(s)care

1K 91 37
                                    

Gürültülü müziğe eşlik eden bedenlere bakarken kendimi ritme ayak uydurmamak için zor tutuyordum.

Gözlerim dans eden kalabalığın arasında onun bedenini aramaya başladı, yoktu. Bu da demek oluyordu ki serbesttim. Bana engel olamazdı.
Hyunjin bana yerimde durmamı ve kalkmamamı söylemişti ve birden bire ortadan kaybolmuştu. Tabi ki de onu dinleyecek değildim.

Kalabalığın arasında bedenimi ritme uydurdum. İnsanlardan gelen kahkahalar, zevk sesleri, vücutları arasında akan minik ter damlacıkları, parlayan simli makyajları, süslü kıyafetleri ve ortamın sürekli renk değiştiren ışığı kafayı daha da bulmama sebep oluyordu.

Kafamı geriye atıp daha da hızlanan ritim ve bedenlerle hareketlerimi hızlandırdım. Müziğin birden bire yavaşlayan chill ritmiyle body roll yapmaya başladım etrafımda dönerek anın tadını çıkarırken tam olarak göbek deliğimin üzerine kapanan elle geriye çekilmemle sırtımın sert bedene çarpması bir oldu. Kelebekler yine başladı. Ensemde hissettiğim nefesle tüylerim ürperirken kulağıma fısıldadı.

"Lixie neden beni dinlemiyorsun bebeğim?"

Yutkundum ve ondan ayrılmaya çalıştım ama çok sıkı tutuyor beni kendi parçasıymış gibi bırakmıyordu.
Hareket etmeye başladı elleri arasında olan bedenimi kendi hareketlerine uydurdu. Hyunjin'i daha önce böyle dans ederken hiç görmemiştim gerçi şu an da görmüyordum ama hissediyordum.

Hareketlerimiz, üzerimde adeta ek*t*zi etkisi yaratırken kafamı geriye atıp onun omzuna dayadım.

Kulağıma değen kalın dudakları, çarpan nefesi, kalp atışları, alnıma değen saçları, içimde kopan tuhaf ve güzel bir ürperti, kelebeklerin uçuşması , belimi okşayan eli , sırtımda hissettiğim kasları, aralanmış ve alkolün etkisinde olan sarhoş gözleri , terinin tatlı kokusu beni baştan çıkarmaya çalışıyor ,bense direnmeye.

Beni kendine çevirdi ve gözlerime o derin bakışlarını yolladı. İçinde yok olurken ona hipnotize olmuş bir hasta gibi baktığıma emindim. Bundan utanmadım çünkü o da bana bir tabloymuşum gibi bakıyor beni inceliyor adeta deliyordu.

Dudaklarıma kayan gözleriyle bende onunkilere baktım. Bir eli belimdeyken diğeriyle üst dudağımı okşamaya başladı. Gözleri gözlerime çıkarken parmağı hala dudağımda geziniyordu. Gözlerimi ayırmak istesem de yapamadım o kadar derin bakıyordu ki beni kendine kenetlemişti.

Dişlerime değen parmak ucuyla bana fazlasıyla tahrik edici bir bakış attı.
Yutkundum. Parmağını ağzıma aldım ve onun gözlerine derince baktım. Sıra bendeydi.

Bana sırıttı ve belimden çekip kendine yapıştırdı beni. Bununla utanmıştım. Parmağını çıkardı ve dudaklarımın üzerinde gezdirdi. Birden bire gözleri benim arkama kayınca.

Kulağıma fısıldadı.

"Lix ,buradan gitmeliyiz."

"N-ne"

Bileğimi sertçe kavrayıp beni peşinden yürüttü. Dar ve bir kaç kapının olduğu koridora geldik.

"Hyunjin ne oluyor!?"

Birden bire ağzıma kapanan eliyle şaşkınca ona baktım .

"Lee minik ağzını kapalı tutman gerek"

Lee?

Eli hâlâ ağzımın üzerindeyken kapılardan birini açıp beni oraya itti ve ardımdan o da geldi. Bana sinirli bir şekilde bakıyordu.

"Bir kez olsun beni dinlesen ne olacak?!"

"HYUNJİN! NE OLUYOR!?"

"AH Felix sınırları zorluyorsun. Bana bunu yaptırma"

"Neyi Hyun belki cevap alabilirsem susabilirim?"

"Hayır. Cevabını almadan susman gerek."

Hiç bir şey anlamıyorum bu ani çıkışı da neydi böyle. Bana bakan suratı eskisine dönmüştü o ifadesiz duvar gibi ve korkunç surat. Akmayan gözyaşlarımla ağlıyordum. Kalbim acıyordu.

Ya bana zarar verirse..

Kaçardım ama nereye kadar?

Boş odada duvara yaslanıp yere kaydım ve aralık olan kapıdan dışarıyı gözetleyen güzel ama korkunç kişiye baktım.

Zaten hep güzel olan şeyler kötü değil miydi. Havva'yı hep aptal bulmuştum ama şu an ona hak veriyorum. Eğer şeytan Hyunjin'in kadar çekiciyse ben de yerdim o lanet elmayı ama benimki aptallık olurdu Havva saftı. Bense ...

Düşünceler zihnimden aktıkça daha da korkuyordum. Gözlerim dolmuştu saklamak için kafamı dizlerime gömdüm.

"Felix bebeğim.. özür dilerim seni korkuttum."

Yüzümü açmayınca kollarımı dizlerimden ayırdı ve kafamı zorla kaldırdı.

"Siktir... Felix o kadar korktun mu"

Bunu ıslak gözlerimi görünce söylemişti.

"N-neden buradayız?"

"Birini düşmana benzettim."

"O olmadığından emin misin?"

"Oydu. Bu da bir tuzaktı. Bana zarar vermek için seni almak isteyen güçlü bir adamın sağ kolu. Changbin ben senin yanında otururken onu halledecekti kontrol için gittim adam Changbin'in kolları arasında boğuluyordu. Sonra yanına geldim. Ve onu arkanda gördüm Lix sana zarar verseydi bunun acısıyla yaşayamazdım."

"Beni yem olarak kullanmanın?"

"Evet özür dilerim bunu nasıl telafi edebilirim?"

"Hmm.."

"Gay bar!"

"Ciddi olamazsın seni oraya asla sokmam"

"Affetmem"

"Felix başka bir şey bul"

"Gru-"

"Onun yerine seni ben becereceğim. İyi bir cezayı hak ediyorsun çok şımarmışsın."

"Senden ilk defa bir şey istedim ama"

"İstediklerini hayal eder misin? Bana hak vereceksin"

Sesi çıkarmadan ona yalvarırcasına baktım. Bana en sert bakışını atıp ayağa kaldırdı.


 Bana en sert bakışını atıp ayağa kaldırdı

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Oylamayı unutmayın!

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Oylamayı unutmayın!

HELL OR HEAVEN | HYUNLİXTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang