10. O Parıltı

490 88 43
                                    

"Bakın şimdi, harekete bakın beyler!" Boris, tabldotundaki bir üzümü havaya fırlattı ve ağzıyla yakalayarak gururla kollarını açtı. Üvey kardeşi Otis de, yemeğini engelleyen kolu ısırarak Boris'in bağırmasına neden oldu. "Pis yamyam!" diye ciyakladı kolunu ovarken.

"Kes sesini 3K* ajanı, yemeğimi engelliyorsun."

(KKK*: Siyahilere karşı kurulmuş ırkçı bir örgüt.)

Birbirine olan ırkçı atışmalarına Myron ve ben gülerken, çorbama kaşık daldırıp ağzıma götürdüm. Sıcak sıvı boğazımdan geçtiğinde bakışlarımı kaldırmıştım ki, karşımda oturan Boris ve Otis'in tam arkasında bekleyen bedeni fark ederek duraksadım.

Louis, elindeki tabldot ile gergince bana bakarken, dudağını ısırıp sessizce onu fark etmemi bekliyordu.

"Louis?" dediğimde, masadakilerin bakışı birden ona döndü. Biraz daha utandı ama hiçbir kaçışma belirtisi göstermeyerek gülümsemeye çalıştı.

"B-ben... O-oturabilir miyim? Şey... Sizinle."

"Elbette!" Myron sevecen bir şekilde gülümseyip hemen yerinden kalktı ve bana imâlı bir göz kırpışla üvey kardeşlerin yanına oturdu. Hareketine bıyık altından gülerken, Louis yanıma kurulup tabldotu önüne bıraktı, bana utangaç bir tebessüm bırakıp yemeğine döndü. Gizli gülüşüm artık sırıtışa dönüşmüştü.

"Demek gelmeye karar verdin."

Bana kaçamak bir bakış atarak yemeğine döndü. "Hı-hım..."

"Oldukça müteşekkirim," diyerek, eski kelime kullanışımla onu kıkır kıkır güldürdüm. Ben de gülerek yemeğime döndüğümde, kendimi bir anda enerjik ve canlı hissettim. Louis bana iyi geliyordu.

"Biz onca zamandır uğraşıyoruz," diye güldü Boris. "Harry iki yanına geldi, hemen yelkenleri suya indirdin."

Louis'nin utangaç tebessümü karşısında gülmekten kendimizi alamazken, "Demek ki tek kişilik bir ilgiye ihtiyacı varmış," dedim keyifle. Ona, Louis'nin bana iyi geldiği gibi iyi geldiğimi bilmek beni fazlasıyla memnun hissettirdi.

"Vay vay vay..." Boris ikimize de keyifli kısık gözlerle bakıyordu. "Siz ikiniz Ford County'nin bayağı bayağı çift kumruları oldunuz ha..."

Myron ve Otis, hatta ben bile buna gülerken Louis'nin kulaklarına kadar kızardığına şahit olarak sırıttım. Aslında, rahatsız olduğunu hissetseydim Boris'e kötü bir bakış atarak durumu kurtarabilirdim. Ancak alt dudağını ısırıp gülüşünü saklamaya çalıştığından, bundan memnun olmadığını söyleyemezdim.

"Ama siz ikinizi bırakıp biraz gerçeklere odaklanalım," dedi Myron. Gözleri, az önceki keyfine karşılık çok ciddi bakıyordu. "Ben, Harry Styles kimdir diye çok merak ediyorum. Hâlâ bir cevap alamadım."

Cümlesi karşısında Otis ve Boris de durgunlaşırken, biraz gergince bana kaçamak bakışlar atmaya başladılar. Ben de gerilmiştim, suçsuzluğumu açıkça ifade edeceğim o gün bugün ise, bilmeye hakları elbette vardı. İki gün önce Greg'e çıkışıp boğazını neredeyse dirseğimle deleceğim o gergin olaydan sonra, kim olduğumu bilmek isteyeceklerdi. Nihayetinde, aralarında kalmam gerekirse, onlara dürüst davranmam gerekiyordu.

Dürüst olup olmadığım tam olarak asla bilinmeyecek olsa bile, biliyordum, bir şekilde Ford County'de, iyi bir arkadaş grubuyla hayatta kalmak istiyorsam, kendimden taviz vermem gerekiyordu.

"Açık hava saatinde avluda buluşalım," dedim. "Myron, sen de sigaranı ayarlasan iyi olur."

"Sigaram her zaman hazırdır," diye sırıttığında, bir öksürük krizi sebebiyle gülüşü kesildi ve bu kez üçümüzün gülmesine neden oldu. Myron aslında çok sigara içer ve özellikle bahislerden sigara aşırabilecek kadar şanslı çıkardı. Louis ise bizim ona gülmemize karşılık elbette şaşkındı. Zamanla alışırdı herhalde.

Fighter's Feelings | Larry ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin