3.

32 5 0
                                    

Bölümü umarım beğenirsiniz. Dağınık bir kafayla yazıyorum, kötü olmuşsa lütfen kusuruma bakmayın. Sizleri seviyorum...

***

Tıklanan kapımla birlikte irileştirdiğim gözlerimle Jimine bakmış fısıldamıştı "O burada. Kaçmamı söylüyor."

önce yutkunmuş, ardından yumruklanan kapıma bakmıştı 

"Saklanacağım. Kapıyı aç ve ne olduğunu sor. Eğer bir şey olursa saklandığım yerden çıkıp saldırırım. Seni korurum." gülümsedim hafifçe. Ayağa kalkmış ve büyük elbise dolabıma saklanmıştı. Kapıyı açacakken yine o sesi duydum

"Yapma! Kaç!"

Titremelerim artarken derin nefes almış ve kapının kilidini açmıştım. Babam aniden içeriye girmiş beni sertçe itmişti

"Baba? Neler oluyor?"

"Hemen eşyalarını topla! Hemen! Yarın sabah erkenden gidiyoruz!"

"Ne? Nereye? Neden baba?!"

"Soru sorma ve dediğimi yap! Sabah erkenden hazır ol! Anladın mı?!" ne karıştırıyorsunuz?

"Baba-"

"Anladın mı diye sordum?!" daha fazla sinirlendirmeden sorusunu cevapladım

"Anladım..." babam son kez odama göz gezdirdikten sonra gitmişti. Yeniden kapımı kilitleyip yatağa oturdum. Jimin dolaptan çıkar-çıkmaz yanıma gelmiş elini omzuma koymuştu

"Bir şeyler oluyor kardeşim. Bunun farkındasın değil mi?" cevap vermedim. Sadece başımla onaylamakla yetinmiştim

"Gitmemiz gerek."

"Ne?"

Bana biraz daha yaklaşmış ve fısıldamaya devam etmişti "Gitmemiz gerek. Neler olduğunu anlamalıyız. Ailen...onlar bir şey saklıyorlar bence. Öğrenmemiz gerek..."

"Haklısın. Fakat nereye gideceğiz? Hem senin başını yakmak istemiyorum."

"Başımı filan yakmayacaksın. Biz kardeşiz ve kardeşler hep birbirilerini korur öyle değil mi?"

Ona sıkıca sarıldım. Keşke diyordum bazen, keşke gerçekten kardeşim olsaydın Jimin. Keşke...

"Hadi kalk. Bir kaç parça eşyanı al ve gidelim. Saat gecenin üçü ve muhtemelen baban saat 6 gibi yine kapıya dayanır. Çabuk ol." Kafamı sallamış hemen yatağın altındaki küçük bavulumu çıkarmıştım. Birlikte hemen bir kaç eşyamı, kıyafetimi almıştım. Üzerimi değiştirdikten sonra cüzdan ve şarj aletimi alarak Jimine bakmıştım 

"Nasıl çıkacağız evden?"

"Eski günlerdeki gibi..." gülüşüyle gözlerim irileşti. Tanrım! Pencereyi kastediyordu!

"Jim oradan atlaya bileceğimi sanmıyorum."

"Korkak olma Kook! Hadi yaparsın!" ilk önce kendisi pencereyi açmış ve yavaşça tırmandığı gibi aşağıya inmiş ve birinci kata ulaştığında atlamıştı. 

Şimdi sıra bendeydi... İlk önce bavulu aşağıya attım. Umarım sesini duymamışsınızdır anne...
Daha sonra ayaklarımı aşağıya sarkıtmış, hafif belli olan bir kaç çıkıntı vasıtasıyla biraz aşağıya inmiştim. İlk katın penceresine ulaştığımda aşağıya atladım. Pencereden içeriye baktığımda babamın televizyon izlediğini(?), anneminse bir şeyler hakkında babamla konuşmaya çalıştığını gördüm. 
Jimin koluma dokunmuş irkilmeme sebep olmuştu

"Hadi gitmeliyiz." bavulu elinden almış ilerlemeye başlamıştım. Arabasına ulaştığımızda hemen binmiş ve yola koyulmuştuk

"Nereye gidiyoruz?" Sorumla birlikte dudaklarını büzmüş omuz silkmişti

𝑻𝒉𝒆 𝑵𝒊𝒈𝒉𝒕𝒎𝒂𝒓𝒆 / 𝑇𝑎𝑒𝑘𝑜𝑜𝑘حيث تعيش القصص. اكتشف الآن