Bazen dilime pranga vurduğum gibi düşüncelerime de hislerime de pranga vurmak istiyordum. Ama sanki onlar bir başkası tarafından yönetiliyormuş gibi beni dinlemiyorlardı. Yine düşüncelerime pranga vurmak istiyordum çünkü derinlerde, beni boğacak yerlerde yüzüyordu.

Daha fazla düşünmemek için bir hafta boyunca yaptığım işi yaptım. Telefonumu elime alıp Aden'in sosyal medya hesaplarına baktım. Fotoğraflarını çok paylaşmamıştı ama ben bakmamak için özen gösteriyordum.

Çünkü bizim hikâyemizde her şey önce bakmakla başladığı gibi bakmamakla da bitebilirdi. Eğer bakarsam daha fazla bağlanırım. Eğer bakmazsam önce bakışlarımda biter sonra düşüncelerimde sonra da hislerimde...

Tekrar düşüncelerimde boğulmamak için Aden'in twitter hesabına giriş yaptım. Uzun zamandır göz atmamıştım. Yani yaklaşık dört saat.

Hey! Bu uzun bir süre tamam mı ?

En son bir şey paylaşmamıştı. 'Umarım şimdi tam kalbime hitap eden bir söz paylaşmıştır' diye mırıldandım içimden. Bizim soğuk nevale sekiz dakika önce aktifmiş. Hemen yazdığı tweeti okumaya başladım.

Gel kendimizi Rabbimizle dinlendirelim.
Zira yoruyor dünya...

Bakışlarımı tekrar gökyüzüne çevirip yazdığı cümleyi düşünmeye başladım.

Allah beni kabul eder miydi ?

Birini tanımadan onu sevemezdik. Sevdiğimizi iddia edersek bu samimiyetsiz olurdu.

Misal biri gelip benimle tanışsa sonra sadece ismimi ve belirli vasıflarımı öğrense 'Seni Seviyorum' ya da 'Aygen'i Seviyorum' dese çok samimiyetsiz gelirdi bana. Ben de Allah'ı tanımadan O'nu sevdiğimi iddia etmek istemiyordum. O'nu tanımak istiyordum.

DİLÂZÜRDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin