Şakaklarından Kanlar Akıyor

99 9 2
                                    

Ne zaman sorgu odasından çıktığımı hangi ara Jungkook'un oturuduğu apartmanın önüne geldiğimi bilmiyordum sadece arabanın içinde oturmuş ıssız sokağı seyrediyorudum,anlattıklarının gerçek ile bağlantısını sorguluyor arada da kendime küfürler savuruyordum bunca zaman nasıl oldu da Haniel'i fark etmediğimi düşünüyordum,gerçekten aşktan mıydı? Aşk beni bu derece aptallaştırmış mıydı? 3 senelik ilişkim boyunca sadece duymak istediklerimi duymuş,görmek istediklerimi görmüş,bilmek istediklerimi bilmiştim Haniel hakkında.Avukat olduğunu söylediği gün üstelememiş kabullenmiştim fazla soruya gerek yoktu,çünkü ne olursa olsun yanımda olması yetiyordu bana.Şimdi ise bunca cinayete karışmış Haniel ve Taehyung'u canice öldürmüş olan bu adam bana hayatımın yalan olduğunu söylüyordu.

Hiçbir zamam güneşi görmemiş birine güneşin varlığını nasıl kanıtlayabilirdiniz ki?

İçimdeki çelişkiye son vermek için araçtan inmiş apartamana doğru yol almıştım.Binanın kapısını hafifçe ittirmemle sonuna kadar açılmış duvarlarda biriken yılların rutubeti yüzümü ekşitmeme neden olmuştu elimden geldiğince ağır adımlarla merdivenleri çıkıyor arada bir de gayriihtiyar arkamı yokluyorudum.Jungkook'un oturuduğu kata gelince üzerinde 10 sayısının bulunduğu kapı tokmağını üç defa vurmuştum.Belki de düşüncemin doğru çıkmasından korkuyor ya da yorgun olduğumdan elimden geldiğince yavaş hareket ediyordum.

Kapıyı açan olmamıştı tekrar denedim,aynı sonucu alınca bu seferde zile basmak istedim,umudumu kaybetmişken kapının ardından kilit sesi doldurdu kulaklarımı,yüzümdeki hüzün anında kaybolmuş yerini sadece mutluluk almıştı.Çelik kapı sonuna kadar açılınca Jungkook'un bembeyaz suratı ve ona uygun olan çelimsiz vücudu karşıladı beni,yüzünde hiçbir mimik oynamamıştı fakat benim sevincimin yüzümden anlaşıldığı aşikardı.

O korkunç düşüncelerimi bir kenera atmış kollarımı iki yana açarak sıkıca sarıldım kafese alınmış kuş gibi Jungkook'a.Karşılık vermemişti sadece benim kollarımı çekmemi bekliyordu.Kollarımı sıktığım boynundan çekip kendimi geri attım ve yüzüne baktım,gerçekten kötü görünüyordu dudaklarının rengi gitmiş gözünde yaş kalmamıştı.

"İçeri almayacak mısın beni?"

Tek kelime etmemiş içeri girmem için kenera çekilmişti sadece.Fazla üstüne gitmeden geçtim içeri.Evine ilk defa gelmiyordum Taehyung ile birlikte eve çıktıkları gün ekipteki herkesi çağırmış büyük bir ziayfet vermişlerdi ikili,gerçi herkes gittikten sonra Jungkook alkolü fazla kaçırdığından hastaneye gidip midesini yıkatmamızı sayamzsak gerçekten güzel bir geceydi.

Her köşesi Taehyun'un zevkine göre dizayn edilmiş,her parçası kendi içinde belirli anılarını hapsettiği salondaki L tarzı köşe takımına geçtim,Jungkook'da kanepenin ucuna oturmuş başı eğik biçimde elleriyle oynuyordu.Kanepenin hemen önünde sehpanın üstünde duran rozet,telsiz ve silah üzerlerine kırmızı şarap dökülmüş vaziyette öylece duruyorlardı - evdeki koku şarap olma olasılığını yüksek tutuyordu.-

"İstifa ediyorum."

Duyduğum kelimeler zihnime dağılmış biçimde,kaşlarımı çatıp sağımda oturan bedene döndüm.

"Ben izin vermeden hiçbirşey yapamazsın."

"Çok ciddiyim Jimin,artık polis olmamın anlamı yok benim için."

"Benim için var ama,seninle daha işimiz bitmedi."

Sıkkınca nefesini verdi Jungkook,konuşmaya bile mecali yoktu.

"Çok yorgunum,buradan da çıkıp tıpkı onun istediği gibi deniz kenarında ahşap bir eve taşınacağım."

"Onun" derken Taehyung'u kast ettiği aşikardı,konuşmasını bitirir bitirmez etraf gözyaşı seli oldu adeta.Jungkook henüz kurumamış kirpiklerini tekrar tekrar ıslatıyor arada da dudağında biriken tuzlu suyu diliyle yalıyor avazı çıktığı kadar bağırıyordu,koltuktan kalkıp tek dizimi yere koyarak önünde diz çöktüm resmen erimiş yüzünü avuçlarım arasına alıp alınlarımızı birbirine bastırdım.

heaven and back [yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin