Kan İçinde Kalmış Yazılar

173 11 0
                                    

Gördüğüm şeyden emin olmak için başta sigaramı söndürdüm ve kumaş pantolonumun sol cep kısmındaki plastik eldiveni iki elimede hızlıca geçirdim,cesede doğru bir adım atmışken ekiplerin geldiğini görüp başımı parkın girişine çevirdim.

"Sonunda gelebildiniz."

Dediğim şeyi takmayarak ağır ve dikkatli hareketlerle çantasını yere bıraktı Namjoon,oda kendi eline bir çift eldiven geçirip ceset poşetini çıkarttı.Aceleyle araya girip;

"Bekle bir dakika."

Anlamaz gözlerle bana baktığı zaman yarım kalan işimi tamamlamak amacıyla cesede doğru tekrar bir adım daha attım ve sağ dizim çakıllı toprağa değecek şekilde çömeldim.Cesedin çenesini eldivenli elimle kavrayıp hafifçe yana çevirdiğim zaman az önce emin olamadığım düşüncelerime şuan kelimenin tam anlamıyla emin olmuştum.Cesedin sağ kulağının altından başlayarak omzuna kadar devam eden siyah kalemle yazılmış -tahminimce yazdığı kalem koli kalemiydi yoksa şimdiden kana karışarak akıp giderdi.-uzunca bir yazıydı.

"Er ya da geç buluşacağız ya ikimizin de nefes aldığı bir zaman ya da ikimizin de Tanrıya dünya'da işlediğimiz günahlar için hesap verdiğimiz bir gün,elbet buluşacağız."

Ne demekti bu şimdi? Bu zamana kadar cesetlerin üzerlerine yazı yazan bir çok katil görmüştüm ama bu kadar anlamsız şekilde yazılanını ilk defa görmüştüm,kimi kast ediyordu buluşacağız  derken ölen adamı mı yoksa? bu kadar düşmanı olduğunu bilmiyordum, Carlos'un verdiği sicile henüz bakmamıştım ama söylediğine göre sadece uyuşturucu kaçakcısıydı,belki de sattığı adamlardan biridir öldüren ama ne diye böylesine anlamsız bir yazı yazsınlar ki? Kafam öylesine bulanmıştı ki  yanıma çömelen Jungkook'un varlığını bile hissetmemiştim.

"Amirim kadının ifadesini aldık ama pek birşey çıkmadı,hiçbir şey görmemiş."

"Yanıma getirin kadını."

"Tamamdır."

Jungkook verdiğim emir karşısında ayaklanıp bi' çırpıda kadını yanıma getirmişti.Bende Namjoon'a artık cesedi kaldırabileceklerini söyleyip,bankların olduğu yere geçip herhangi bir banka otudum.

"Size birşey görmediğimi söyledim zaten o zamanki davranışlarım paniğimdendi."

"Etrafta kalem gördünüz mü hiç?"

"Efendim?"

"Çok zor bir soru sormadım gayet basit ve anlaşılır sorduğumu düşünüyorum,etrafta kalem gördünüz mü?"

Yönelttiğim soruya karşılık kadın dizlerini birbirne daha çok bastırıp dizlerinin üstüne koyduğu çantasını elleriyle eklemleri beyazlayıncaya kadar sıkıca tuttu ve derin bir nefes aldı.

"Beyefendi anlamıyorsunuz sanırım hiçbir şey görmedim diyorum bu hiçbir şeye kalemde dahil."

Cevabını verir vermez hızlıca ayağa kalktı kadın.Tam gideceği sırada elimle sol bileğini kavradım ve gitmesine izin vermedim,yüzü bana dönünce anlamsız gözlerle tuttuğum bileğiyle gözlerim arasında mekik dokudu.

"O zaman çantanıza göz atsak hiçbir sorun olmaz diye düşünüyorum."

Söylediğim şey karşısında bileğini çekiştirmeye başladı ama kaçış yoktu,eğer ben birisinden şüpheleniyorsam gerçeği ortaya çıkarana kadar durmam.

"Sorun olur beyefendi,lütfen bileğimi bırakın acıtıyorsunuz."

Ayağa kalkıp bileğini bıraktım,sağ eliyle sol bileğini ovuşturmaya başladı.

heaven and back [yoonmin]Where stories live. Discover now