23. Bölüm

7.1K 633 677
                                    

bölüm 1k okunuyor ancak o kadar okunmaya maksimum 180 oy geliyor. üstelik yorum yapan ancak oy vermeyenler de cabası. bu kadar çok okunmaya karşı özellikle oy ve yorum eksikliği hevesimi kırıyor bundan sonra sizden aldığım etkileşime göre bölümler gelecek

oy sınırı 200

Çıkış yapışımdan bu yana durmak nedir bilmediğim bir tempoyla hareket etsem de kendime ayıracak vakti bulmaya çalışmıştım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Çıkış yapışımdan bu yana durmak nedir bilmediğim bir tempoyla hareket etsem de kendime ayıracak vakti bulmaya çalışmıştım. Konserlerden sonra ara sokaklardan birindeki barbekücüye gitmek, Han Nehri'nde koşu yapmak, Bam'ı gezdirmek ve boks antrenmanlarım derken kendimi aksatmamıştım. Oldukça yoğundum albümün yayımlanışından dolayı, birçok şeye de vaktim yoktu. Hayranlarla yaptığım sınırlı sayıdaki dinleme partilerim, radyo programlarım derken Taehyung'un da yurt dışı seyahatleri başlamıştı. Yoğun tempolarımıza rağmen ilişkimizi olabildiğince birlikte geçirmeye çalışıyorduk. Bir kaç kez yemek mevzusunda tartışma yaşanmıyor değildi, böyle olduğunda kendimi biraz frenliyordum, günün sonunda o bu problemin çözüldüğünü sansa da kafama yazdığımı bilmiyordu. Her şekilde gözlemliyordum ki zamanı geldiğinde olabilecek her şeye müdahale edebileceğim kadar hazırlıklı olayım. Kısaca zordu yani ama bir şekilde orta yol bulundu mu bulunuyordu.

Bunun yanında dolu vaktimden arta kalan zamanlarda Jimin ve Rose ile yaptığım şeyler de vardı ancak birçok kişisel aktivitemin yanında sanırım yapmadığım tek şey sinemaya gitmekti. Tam da o anlardan birindeydim, pek işlek olmayan izbe bir alışveriş merkezinin sinema bölümünde siyah, dizlerime gelen montumun cebindeydi ellerim, maskem ve şapkam da takılıydı. Taehyung yemediğinde, kendime mısır almak için girdiğim sırada oldukça kamufleydim fakat bir o kadar da çileden çıkmak üzere olduğum gerçekti. Deminden beri her istediğini ağlayarak elde etmeye çalışan altı yaşlarında bir çocuk sürekli zıplayıp dururken arada sırada ayağımın üzerinde tepiniyordu, annesine karamelli muffin istediğini söylüyordu. Çocuk sevmiyor değildim ama bu da yani olacak iş değildi. Bütün sinemanın büfesi ağlama dolu istekle inliyordu. Sorunsa tam olarak şuydu, sıraya girip karamelli muffinleri gördüğümde canım çekmişti, benim de amacım ondan almaktı ve kalan son iki muffinden birini önümdeki herif almıştı. İki seçeneğim vardı, ya ben de alacaktım ya da sadece mısırı alıp içimdeki ukdeyle bütün film boyunca karamelli muffini düşünecektim.

"Bir büyük boy mısır..." diyerek gözünü muffinlerin olduğu stantta gezdirip bir gram pişmanlığım olmadan devam ettirdim cümlemi "Bir de muffin, karamelli."

Üzgünüm ama, dünya üzerinde hayır diyemeceğim tek şey karamelli olan her şeydi. Savaş verirdim ve iddia ediyorum ki asla da yenilmezdim.

Satıcı adama, üzerinde sadece kart numarası bulunan siyah kartımı uzattığımda anlık gözlerime bakıp kartı aldı ve siparişlerimi teslim etmeden hemen önce hafifçe eğilip iyi eğlenceler diledi. Tanıdığını anladım, özel hayatıma saygı duyduğu için de teşekkür edip sıranın çıkışında beni bekleyen sevgilimin yanına gittim.

Baptise in your thighs | taekookWhere stories live. Discover now