Yangın Düşmüş Kor Kor(4×12×1)🥀

267 15 258
                                    

4.Sezon 12.Bölüm/1. Kısım /127. Bölüm

Medya; Ege 💘😈

🥀🥀

'Bir insan sevdiği birini kaybederse, yüreğinde kırk tane mum yanarmış. Her gün bu mumlardan biri söner, ama kırkıncı mum sonsuza dek yanık kalırmış...'

-KOLEKTİF/ Yürekte Kırk Mum-

🥀🥀

Bölüm Şarkıları;

Deniz Tekin & Bende Bir Problem Var

EmirCan İğrek & Kor

🥀

-TOLGA-

Ateşle oynuyordum. Ateşi ilk kez yöneten değil içinde yanan ama yine de onu yöneten olmaya çalışıyordum. Yapacağım şeyin sonuçları ne olacaktı bilmiyorum. Ya sonun da sadece ben yanacaktım ya da her zaman ki gibi kurtulmanın bir yolunu bulacaktım. Haberler de gördüklerim üzerine ufak bir şaşkınlık yaşamıştım, Arda ve Umay sonun da ölmüştü demek. Kerim'den kurtulup da evlerine giren bir hırsız (?) tarafından öldürülmeleri de çok ironiydi. Ama bu benim problemim değildi. Altın sekizli öfkeyle harekete geçerlerse bundan beni sorumlu tutarlardı biliyorum.

Fakat gel gelelim karşıma Davut Bey'i almayacağımı ya da bir anda yeniden onlarla karşı karşıya gelmeyi seçecek kadar aptal olduğumu düşüneceklerini sanmıyordum. Akıllanmış olmalılardı, duygularıyla değil mantıklarıyla olayları analiz etmeleri gerekiyordu. Bunu yapmazlarsa kaybetmeye mahkum olacaklardı. Ben ise bu düşünceler arasındayken aynı zaman da Çukur'a gelmiştim. Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim, aynı soruyu bende sordum merak etmeyin. Ne alaka?

''Hoş geldiniz Tolga bey..'' dedi çalışanlardan biri. Herkesi aforoz ettikten sonra Çukur'u ayakta tutan ben olmuştum. Eninde sonun da Dorukların ya özgürlüklerine ya da tamamen ölüme kavuşacaklarını biliyordum sonuç da.

''Hoş bulduk Erdem..'' dedim içeri girerken '' Sıla burada eminsin dimi? Karıştırıyor olmayasın?''

''Hayır Tolga Bey, Sıla hanım. Geleli bir iki saat oluyor, biz daha mekanı açmaya başladığımız anda damladı..'' dedi Erdem endişeli bir sesle '' Baya bir içti..''

''Tamam sağ ol ilgileneceğim ben..'' dedim Erdem'in sırtını sıvazlarken. Ardından içeriye yürümeye başladım. Ve onu gördüm. Sahnenin ortasında kendi başına dans ediyordu. Elinde bir Votka şişesi vardı. Kızıl saçları öylece etrafa savuşurken kollarımı bağdaştırarak onu izlemeye başladım '' Erkencisin?'' diye bağırdım beni duyabilmesi için

''Senin aksine..'' dedi Sıla dans etmeyi durdurmazken '' Sen baya geç kaldın..'' Sıla bana dün akşama kadar bir karar vermemi söylemişti. Ama ben verememiştim. Ve veremediğim karar aslında verdiğim bir karardı '' İşlerin başına ne zaman geçeceğini sormak için geldiysen babam bugün halleder..''

''Yüzüme bakmayacak mısın?'' diye sordum gülümseyerek. Arkasını dönmüyor, olduğu yerde dans ediyordu.

''Beni yanıltmadığın için sana kızgınım..'' dedi arkasını dönmezken. Belki de beni kendine bu kadar çeken şey bu dürüstlüğü idi. '' Sana o teklifi sunduğum da aptalca, ergen kızlar gibi beni seçmeni beklemiştim. Ama bunu beklerken bile asla bu güce hayır diyemeyeceğini biliyordum işte..''

''O zaman neden sabah sabah içiyorsun ki?'' dedim ona doğru yürümeye başlarken '' Değmeyecek bir adam için neden kendine zarar veriyorsun?''

''Senin için içmiyorum'' dedi Sıla arkasını dönerken. Ancak ben tam onun arkasında durduğum için bedenlerimiz birbirine çarpmıştı '' kendime kızıyorum, tanımadığım bir adama tutulduğum için. İlk aşkımın değmeyecek bir şerefsiz olmasına izin verdiğim için..''

Sonradan Gelen Bela: Altın Onlu 💥Where stories live. Discover now