Silent cry (final)

100 5 11
                                    

Seleme size yb yazdim

   Herkesin gözü üzerimdeydi. Yutkumdum bu teklifi kabul ederken de olduğu gibi irademi serbest bırakıp kalbimin konuşmasına izin verdim.

"Evet."

"Bende sizi, koca koca ilan ediyorum."

İmzaları hızlıca attık. Memur bize aile cüzdanını verirken kapı hızla açıldı. Giren tabi ki babam ve Bayan Minji'ydi.

"Seni sürtük. Kendini fazla zeki sanıyorsun ha! Babalık hakkımı helal etmiyorum, mirasımdan da men ediyorum. Artık evimden de siktir olup git ve yanındaki diğer sürtük ile yaşa madem bu kadar meraklısın ona!"

Artık buna dur demem gerekiyordu. Ben küçükken bile beni çok döverdi. Son zamanlarda abime ve bana iyi davranmaya başlamıştı, belki pişmandır diye onu affedecektim hatta. Meğerse hepsi yalanmış.

Geçmiş

   Siteye koşarak tedirgince girdim. Hwang taşınalı 10 ay geçmişti. Onu hala özlüyordum, keşke geri dönebilse. Ama şuan derdim daha büyüktü. Eve geç kalmıştım ve muhtemelen babamdan sağlam bi dayak yiyecektim.

   Evin kapısını titreyerek çaldığımda kapıyı abim açtı.

"Babam seni bekliyor. Geç geldin, fazla öfkeli. Üzgünüm ama bu sefer seni koruyamam."

Başımı kabullenmişlikle salladım. Salona doğru ağır aksak adımlarla ilerledim. Babam ayakta beni bekliyirdu tabiki. Tek bir kelime etmeden önce sert bir tokat attı.

"Başımıza sürtük mü olacaksın bir de?"

   Sonrasında odayı babamın beni kemerle dövme sesleri ve benim acı içinde inlemelerim doldurmuştu.

"Baba artık yeter."

"Sen karışma!"

   O gece aldığım yaraların hiç biri babamın bana sürtük demesi kadar acıtmamıştı. Geri zekalı, işe yaramaz gibi şeyler demesine alışıktım fakat sürtük ağır gelmişti işte

   Odamda yanlız şekilde ağlarken kimse yanımda yoktu. Abim babamla tartışmaya başlamıştı. Benim sessiz ağlamalarımı kimse duymuyordu. O dışında. Hayatımı ona anlattığımda kendimi bi nebze iyi hissetmeme yarayan şey onun bana ettiği 5 kelimeydi.

"Bana sessiz göz yaşlarını gösterebilirsin."

Şimdiki Zaman

"Evet onunla yaşayacağım. Bu saatten sonra beni hoşlandığım insanlara göre yargılayan biri ile yaşayacak değilim ya! Hem istediğin kadar mirasından men et umurumda değil. Sana da Bayan Minji ile mutlulukalar dilerim."

   Bu kadarı yeterliydi. Hyunjin'in bileğini kavrayıp büyük binanın içindeki küçük salondan çıktık. Artık babamlar görünürde olmasada Hyunjin'i bırakmadım. Dev binadan çıktığımızda ise bileğini nihayet bıraktım. Ben bıraktığım an Hyunjin bileğini ovuşturmaya başladı. Belli ki fazla sıkmıştım.

"Ah salağım ben çok çok üzgünüm Hyunjin."

"Sorun değil, bugün fazla şey yaşadın hadi eve gidelim ve önce senin eşyalarını toplayalım. Sonra kendimize yaşayacak bir yer buluruz. Belki teyzeme gide ve-"

   Gördüğüm şey ile gözlerim sonuna kadar açıldı. Arabayı çekiyorlardı.

"Hyun araba!"

   O da benim bak tarafa tarafa döndü. Ardından çekici kamyonun yanına koştuğunda ise her şey için çok geçti. Kamyon çoktan uzaklaşmıştı.

   Umutsuzca geri döndüğünde ona hafifçe sarıldım.

"Eve yürüyeceğiz değil mi?"

"Maalesef."

Benim elim hala onun belindeyken birbirimize tatlıca tebessüm ettik. Arabamız veya evimiz yoktu fakat biz vardık. Her şeye rağmen beraberdik. Basit bir yaz tatili diye babamın yazlığına gittiğimde evli biri olarak çıkacağımı asla tahmin etmezdim fakat olmuştu işte. Evliydim artık.

-------------

   2 saattir yürüyorduk ama hala görünürde yaşam belirtisi yoktu. Artık ayaklarım beni taşımıyordu. Yoldan geçen her arabaya yani dört arabaya da bizi alması için bağırdım fakat kimse umursamadı. Ayçiçeği tarlalarının arasında umutsuzca yürüyorduk. Güneş batmaya başlamıştı.

"Hyun mola mı versek artık çok yoruldum."

"Olur zaten bu gidişle hiç bir yere varamayacağız."

Ayçiçeği tarlasının ortasındaki minik boşlukta oturduk. Başımı omzuna yasladığımda eli belime gitti.

"O Yongbok olayı ne?"

"Yongbok bana annemin verdiği isim. Ama ne ondan ne de verdiği isimden hoşlanıyorum. Kendisi asla benim yanımda durmazdı ama kendisi yerine yanımda duracak Yongbok ismini verdi."

"Hmm peki ben sana Yongbok diye seslensem hoşuna gider mi?"

Başımı hızlıca ona çevirdim.

"Sen bana istediğin gibi seslen sevgilim."

"Ama hayır, sana yıldız ışığım diyeceğim."

   Bunu dememle bir ayçiçeği tarlasının ortasında öpüşmeye başladık. Daha derin öpmeye devam edince yavaşça üstüme çıktığında sırtıma bulaşan toprağı bile umursamadım. Bundan sonra hayatımız çok farklı olacaktı. Ama en önemlisi mutlu olacaktık. Umarım...

Finall ama ozel bolum net aticam 

Finall ama ozel bolum net aticam 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Summer love hyunlix Where stories live. Discover now