28-Patates (Düzenlenmiş Bölüm)

6.2K 315 16
                                    

Kalabalıkta toplanmış bu iki çiftin ne kadar yakıştıkları hakkında konuşuyorlardı. Mican'ın beyninde bu sesler uğuldamaya başladı. Elini başına götürüp şakalarını ovdu ve kalabalığı yararak hızlıca oradan çıktı. Böyle bir tepki beklemeyen Giray hızla peşinden gitmeye başladı. Bir yandan da acaba hata mı yaptım diye düşünüyordu. Gelmişim neredeyse otuz yaşına hep bir aksiyon hep bir macera yeter bende evlenip yuva kurmak istiyorum ve bu yuvayı kuracak olanın da Mican olmasını istiyorum diye düşündü. Tam anlamıyla otuz yaşında denilemezdi ama yirmi yedi yaşını da küçümsemek olmazdı.

Giray şimdiye kadar duygularıyla hareket etmezdi. Her zaman akla ve mantığa dayalı şeyler yapmıştı. Ama vurulduğundan beri onu aklı değil kalbi yönlendiriyordu. Mican. Aslında onu yönlendiren oydu. Kalbi aklına sağlam bir yumruk atmış buranın sultanı benim diyerek kalbine oturmuştu. Şimdi ise sevdiğinin peşinden koşarken acaba hata mı yaptım diye düşünmeden edemiyordu. Sahi hata mı yapmıştı? Tamam, evlenelim dememişti. Açık uçlu bir teklif değildi ama yakınlarda olan kıyıya yakın yüzen bir geminin habercisi olmuştu.

Daha fazla önden gitmesine dayanamayıp hızını arttırdı kolundan yakalayıp ani bir hareketle kendine çevirdi. Bu hareketi beklemeyen Mican ise bir yalpaladı ve Giray'ın omzundan tutunmak zorunda kaldı. Saat akşam zamanına geldiği için hava kararmaya başlamıştı. Gölgelerin esir aldığı şehirde birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı. Bu sırada telefon çalınca bakışlar birbirlerinden çekildi Mican hemen cebinden telefonunu çıkardı.

"Efendim Kıvanç." Homurdanmaya başlayan Giray'a ter ster baktı ve susması gerektiğini belirtti. Giray sinirinden gözlerini devirerek cevap verdi. "Mican hani bir hastamız vardı ya. Seni model yapmak isteyen ne zaman gelebilirsin diye bana soruyor ne söyleyeyim?" O konu hakkında hiçbir fikri yoktu. Sonuçta mesleği belliydi. Modellikle ne işi olurdu ki? O hasta ona böyle bir teklif sununca açıkçası bu kadar ileri gideceğini düşünmemişti. Gülüp geçmişti. Kaşlarını kaldırıp Giray'a baktı. Sanki bir terslik olmalı diye hissetti Giray. Telefonu almak için elini uzattı. Mican ise işaret parmağını ona göstererek beklemesi gerektiğini göstermiş oldu.

"Kıvanç olmaz ya. Benim hem zamanım yok ki. Boş ver hem sen benim zamanım olmadığı söylersin hem de sevgilisi izin vermiyormuş dersin." Giray kaşlarını kaldırıp çapkınca gülümsedi. İki kişiye aynı anda laf anlatmanın ne kadar zor olduğunu şimdi daha iyi anlıyordu. Telefonu kulağından uzaklaştırıp ahizeye bastırdı. "İki dakika izin ver Giray." Kollarını bağlayan Giray'a karşı gülümsemek istedi hatta yerlere yatarak kahkaha atmak ama ne yeri ne zamanıydı. "Seni fazla zorlamayım o zaman ama bizim Daf'de orada çalışıyor. Hani sana yardımcı olabilirdi eğer isteseydin."

"Dediğim gibi Giray izin vermiyor."

"Tamam, o zaman söylerim." Telefonu kapatıp cebine koydu ve derince nefes aldı. Ne modelliği başkaları modellik yapsın onun işi hayat kurtarmaktı. Bu arada kapanan ya da kapandı zannedilen konuyu ikisi de açmayacak gibi duruyordu. Açıkçası Mican verdiği bu tavırla korktuğunu belirtmek istemişti ama büyük olasılıkla yanlış anlaşılmıştı. Giray konuyu daha fazla irdelememek için unutulmuş gibi yaptı. "Ne diyor o?"

"Birisi bana modellik için teklif yapmıştı."

"Modellik." Diye kaşlarını kaldırarak sordu. "Modellik."

"Kızım sen bana kafayı mı yedirteceksin ya ben sana diyorum lazım olmadıkça adamların oralarına buralarına bakma gelmiş bana modellik diyor. Allah bilir bikini falan da giydirirler sana."

"Giray allah aşkına bir sus lütfen. Duyduğun gibi kabul etmedim. Daha ne konuşuyorsun?"

"Eminim ki ben yanındayım diye kabul etmedin yoksa şimdiye çoktan..."

Yeşil BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin