7.BÖLÜM

34 4 1
                                    

7.BÖLÜM

Odaya tamamen girdiğimde iki adım ilerlemiştim ki birden ayaklarım sanki yere çivilenmişti. "Barut?"

Barut, dizinin birini kırmış diğer dizini de öne doğru uzatmış bir şekilde yatağın önünde oturuyordu. Karşısına geçip dizlerimin üzerine yere çöktüğümde göğsüne sımsıkı bastırmış kumaş parçasına ardından boşluğa bakan gözlerine baktım.

"Barut, iyi misin?"

Boşluğa bakan kırmızı gözleri gözlerimi bulduğunda paramparça olmuş kumaş parçasını parmaklarıyla daha çok sıkmıştı.

Barut titreyen sesiyle, "Sen mi yaptın?" diye sorduğunda elindekine ardından tekrar gözlerine bakmıştım.

"Neyi?"

"Bu hırka, annem öldüğünde üzerindeydi ve hala da kokusu vardı." dediğinde acıyla gözlerini sımsıkı yummuştu. "Bu hırkayı sen mi paramparça ettin?"

Ciddi mi diye başımı hafif sağa eğip yüzüne baktığımda kaşlarımı çatmıştım. Barut kapalı olan gözlerini araladığında sorusunu tekrarlamıştı. "Annemin kokusunun olduğu hırkayı sen mi parçaladın Asena!?" 

Bağırmasıyla irkildiğimde hafif gerilemiştim. Yakınında durmak şuan itibariyle çok tehlikeli olduğu için ondan uzaklaşarak ayağa kalkmıştım. Barut da benimle beraber ayağa kalktığında elindeki hırkayı da hala sımsıkı tutuyordu.

"Ben neden böyle bir şey yapayım? Hem ayrıca ben nerden bileyim annenin hırkasını? Saçma sapan konuşma! Dışarıda bir sürü katil tipli köpeğin var! Git onlara sor!" diye bağırdığımda gözlerini kapatarak başını yukarıya kaldırmış burnundan da derin bir nefes çekmişti.

Barut dişlerinin arasından tıslarcasına, "Bıçakla kesilmiş..." dediğinde kaşlarımı biraz daha çatmıştım. Bu da her bıçak işini benden biliyordu! Ayıp ama!

"O zaman git insan tipindeki köpeklerine sor." demiştim gayet sakin bir ses tonuyla.

"Asena!" diye kükrediğinde bir kere daha irkilmiştim. Ama artık gerçekten yeterdi! bu on dakika içerisinde beni sesiyle ikinci korkutuşuydu!

"Ben bilmiyorum. Elinde tuttuğun şeyi de hayatımda ilk defa gördüm. Belki senin de içinde sana bir şeyler yaptıran bir ses vardır? Belki de sen yaptın ve hatırlamıyorsundur?"

Barut tepkisizçe altı saniye kadar yüzüme bakmış ardından hızla başını  iki yana sallayarak benden bir buçuk adım uzaklaşmıştı.

"Saçmalama ne alakası var? Senin işin bu!"

Bakışlarımla elindeki hırkayı işaret ettiğimde, "Bu hırkanın annene ait olduğunu sen biliyorsun ben değil," tek gözümü kırpıp hafifçe başımı salladığımda. "Bir kere daha düşün." diyerek gülümsemiştim. Kapıya doğru  yürüdüğümde kapıyı açarak bir bacağımı dışarı atmış ardından başımı çevirerek Barut'a bakmıştım. Put gibi hareketsizce duruyordu. "Kahvaltı hazır sakın geç kalma. Ben sofra adeti falan dinlemem kahvaltıya başlarım bilgin olsun." diyerek odadan çıkmıştım.

İÇİMDEKİ SUÇLUWhere stories live. Discover now