30. Ağır Sıklet Coşkusu

275 49 51
                                    

Lütfen yorum yapmaktan kaçınmayın 💘

----

Louis'nin, bir gün bana anlatacakları:

Harry Potter serisinin beşinci kitabı yarım yıl kadar önce çıkmıştı. Yıl 2004'tü, bir yıldır senin olmadığın bu hapishanede, eski yaşantımda olduğu gibi kendimi kitaplarla avutuyordum. En büyük zevkim yeni yeni çıkmaya devam eden Harry Potter serisinin her kitabını başa dönüp okumaktı; çünkü eğlenceliydi ve bu basık ortamda beni mutlu eden en büyük şey de onların büyülü dünyasına girmek oluyordu.

Seni çok özlüyordum.

Sen çıkalı birkaç ay olmuştu. Ne yazık ki bu birkaç ay, bana birkaç yıl gibi geliyordu. Bana, yeni yatağında asla uyuyamadığını, söylüyordun, çünkü ben rahatsız yatakta yatıyormuşum. Bu öyle nahif bir düşünceydi ki, hücreme geçer geçmez ağlamıştım. Beni düşünüyordun.

Görünen o ki, salonunu açmıştın. Sana katılan çok kişi vardı, senden eğitim almak istiyorlar ve insanlar seni merak ediyordu. Hapisten çıkan bir boksör olarak, öncekinden çok daha merak ediliyormuşsun. Zaten görüyordum, bazen spor kanalları senin için çekimler yapıyor, röportajlar veriyordun. Ün kazanmanı ve bir saygınlık edinmeni dört gözle bekliyordum.

Ayda birkaç kez beni görmeye geldiğini, arama günlerinde hiç aksatmadan beni son dakikaya kadar aradığını biliyor ve sana minnet duyuyordum; beni unutmadığını hissetmek beni fazlasıyla ümitli kılıyordu. Böylece buradan çıkacağım vakit, yani sadece yarım yıl kadar sonra birlikte olabileceğimizi düşlemekten kendimi alamıyordum.

Ama bu gelişlerin ve aramaların bana yetmiyordu.

Her istediği olan, şımartılmış bir burjuva çocuğu gibi sana öyle alışmış, yanımda durmanı öyle çok sevmiş ve senin her zerrene öyle âşık olmuştum ki, yoğun isteklerle seni yanımda; daha çok yanımda istiyordum. Bana dokunmanı, saatlerce sohbet etmeyi, bana sarılmanı, öpmeni, kollarına kıvrılmama izin vermeni istiyordum.

Böylece, sana olan aşkımı her defasında itiraf edesim, doyumsuzca adını fısıldayasım geliyordu.

Sana doymam mümkün müydü Harry?

Yine hücremde kitabımı okurken, Myron ve diğerleri kapıma gelip aralarına katılmamı istediler. Onların yüzünde artık onları değil, seni görür gibi olduğum için her seferinde ricalarını kabul ediyordum. Bazı zamanlar onların arasındayken yaşadığınız olayları dinlemekten büyük bir zevk alıyordum. Seni başkalarının sözlerinden dinlemek bile içimi açıyordu.

"Şimdi Harry olsaydı ne yapardı çok iyi biliyoruz," dedi Otis, keyifle sırıtarak. Adın geçtiğinde bile yüreğimde şiddetli çarpışmalar meydana geliyordu.

"Ne... ne yapardı?" diye sordum merak içinde.

"Şu şapşiğe de bakın!" Otis burnumu dürterek hepimizi güldürdü. "Harry lafı geçince nasıl da konuşmaya başlıyorsun!"

"Karışma be!" diye çemkirdi üvey kardeşi Boris. "Adam âşık oğlum, tabii konuşacak!"

Bir süre tartışmaya dalmışlardı ki, senin hakkındaki gerçeği merak ederek, "Ne yapardı?" diye yineledim sorumu büyük bir hevesle. Hepsi böyle bir atağımı beklemediğinden şaşkınca bana baktı, sonra durulup sakince anlatmaya koyuldu Otis: "Sütlü çay içmeye bayılırdı, kilo aldığından şikâyet edip dururdu ama sanırım en büyük zevki buydu."

Kalbim sevgi ve merhametle eriyormuş gibi hissettim, mutlulukla gülümsemekten alamadım kendimi. Ben de bu konuyu biliyordum ama başkalarından da duymak hoşuma gitmişti. "Evet... Seviyordu."

Fighter's Feelings | Larry ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin