~4~

119 10 18
                                    

merhabalar hyunlix ship degil cifttir saygilar

"Abi ne olur gidelim o kadar söz verdim."

"Beni neden çağırdın o zaman mal!"

"Han da geliyo çünk-"

"Neden başta söylemedin salak!"

   Sonunda abimi de ikna edince evden çıkabildik. Yollar karanlık olmasına rağmen sokak lambaları bize ışık sağlıyordu.

  Sahil kenarına geldiğimizde Hyunjin ve Han ellerinde poşetlerle bizi bekliyordu.

"Hoş geldiniz bizde içeriz diye bira aldık. İçeriz değil mi?"

"İçeriz ama Felix içemez."

Abim yine en sinir olduğum şeyi yapıyordu. Sağdan sağdan dürtükledim ama anlamadı.

"Neden ki?"

"O daha küçük."

"18 yaşın altında mı?"

"Hayır ama hala küçük."

Ben hala konuşmadan bu saçma muhabbetin bitmesini bekliyordum. Sonra hep beraber sahilin daha boş kısımlarına ilerletip oturcak bir yer bulduk. Ben daha fazla vakit kaybetmeden konuyu hızlıca abim ve Jisung'un ilişkisine getirdim.

"Sizde baya yakışıyorsunuz."

"Teşekkürler Felix. Sen de umarım gönlüne göre bir kız bulursun."

Şuan konu tam istediğim yerdeydi.

"Aslında ben, nası desem sizin gibi erkeklerden hoşlanıyorum."

Hyunjin de konuya dahil olmuş gibi görünüyordu.

"Gerçekten mi? Demek ki şuan ful kadro gayler toplandı."

"Sende mi gaysin?"

"Sanırım evet."

   Vay be. O da benim gibiymiş. Hala emin değildim fakat eğer ona aşık olursam küçük bir ihtimal de olsa karşılık alabilirdim. Bu güzeldi. İçimden gelen mutlulukla kontrolsüzce içmeye başladım. Herkes beni uyarmıştı fakat hiçbirini dikkate almadım.

-----------
Tanrısal bakış açısı

"Estetik surgery yaptım abi!"

"Felix ne olur sus sana kim o kadar iç dedi. Kalk eve gidiyoruz. Yada gitmiyoruz babam seni böyle görse gebertir o yüzden yat burda."

   Minho onu uyarmasına rağmen içmişti Felix. Hem de fazlasıyla. Ama pekte umursamamıştı çünkü kendisi henüz farkında olmasa da sırıl sıklam aşık olduğu adamın da kendisi gibi olduğunu öğrenmişti ve şuan onun dudaklarından gözlerini ayıramıyordu. Gerçekten büyüleyici dudaklara sahipti Hwang Hyunjin.

"Yarın teyzemlere uğramamız gerekiyor beş günlüğüne, annem önden gittiği için ev boş. İstersen Felix bu akşamlık bizde kalsın."

"Hayır demem ama sarhoş bide sana yük olmasın? Ben alırım eve sıkıntı olmaz."

"Tamam o zaman biz gidelim."

  Lee know ise kardeşini kucaklamış eve yürüyordu. Eve girdiğinde ise babası şans eseri çoktan uyumuştu. Kardeşini yatağına attıktan sonra kendisini de yatağa atarak derin bir uyku çekti genç adam.

   
---------
Felix'ten

   Bugün normalde boş geçecekti çünkü amcam ameliyat olduğu için babam evde yoktu ve biz abim ile evde boş boş oturuyorduk. Ama benim canım dostum Changbin bizi dışarı çağırmıştı. O yüzden hızlıca altıma rahat bir şort ve üstüme geniş bir tişört giyip hazırlandım.

"Sen gelmiyor musun?"

"Hayır sen gidince Jisung gelicek onunla takılacağız."

  Abim ile Han çoktan sevgili olmuşlardı. Sadece iki gündü onların sevgili olma süreleri. Ben ise üstünden bir hafta geçmesine rağmen hala aşık olup olmadığımı anlayamıyordum.

"Abi sen Han ile sadece iki gün sonra sevgili oldun. Hiç aşkını sorgulamadın mı? Ya o doğru kişi değilse?"

  Bu sorum ile fazlasıyla şaşırmıştı. Sonra hafif bir gülümseme ile koltuğun yanını pat patlayarak gelmemi işeret etti.

"Bak kardeşim, aşk aslında hep ilk görüşte olur. Çünkü kalp bilir kimi seveceğini. Onu tanı yada tanıma aslında en başından beri biliyosun o kişiyi fakat bunun ne olduğunu anlamak fazlasıyla zordur. Aslında hissedersin fakat ne olduğunu bilmezsin. Ben Han'ı ilk gördüğümde onu sadece basit bir pompacı olarak görmedim. Kalbim bir şeyler hissetti ve fazlasıyla şanslıydım ki Han da bunu hissetti. Şuan fazlasıyla mutluyuz.

Derin nefes alıp devam etti.

"Sanıyorum ki sende birine böyle duygular hissediyorsun. Bunu tabi ki bana söylemek zorunda değilsin fakat benden sana tavsiye daha fazla bekleme."

Uzun bir aranın sonunda bende nefes alıp konuşmaya başladım.

"Onu gerçekten ilk gördüğümde bir şey hissettim. Ve şuan ona kontrolsüzce çekiliyorum. Ama, ama-"

Abim sözümü kesti.

"Aşk için hiç bir ama yoktur Felix. Belki kavuşamazsınız ama şu dünyada hiç bir güç aşkın arasında giremez. Belki ayrılırsınız ve dünyanın iki ucuna savrulursunuz fakat duyguları asla yok edemezsiniz."

Ona gülümseyip ayağa kalktım. Hafifçe gülümseyerek dışarı çıktım. Gerçekten beklemenin mânası neydi ki? Artık bir şeyler yapmalıydım. Tam gidecekken abim arkamdan seslendi.

"Eğer tahminlerim doğruysa bu kişi Hyunjin. Bak sadece tahmin ama Hyunjin bugün teyzesinin yanına gidecek ve dört gün burada olmayacak. Yani istersen şansını dene."

Vücudumu tamamen ona dönerek gururlu bi şekilde cevap verdim

"Deneyeceğim."

  Evden koşarak çıktım. Yazlıklarının önüne geldiğimde Hyunjin'i arabaya binerken gördüm. Pekala, bu son şansımdı çünkü bana bir daha asla böyle bir özgüven patlaması gelmezdi.

"Hey Hyunjin!"

   Koşarak arabasına ulaştım. Ama fazla koştuğum için nefes nefese kalmıştım. Hyunjin de kapıyı kapatarak yanıma geldi ve elinı sırtıma koyarak nefes almamı söyledi. Biraz daha iyi olunca konuyu uzatmak istemedim.

"Ben sana aşık oldum!"

   Hyunjin bana baktı ve tam cevap verecekken asla hesapta yokken dudaklarımı onun dudaklarına kapadım. Daha ne olduğunu anlayamadan hızlıca geri çekildim ve heyecandan yüksek sesle konuştum.

"Yolun açık olsun!"

   O bana hala afallamış şekilde bakarken ben topuklarımı kıçıma vura vura kaçtım. Tanrımm gerçekten kendimi çok kötü rezil ettim. Arkama tekrar döndüğümde Hyunjin hala bana bakıyordu. Fazla salaktım.

   Eve girdiğimde Han hala gelmemişti. Abim ise içeri cips götürüyordu.

"Ne oldu itiraf ettin mi?"

"Evet, ben çok salağım."

Oturup her şeyi detaylıca anlattım.

"Sen ciddi ciddi beyinsizsin. Ben sana önce aşık olduğunu söyle sonra konuşmasına bile izin vermeden öp kaç mı dedim?"

"Biliyorum."

"Peki bir şey sorcam. Bu çocuk dört günlüğüne yok. Sen bu dört gece boyunca rahat uyuyabileceğini falan mı sanıyorsun. Nah uyursun."

Bu sefer sessiz kalmayı seçtim. Sonuçta sadece beş gün...

Felix çok salak

Summer love hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin