23.Bölüm: Katil

536 50 32
                                    

23.Bölüm: Katil

Saat on bire doğru ilerlemeye başladığında Gülçin'i bir kere daha tebrik edip izin isteyerek ayrılmıştım mekandan.

Biraz yürümek ve temiz hava almak istediğim için çıkışta kabanımı verirken taksi çağırmak için soran görevlilere istemediğimi söylemiştim.

Kendimi garip hissediyordum. Sanki boğuluyormuşum gibi bir sıkıntı çökmüştü üzerime.

Yürüdükçe, soğuk hava yüzüme vurdukça kendimi daha iyi hissediyordum.

Bir iki adım daha gitmiştimki ileride bir arabanın yanındaki bağırışları duymaya başlamıştım.

"Bin dedim sana şu arabaya!" diye bağıran bir adamın sesi yankılanmıştı sokakta.

"Bırak beni! Seninle gelmek istemiyorum." çaresiz bir kanının yakarış sesi de duyulmuştu ardından.

"Ne oluyor ya?" diye fısıldayarak biraz yakınlaşınca bir kızı kolundan tutmuş, çekiştiren kişiyi görmüştüm.

"Bin dedim sana! Bak elimden bir kaza çıkacak." demesiyle kadının kafasına bir yumruk geçirmişti. 

Gördüğüm manzara karşısında bir anlık donup kalsam da hemen telefonumu çıkarıp polisi aramıştım. 

"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Bırakın kadını." diye birden önlerine çıkmıştım.

Polis gelene kadar beklemeliydim belki ama eğer bu adam kadını o arabaya bindirmeyi başarırsa neler olabileceğini düşünmek beni müdahale etmeye zorlamıştı.

"Sen kimsin be?" karşısında başka birini görünce şaşırmıştı.

"Kim olduğum önemli değil. Burada asıl önemli olan sizin ne yaptığınız?"

"Sana ne? Sen ne karışıyorsun?" kadını arkasına almıştı. Bana korkuyla bakıyordu. Yardım çığlığını gözlerinden duyuyordum.

"Ne mi karışıyorum? İnsanlık ölmedi herhalde. Hanımefendi bu adamın söylediklerini yapmak zorunda değilsiniz. Benimle gelin." kadın bir bana, bir adama bakıyordu. Titremeye başlamıştı.

"Hiçbir yere gidemez. O benim karım." gururla söylemişti bunu ama bu ona bir insanı alıkoyma hakkı tanımıyordu.

"Karınız olması, ona her istediğinizi yaptırabileceğiniz anlamına gelmez. Sizinle gelmek istemiyorum dedi."

"Eeeh! Yettin ama sen. Git, uzaklaş buradan." diyerek nerden geldiğini anlamadığımın bıçağı bana doğru savurmaya başlamıştı.

Bu iş böyle olmayacaktı. Bu adamın iyi bir ders alması gerekiyordu. Gerekiyordu ki bir daha her kadınla böyle konuşulmayacağını anlasındı.

Önce çantamı, sonra kabanımı çıkarmaya başlamıştım.

"Ne? Ne yapıyorsun?" bana delirmişim gibi bakıyordu ama harbiden böyle de çok soğuk olmuştu. En sonda ayakkabılarımı çıkarıp;

"Hadi! Cesaretin varsa çık karşıma." demiştim. Onu kadından uzaklaştırmaya çalışıyordum. Zarar görmesini istemiyordum.

"Bacım git işine Allah aşkına! Gece gece katil etme beni." bir adım ileri çıkmıştı, sonra bir adım daha. 

"Gel hadi! Gel." dememle kolladığım fırsatı yakalamıştım ve sonrası biraz acı bitmişti.

**

Uraz

"İlker! Efsun nerede?" Uraz'ın telefonu çaldığı için bir süre dışarı çıkması gerekmişti. İçeride müziğin sesinden bir şey duymak zordu.

99 Sebep [Devam Ediyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin