Bağrı Yanık

45 8 11
                                    



Ölsem bile,
Hoşçakal, hoşça kal..
10.03.23🌑

Unutmak için gidiyorum.
Senden..
Bizden..
Her şeyden..
Bir şarkı misali ağzıma takılıyor melodilerin sonra diyorum ki; tüm anılar sanki kuş oldu uçtu, çıktı gitti yüreğimden..
Belki de aklımdan çıkmadığın için yüreğimde tutsak kalmış, paslı demirliklerin ardından bana bakıyorsun. O bakışlar, o aşkına inandığım bakışlar yine süzülüyor yüzümün her kıvrımında..
Korktuğum, ardına saklandığım her şey başıma gelmiş gibi..
Diyar diyar
Sokak sokak
Seni aradım ben, bizi aradım.
Yokmuşsun, yoksun, hiçte olamamışsın, olamamışız..

Verilen sözler, kurulan hayaller, yaşanılamayan hayal kırıklıkları..

Kalplerimiz bir olsun sevgili, kalbim hâlâ dikenli tellere takılmış sarkıyor, kurtaranını bekliyor. Ama hiçte sesi çıkmıyor, huzur bulduğu yerde takılı kalmış, ayakları çoktan yerden kesilmiş zaten..
Elbette bitecek bu sevda, sönücek bu yangın, dinicek hasretin..
Zalim kalplerde intikam oyununu en iyi oynayan oyuncularla savaşmışım ben, bir sana yenik, bir sana tutsak.. ama işte dün ve bugün hiçbir şey aynı değil..
Ağlayıp, ağlattık birbirimizi.
Geçmişimi unutup geleceğimi mahvettim ben..

İmkansızı oynamakta bu işte; sen gâlip gelemeyeceğim aklımı ve kalbimi çalıp kaçan bir seri katilsin, benim için en büyük suçlu, görmezden gelemediğim ellerimin kollarımın birbirine kelepçelenip duvara bakıp saatlerce ağlamamı sağlayan kalpsiz bir adamsın..
Saatlerce gözyaşlarımı dindiremediğim, haftalarca belki de aylarca hıçkıra hıçkıra annemin dizinin dibinde ağlamamı sağlayan aşk bu olmasa gerek dediğim biriydin..

Sigaramın izmaritleri hiç bu kadar hızlı düşmemişti. Bitip, tükenmiştik. Bunu idrak etmem uzun sürmesede "biz" artık eski biz hiçbir zaman olamayacaktık.

Yüreğim acıyı kor alevlerle beslerken, gözyaşlarım süzüle süzüle yanık gönlüme söz geçiremedi.

Nefretim zamanla çiçek açtı. Kalbim hislerimi ele geçirmemeyi başardı. Güçlü tohumlar her daim dik yürür, kendi düşer kendi elinden tutar kalkar. Gönlümün nicelerine yeri vardı. Tek çırpıda ayna kırıkları yere saçıldı. Tek tek ayaklarıma batan cam kırıklarını ellerimle çıkartıp, temizledim. Ne mutlu bana acılarımla yetinip üstüne eklenen şeyleri umursamamaya başladım bile ağır gelen yüklerimi kaldırabilecek bir omuz bir dağ ömrümün bir köşesinde bulamadım. Hayatın neler getirdiğini hiçbir zaman bilemem, yaşam çarkı tersine döner belki ya da bir düzine insanın hayatımdan akıp gitmesini gözlerimle izlerim, kurudu gözyaşlarım ardından ağlayamayacak kadar esir oldular içimde..

Geceler uzamış bana kapkaranlık en zifiri kara gece..
Aşkına bağımlı olduğum ve bunu göremeyecek kadar kör gözlüymüşüm. Gözyaşlarım hiç söndürmedi içimin yangınını, bir nebze ya bir nebze içime su serpilsin istedim. Çok şey istemişim meğer..
Parmak izlerin, dokunamadığın, göremediğin; gözyaşlarımda..
Çünkü sen o yaşlar akarken parmaklarınla yüzümden silerdin.

Aşk, sevgi bunların bir önemi olmadığını düşündürdüm hep; karanlıktan aydınlığa yürüdüğüm o yoldu sanki, kelimelere dökemem, tarifi kifayetsiz bu üç harfin etkisi de benliği de harfinin kısalığı kadar kısa ve tutkulu sürüyormuş. Anlıyorsunuz zaten zaman her şeyi gösterip, hiç yaşamamışsınız gibi sırtınızdan vuruyor; anıları, geçmişi, yaşadığınız her şeyi..
Yaşamadan ölmek korkakların işidir aşk sonsuz değil bu yüzden belki de her şeyi içinizden geçtiği gibi sonuna kadar ne isterseniz isteyin vazgeçmeyin.

Affeder mi kalbin?
Affetmez ki kalbim..
Acı ve nefret gecelerce uykusuz kalmama sebebiyet verse de; dünüm de, bugünüm de, sonum da senin ellerinde..
Kurulu tabanca gibiyim; benim ellerim kanlı senin ellerinde ise tabanca var namlu bana çevrili işte istediğim oldu artık gökyüzünden seni izleyebileceğim..
Namlu önce sende patlamış elimde ki kanlar senin kanlarınmış..

Hiçliğin içinde kayboluyorum. Gitme demem ben, git git ki hayatın bana neler yaşattığını görüp, daha da güçlü kalabileyim.
Kuşlar mektupla getirdi seni bana.. Uzun bir süre istedim senden mektubu kaç sefer okuduğumu hatırlamıyorum bile..
Özenle yazılmış, kalbini o mektubun içine saklamış birisinden gelmiş dediler. İnandım bende o kalbi kalbimle sarıp sarmaladım. İnsanların bu denli acımasız, kalp kıran olduğunu unutmuşum. Mutsuzluk ne demek onu unutuyorsunuz. Kalbinizde bir ağırlık, sanki su dolu bir kap ağzına kadar dolup taşıcak. Meğersem o boşluk hissiymiş ki senin kalbin dolu olsa ne fayda gönlünü gönlüne birleştirmek istediğin kişinin kalbi duman altı..

Beni aşka inandırdığın gibi yalanlarına da inandır. Sen benden gittin..
Kapıları ardına bakmadan yüzüme çarpa çarpa gittin.
Git veya gitme
Sen benden gittikten sonra; bir kalbi bin ömre bağlayıp kelepçeleyip tutamam.
Kapıya kilit vursam, kalbinin anahtarına ulaşamam.
Oysa ki bir ömrüme, bir gönlünü sığdırırdım.
Sevgi bu olsa gerek..
Bende hiç bilmezdim sevmek ne demek? Sevilmek ne demek?
Cevabını aldıktandan sonra bildiğim soruları bir daha soramadım kimseye..

Hüküm sürmez bu vücudun uzuvlarında..
Hayatımın aşkı, doğru insana denk gelsem de atmaz bu kalp delice, haykırmaz adını destanlarca..
Kalp bir gönüle delice vurulmuş ki nasıl iyileştirip bir daha yaralanmasına izin veririm. Kendi kendimin katili olmamalıyım.

Hüküm sürmeyecek yüreklerde esir tutulmuş duygulara kelepçe vurmamalıyım.

BAĞNAZ BİR YÜREKWhere stories live. Discover now