~31

416 112 258
                                    

"Min.." Aynı anda konuşmuştuk. Buna ikimiz de kıkırdayıp yine aynı anda aynı kelimeler dökülmüştü ağzımızdan.

"Seni seviyorum."

________

Sabah gözlerimi araladığımda sert bir şeyin üstünde uzanıyordum. Kayanın üstünde mi uyudum ne? Elimi herhangi bir yere attığımda gelen şaplak sesi ile arada kapanan gözlerimi anında fal taşı gibi açmıştım. Boynumu uzattığımda kaşları çatık bir şekilde burnunu tutan ve üstünde uzandığım bir Minho beklemiyordum.

"Ne oluyor be?!" Sinirle konuşunca yan bir şekilde üstünde yattığım Minho'ya baktım. Resmen üstünde uyumuştum! "Biz ne ara bu hale geldik lan?!" Bende yeni uyandığım için çıkan boğuk sesimi aldırmadan konuşmuştum. Minho düz bir biçimde yatakta yatarken ben de üstünde ve yatağa yanlamasına yatıyordum. Kendimi sağ tarafıma doğru döndürdüğümde Minho'nun ayakları ile selamlaşmıştım. Merhaba Minho'nun sexy ayakları!

"Hiç sormayacağım nasıl uyudun diye, mükemmel uyumuşsundur." Minho konuşunca ona çatık kaşlar ile bakıyordum. "Ne?! Vücudun kadar sert bir yer görmemiştim! Resmen kayadan sert bir şeyin üstünde uyumuş gibiyim!" Konuştuğumda göğüs kabartıp sırıttı. Yatakta kendini dikleştirirken konuşmaya başlamıştı. "Tabi, kaslarım falan derken biraz sert olmuş olabilir." Dudaklarımı sinirle yalayıp yatakta doğruldum.

"Egolu bir piç olmaya devam mı edeceksin yoksa şu yumruğu yakışıklı suratına süs misali geçireyim mi?" Dudakları daha da kıvrılırken elini yüzünde gezdirdi. "Haklısın, bu yakışıklı surata-"

Sözünü bitirmesine izin vermeden üstüne atlamıştım. "Minho bak bu elim var ya.." Yumruk yaptığım eli Minho'nun dikkatini çekmesi için sallıyordum. Başını 'evet' anlamında sallayıp tek kaşı ile yüzüme bakmaya devam etti. Bende konuşmama devam etmek için dudaklarımı araladım. "Şu an senin yüzüne yer edinmek için can atıyor biliyor musun?"

Altımda yatan beden sırıtıp omuz silkti. "Sen benim yakışıklı yüzüme kıyamazsın ki-" Sözünü yine bitirmesine izin vermeyip sertçe yumruğumu yüzüne savurmuştum. Sonunda olmuştu! Eli gözünü tutarken bende yataktan -hatta üstünden- kalkmıştım. Yüzümdeki sırıtma ile kollarımı bağlayıp Minho'ya bakıyordum. Eminim ki o şu an attığım yumruğu yok sayıp beni parçalayabilecek güçteydi ama yinede bilerek bu şekilde davranıyordu.

Aklıma bir anda dün akşam gelmişti. Karnım kasılıp gevşerken gözlerim koskocaman açılmıştı bile. Hemen olduğum yerde hareketlenip banyoya koştum. Kapıyı kilitleyip elimi ağzıma vurmaya başlamıştım. Ona, onu sevdiğimi söylemiştim! Oda beni sevdiğini söylemişti! Evet öpüştük ama onu daha önce de yaptığımızda büyük bir tepki vermemiştim.. Şimdi ne olacaktı? Biz ne olacaktık?

Stresten yediğim dudağımı fark etmiyordum bile. Kapı çaldığında ise yaptığım işlem son bulmuştu. Suyu açıp biraz elime döktükten sonra geri kapatmıştım. Kapının önünde kesinlikle Minho vardı, onu biliyordum.. Ama ne şekil ve nasıl bir duygu ile olduğunu asla tahmin edemiyordum. Elimi kurulayıp kapıya uzandım. Kilidi açıp hemen kapının arkasında savunma hareketi ile beklemeye başladım. Kapı gürültü ile açılınca gözlerimi kapattım. Ellerim yumruk şeklinde büzüşmüştüm. Aklımı seveyim!

Bir hareketlilik olmayınca tek gözümü açıp karşımda bana endişeli gözler ile bakan Minho'yu beklemiyordum. Dudaklarım şaşkınlık ile aralanırken ellerimi gevşetip yerimden tekrar dikleştim. Bir anda bana sarılınca ne yapacağımı şaşırdım. Niye böyle yapıyordu şimdi?

Serendipity~ MinSung Where stories live. Discover now