11-Öfke(Düzenlenmiş Bölüm)

10.9K 504 11
                                    

Sabah alarmın iç gıcıklayıcı sesiyle uyandı Mican. Telefonu yere savurmak istedi. Hayır, geç de yatmamıştı ama yine de uyanması zordu onun için. Güç bela yataktan ayrıldı, sevgilisinden ayrılmak istemezcesine.

Banyoya gidip saçlarını taradı. Çantasından temizlik yapmak için giyilebilecek olan kıyafetler seçti. Beyaz kısa kollusunu giydi. Başına bağladığı fuları, üstüne kırmızı bahçıvan tulumunu giydiğinde tamamen hazırdı. Saat daha sabahın sekizi olmasına rağmen pazar gününü temizlik günü ilan etmişti. Bu yüzden annesini arayıp durumu söyledi. Annesi başta mızmızlansa da temizlik deyince akan sular dururdu bir kadın için. Önce yerleri süpürdü ve sildi. Bu ev onun için büyüktü ama yapabilecek bir şey yoktu. Özellikle camları devasa boyuttaydı. Ardından camları sildi. Sıra duvarları silmeye gelince yorgunluktan bitmişti. Hayır, ne akla hizmet büyük ev yaparlar ki diye düşündü. Temizliğini yapana kadar canın çıkardı haliyle. Duvarları da güç bela sildikten sonra dünden kalan pizza kutularını poşete koyup kapının önüne koymak için ilerledi. Kapıyı açtığında karşı daireden çıkan uzun boylu siyah saçlı, siyah gözlü genç adamı fark etti. Genç adam direk söze girdi.

"Merhaba. Ben Kıvanç. Sanırım siz yeni taşındınız. Üstünüzden anlaşılıyor temizlik var galiba." Diyerek gülümsedi kibarca genç adam. İçtenlikle gülümsedi Mican. Çok kibar bir komşu edindiğini düşündü. "Evet daha dün taşındım. Haliyle temizlik var. Bu arada ben Mican. Memmun oldum." Kızın gözlerindeki gülümsemeyi görünce o da gülümsedi. Okyanus mavisi gibiydi kızın gözleri diye düşünmeden edemedi.

"Memmun oldum. Yorgun görünüyorsunuz. Çay kahve ikram etmemi ister misiniz?" diye kibarlığını konuşturduğunda anlamıştı ne kadar iyi birisi olduğunu. Yüzünden anlaşılıyordu. Ne kadar da kibar bir adam diye düşünmeden edemedi Mican. Bu zamanda böyle kibar komşular bulmak oldukça nadir bir durumdu.

"Aslında işlerim bitti sayılır. Ama ben rahatsız etmeyim." Diye konuştu. "Olur mu? Daha yeni taşınmışsınız. Bir kahve ikram etmekten çekinmem. Lütfen buyurun." diyerek içeriyi gösterdi genç adam. Adamın teklifi geri çevirmek istemeyince kapının arkasına uzanıp anahtarı alıp cebine koydu ardından kapıyı çekti. Eve girince temizlik koktuğunu anladı. Ne yani erkekler temizlik yapar mıydı? Yapsa bile bu kadar özenmiş olamazdı öyle değil mi? Evi hızlıca gözden geçirdi. Çok hoş bir düzeni vardı. Döşenirken özellikle özenildiği her halinden belliydi. Genç adam salona doğru yolu gösterince ilerledi Mican. Koltuğa yavaşça oturdu. Yaptığı topuzun bozulduğunu anlayınca tokayı çıkarıp tekrardan bağladı. Adam mutfakta kahveleri hazırlarken evi tekrar gözden geçirdi. Genç adamın mezuniyet resimleri duvara özenle asılmıştı. Ayağa kalkıp fotoğrafların yanına gitti. İncelemeye başladı. Kep atarken, elinde okulun bayrağını taşırken, diploma alırken ki fotoğraflara bakıp gülümsedi. Siyah saçlı kırklarının sonunda bir kadınla olan resmine baktı bir süre. Annesi olmalıydı, bu evi de mutlaka o döşemiştir diye düşündü. Yoksa bir erkeğin zevki bu kadar iyi olamazdı. En azından olmamalı diye düşündü. Cam masaya koyulan kahve kupasının sesiyle o tarafa döndü. Hemen koltuğa oturup eline kahvesini aldı.

"Mezuniyetiniz çok güzelmiş." Diyerek kibarca gülümsedi. "Teşekkürler. Annemin destekleriyle bitirdim."

"Hani bölüm okudunuz?" diye merakla sordu. Kaşlarını çattı genç adam. "Şurada komşuyuz. Sizli bizli hitap etmesek olmaz mı?" diye sordu. Zorlukla gülümsedi Mican. "Olur."

"Tıp fakültesi." Genç kız kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı. "Ciddi misin?" diye sordu şaşırarak. Ne yani meslektaşı mıydı?

"Evet de niye böyle bir tepki verdin?" diye gülümseyerek sordu. Elindeki bardaktan bir yudum alıp masaya geri bıraktı. "Sor bakalım sen hangi bölümü okudun diye." Diyerek gülümsedi.

Yeşil BeyazTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang