İçeri girdiğim gibi sessizlik oldu ve bakışlar bana döndü. İşte bundan nefret ediyorum. Tahtada elindeki kalem ile yazı yazan kadın bana döndü.
"Merhaba, yeni öğrenciyim."
Kadın gülümseyip yanıma yaklaştı.
"Hoş geldin. Başak ben coğrafya öğretmeniyim."
"Akşın Bozdağ."
Gülümseyip sınıfa döndü. Eli ile cam kenarında olan üçüncü sırayı işaret etti.
"Şu sıra boş oraya geçebilirsin."
Başımı sallayıp gösterdiği yere ilerledim. O sırada oturan kız çantasını kaldırıp yere koydu.
"Hoş geldin. Beyza ben memnun oldum."
Yerime oturup uzattığı elini sıktım.
"Akşın bende."
"İsmin çok güzelmiş."
"Teşekkür ederim seninde öyle."
Sonrasında derse döndük. Zaten kısa süre sonra zil çaldı.
"Sana okulu gezdirmemi ister misin?"
Beyza'nın konuşması ile ona döndüm. Gezdirmesi iyi olabilirdi. Bu yüzden kabul ettim.
"Bu katta kütüphane ve çalışma odaları var, kolidorun sonunda da müzik odası var. Ses yalıtımı olduğundan dolayı dışarı ses çıkıp ders çalışanları zorlamıyor."
En üst kattaydık.
"Şöyle sol tarafta da teras var."
Bir aşağı kata indik.
"Sol tarafta 12. sınıflar var, sağ tarafta 11. sınıflar var. Pek bir numarası yok buranın."
aşağı indik.
"Burada da sol tarafta 10. sınıflar, sağ tarafta 9. sınıflar var. Aynı şekilde buranın da bir numarası yok."
Bir alt kata indik. Burası giriş kat.
"Burada da müdürün odası var ileride öğretmenler odası var. Sağ tarafta derslik tarzı yerler var orada hocalarla bire bir anlamadığın konu hakkında ders alabiliyorsun."
Bu olayı sevdim çok işe yarar. En aşağı indik bu sefer.
"Burada da kantin var birde konferans salonu var. Başka da bir şey yok."
"Anladım, teşekkürler gezdirdiğin için."
"Önemli değil."
Zil çaldığı ve turumuz bittiği için yukarı çıkıyorduk şimdi.
" Bu arada bahçeyi unuttuğumu fark ettim. Öğle arası eğer istersen bahçeyi gezdiririm."
"Olur."
Merdivenleri çıkarken önümüze iki kız çıktı.
"Bak sen bizim şu bursluya, yeni arkadaş edinmiş."
İkisi birden gülmeye başladılar. Beyza kafasını eğdi. Neler oluyor ya, bu ne saçmalık.
Beyza'nın kolunu tutup kızların yanından geçmeye yeltendim. Kumral olan kolumu tuttu.
Kısaca koluma bakıp kafamı ona çevirdim. Tek kaşımı kaldırıp ne oldu dercesine baktım.
"Arkadaşça uyarıyorum sadece seni. O kızla takılmak istemezsin tatlım."
Yüzündeki o samimiyetsiz tebessüm mide bulandırıcı.
"Buna kendim karar verebilirim tatlım."
Samimiyetsiz tebessümümü bende yüzüme taktım.
Sarışın olan konuşmaya başladı bu sefer.
"Biz uyarımızı yaptık gerisi sana kalmış artık."
"Uyarı için teşekkürler."
Hâlâ Beyza'nın kolunu tutarken yürümeye devam ettim. Kızların yanından uzaklaşınca yönümü ona çevirdim.
"Seni rahatsız mı ediyorlar?"
"Sadece uğraşıyorlar."
"Nasıl bir uğraşma?"
Başını eğdi. Bir süre sonra kaldırdı. Yüzünde gerçek olmadığı açıkça belli olan bir gülümseme vardı.
"Boşversene. Bence onları dinle ve benimle arkadaş olma."
"Buna onlar mı karar verecek?"
Gülümseme hâlâ suratındayken kafasını eğip yanımdan uzaklaştı.
Daha önce hiç arkadaşım olmadı, nasıl arkadaş olunur bilmiyorum ama Beyza'nın bana sıcak davranması beni ona çekti. Daha önce bana böyle sıcak yaklaşmadılar.
Beyza ile arkadaş olmasam bile uzak duracak değildim. O kızlar Beyza ile çok uğraşıyorlar bu belli bir şey. Aklıma diğer okulumdakiler geldi.
Aslında merdivenlerde onlara cevap bile vermezdim ben ama sabah Barlas'ın söyledikleri kulaklarıma doldu. Ve sanırım artık bana değer veren ailemin olması cesaret verdi.
Bir şey olsa arkamda dururlar mı bilmiyorum ama nedensizce duracaklarına inanmak istiyorum.
Daha fazla kapının önünde beklemeden sınıfa girip yerime oturdum. Sınıfta gözlerimi gezdirince bazılarının kaçamak bir şekilde bazılarının da direkt beni incelediğini gördüm.
Elime kalem alıp defterin boş sayfasına ufak karalamalar yapmaya başladım. Bunu hep yapardım.
Sıranın üstüne birisi oturunca buna son vermek zorunda kaldım. Kafamı kaldırıp kim olduğuna baktım.
Kumral bir çocuktu.
"Selam Yiğit ben, tanışmak için geldim."
"Akşın bende."
"Memnun oldum, sende olmuşsundur."
Gülerek başımla onayladım.
"Neden buraya geldin zaten birinci dönemin bitmesine az kaldı."
"Ailevi şeyler desem."
"Zorlamıyorum o zaman."
Sınıfa hoca gelince oturduğu yerden kalktı.
"Yine gelirim yanına sende gel ama."
Başımı salladım o da duvar kenarında olan sırasına gitti.
Derse başlarken aklımda Beyza vardı hâlâ sınıfa gelmedi çünkü.
Yiğit Kılıç
Beyza Yılmaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akşın
ChickLitİnsan kendine yetebilir mi? Eğer yalnız olmaya alışıksa gayet yetebilir ama değilse zaman alır. İmkansız değil, yapılabilir şeyler. Zor olan kalabalığın içinde yalnız kalmaya zorlanmak, kendine yetebilmeye zorlanmak. Ben Akşın, sadece Akşın. Kalaba...