SON

344 40 105
                                    

Mayıs ayını seviyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mayıs ayını seviyordum. Yazın habercisi olan mayıs ayında, ilkbaharın son günlerinin ılık esintisini yaşar, dalların çiçeklerle renklere bürünmesini izler, meyvelerin oluşumunu heves içinde beklerdim. Yeni bir yaşamın doğumu gibiydi. Bereketin, renklerin, sıcaklığın ve sevginin habercisi olarak gelirdi bana.

İşte bugün Louis hapishaneden çıkacak, yeni yaşamına adım atacaktı. İlk kez bugün doğacaktı. Yeni bir sayfaya değil, yeni bir kitaba geçecekti. Geçmişte onu kıran her şeyden uzakta tutacağım bir gelecek ve şimdiyle onu sarmalayacaktım.

Onu beklerken arabama yaslanmış, kollarımı birbirine dolamış, hapishanenin büyük kapısının açılmasını bekliyordum. Nihayet açılan kapıdan, elindeki yalnızca küçük bir valizle ortaya çıkan sevgilimi gördüğümde kocaman gülümsedim, ona doğru ilerledim. Beni gördüğüne öyle şaşırmıştı ki, sanki beni beklemiyor gibiydi.

Yanına ulaşır ulaşmaz valizi tek hamleyle alıp her iki kolumla sıkıca onu sarmaladım. Sıcak, cılız kolları sırtımdan sarılırken, yüzünü göğsüme gömmesini sevgi içinde karşıladım. Yüzümü ensesine yaslayarak, "Hoş geldin," dedim. "Yeni hayatına hoş geldin, meleğim. En çok da, bana geldiğin için hoş geldin!"

Sıkıca sırtıma sarılmaya devam ederken benden ayrılmak istemiyordu sanki. Ensesinden öptüm, boştaki elimle sırtını sıvazladım. Ağlıyordu. Yaşadığı her şey ve gördüğü her muamele sonunda benim kollarımda, özgürlüğünü ve ikimizin aşkıyla yaşayacağını bilmenin huzurunu tattığını çok açık anlayabiliyordum.

Yanağını öptüm, ondan ayrıldım. Beni hâlâ bırakmak istemez gibi tişörtümü sıkıca tutmuş, ıslak mavi gözleriyle bana bakıyordu. Yumuşak dudaklarına gömülüp derince öptüm, başımı geri çekerek, "Gidelim mi?" diye sordum.

"Hemen gidelim," dedi titreyen sesiyle. Burada daha fazla kalmak istemiyordu, ben bile arkamda Louis'yi bıraktığımı bilmeme rağmen bu aptal yerden çıkarken depar atar hâldeydim. Belinden yakaladığım gibi arabaya yürüdük, onu ön koltuğa oturtup dudaklarına sıcacık bir öpücük daha kondurdum. Islak gözleri şimdi daha sevimli ve daha mutlu bakıyordu.

"Seni yerim!"

Kıkırdadı. Sesinde kaybolmak istedim!

Valizini hemen arka tarafa fırlatıp şoför koltuğuna geçtim, sürmeye başladım. Boştaki elimle elini tutup üzerine öpücükler kondururken, "Buna inanamıyorum!" diye şakıdım. "Yan koltuğumda oturuyorsun, özgürüz, birlikteyiz!"

"Uzun zamandır gökyüzü bu kadar parlak değildi." Derin bir nefes aldı, biraz daha bana yaklaşıp başını omzuma yerleştirdi. Omzumdan kalbime doğru sıcacık ağrılar geçip girdi sanki; ancak bu ağrılar öyle güzeldi ki, bana aşkı anımsatmaktan başka hiçbir etkisi yoktu!

"Aç mısın? Dur, aç olmasan da bu önemli değil. Güzel bir yemeğe çıkacağız."

"Açım!" Yaslandığı koluma nârince sarılıp tişörtümün açıkta bıraktığı dirsek içimi öptü, gülümsedim. "Seninle yiyeceksem çok daha açım!"

Fighter's Feelings | Larry ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin