4.

36 5 0
                                    

Yorum yapmayı unutmayın canlar:)

***

Joonseo amca çok korkutucu! Ve çok konuşkan!

"Hm demek tatil? Buna neden inanayım? Evet gelmenize ve kalmanıza izin verdim fakat beni tatil için geldiğinize ikna etmeniz gerek. Hem senin ailenin haberi var mı geldiğinden? Ya başına bir şey gelirse?! O zaman tüm suç üzerime kalır!"

"Amca, lütfen sakinleş ve bizi dinle." Jimin derin nefes almış, karşısındaki adamın biraz olsun susmasını dilemişti

"Sorularıma cevap verin hemen."

Bu sefer söze atılan ben olmuştum "Amca, buraya gerçekten tatil için geldik. Ailemin haberi var. Ayrıca 21 yaşında genç bir bireyim ben. Kendi başımın çaresine baka bilecek yaştayım. Tekrar söylüyorum buraya sadece tatil için geldik. Zaten çok kalmayacağız değil mi Jim?"

Sadece başıyla beni onaylamış sonra başını pencereye çevirmişti

"İyi madem. Kalın. Ama bir sorun çıkarsa sorumlusu ben değilim." diyerek yanımızdan ayılmış kendi odasına çekilmişti

"Nereye bakıyorsun?" Jimin sesimle irkilmiş, bakışlarını bir kaç saniyelik bana çevirmiş daha sonra tekrar dışarıyı izlemeye devam etmişti

"Ormana..." sadece kafamı sallamış ve telefonumla ilgilenmiştim. Uçak modunda olan telefonumu moddan çıkarmış ve akın eden bildirimlere bakmıştım. Hepsi annem ve babamdandı. Bir sürü mesaj vardı. Tanrım deliye dönmüşlerdir şimdi. Onlara kısa bir cevap yazmak istedim. Parmaklarım klavyenin üzerinde dolaşmış, şuan ki durum için en uygun şeyi yazmıştı

"Öğrenmem gerekenler var. Her şey bittiğinde geleceğim."

Cevap hiç gecikmemişti. Annemin yazdığı mesaja bakarken derin nefes aldım 

"Hemen eve dön Jungkook! Nasıl kaçmaya cüret edersin?!"

ve devamında gelen arama. Jiminin bakışlarını üzerimde hissediyordum

"Açma." sesiyle ona dönmüştüm "Belki anlatırlar?"

"Anlatmayacaklar Kook. Şimdiye kadar söylerlerdi ne olduğunu, neden gitmek istediklerini."

"Haklısın." Aramayı yanıtlamamış, telefonu yeniden uçak moduna almıştım

"Hadi odaya gidip dinlenelim. Yarın nereden başlayacağımızı düşünürüz." sadece başımı sallayarak onu onaylamış ve Joonseo amcanın kalmamız için bize verdiği odaya ilerlemiştim. Jiminde geldiğinde odanın farklı köşelerinde olan yataklara ilerleyip uzanmıştık. 

"İyi geceler, kardeşim." hafif gülümsemiştim

"İyi geceler."

...

"DUR!" orta yaşlarında olduğu belli olan kadın oğluna yalvarıyordu

"Dur, lütfen! Yapma!" genç çocuk yüzündeki korkunç dene bilecek gülümsemesiyle annesine bakıyordu. Sanki kendinde değilmiş gibiydi. 

"Argus, oğlum, lütfen yapma! Sen böyle bir çocuk değilsin! Hadi yanıma gel..." zavallı kadın kurban vererek dirilttiği oğluna korkarak bakıyordu. Oğlunu tanıyamıyordu artık. Ne olmuştu ona?

"Alba, sen içeriye geç." yaşlı adam kızıyla torunu arasında dururken tek isteği biricik kızına bir şey olmamasıydı. Torunu diriltildiği günden beri ona karşı hep temkinliydi. Çünkü yaşlı adam biliyordu, onun artık küçük, yaramaz torunu olmadığını biliyordu. Karşısında elleri kanlar içerisinde, bir cesedin önünde duran cani bir katil vardı...

𝑻𝒉𝒆 𝑵𝒊𝒈𝒉𝒕𝒎𝒂𝒓𝒆 / 𝑇𝑎𝑒𝑘𝑜𝑜𝑘Where stories live. Discover now