Bölüm 15 "Sarılalım."

1.6K 234 90
                                    

Jimin onu üstünden atmak için belini kavradığında Jungkook elini dizinin altına götürmüştü.  Havlunun altındaki teni, bacağının iç tarafındaki o pamuk gibi yerleri parmak uçlarıyla gezdi. Sanki ciğerlerine yumruk yemiş gibiydi Jimin,  vücudundaki sinirler çok hızlı tepki veriyordu. Nefes nefese başını geriye attı, bununla birlikte istekli bir çift dudağın açılan boynuna yapışması zaten darmadağın olan aklı için hiç iyi değildi. Jungkook tırnaklarını baldırlarına geçirirken bir yandan da boynuna izi kalacak bir ısırık bırakmıştı. Jimin'in tüyleri diken diken olmuştu. Karnı kasılıyordu ve derin bir nefes alması gerekti. Jungkook'un ona ne kadar güzel şeyler yapabileceğinin görüntüleri son sürat zihnine dolarken kalan son irade kırıntısına sarıldı.

"Jungkook..." Beli yay gibi yukarı doğru bükülmüştü, dokunuşuna açtı. Küçük olan baldırlarında elini gezdirdi ve iyice sıktı. Lanet olsun. "Jungkook."

Jimin'in boynunu uzun, son derece ıslak bir şekilde yaladı. "Mhm..." diye cevap vermişti çene hattını öperken.

Dudakları yumuşacıktı.

"Dur lütfen." Ona karşı bir fikir olarak inleme bırakmıştı Jungkook.

"Yapma bunu hyung." diye soluk soluğa konuştu. "Şimdiden sertleştim senin yüzünden." Bunu söylemese de olurdu. Jimin fazlasıyla farkındaydı, bacağına değiyordu. "Çok seksisin, sikeyim böyle işi. Lütfen. Lütfen yapalım."

Jimin gözlerini yumdu, o da çok istiyordu ve fiziksel olarak can acıtıyordu. "Gerçekten gitmem lazım... özür dilerim." Ve bu zamana kadar aralarındaki bu tuhaf ilişkide bunu ilk kez içtenlikle söylemişti.

Hareketleri yavaşladı Jungkook'un. Jimin az kalsın dediklerini geri alıp ondan devam etmesini isteyecekti.

Ancak Jungkook ellerini ve bedenini zorlukla kontrol edip durdurdu, kendini Jimin'in yanına bıraktı. Saçlarını parmaklarıyla geriye tararken sinirle nefesini üfledi.

Jimin dirseklerinden destek alarak dikleşti ve onu izledi. Dudaklarının kıvrımını, kapanan gözlerindeki uzun kirpiklerin elmacıklarına doğru süzülüşüne bakarken bu güzelliklerin tadını çıkardı.

Tüm bu düşünceleri aklından kovalamak isteyerek başını salladı ve pişman olacağı bir şey yapmadan önce kalktı.

Jungkook yatakta soluklandığı sırada gidip sıkıcı kıyafet seçme işine döndü. Geçerken çekmecenin üzerinde fark ettiği dondurma poşetine bakmıştı.

"Bunu gerçekten bize mi aldın?" diye sordu bir an.

"Haa." diye cevapladı Jungkook arkasından. "Düşündüm ki belki..." Ağzıyla farklı bir ses daha yapmıştı. Jimin arkasını dönüp baktığında onun tek kolunu gözlerinin üstüne kapattığını ve dudağını yaladığını gördü. Göğsü hala inip kalkıyordu ve pantolonun ağ kısmında bariz bir şişlik vardı. Ne manzaraydı ama...  "Bilmiyorum, film izleriz ya da bir şeyler yeriz diye düşünmüştüm. Kusura bakma. Önce sana başka planın var mı diye sormam gerekirdi."

Dudağını ısırdı Jimin. Neden her şeyi onun için yüz kat daha zorlaştırıyordu?

"Üzgünüm..." diyebildiği tek şey olmuştu.

Jungkook uzandığı yerden kalktı ve oturur pozisyona geçti, elini önemsizmiş gibi salladı. "Önemli değil. Nayeon noona ile iyi eğlenceler."

Jimin'in gitmeye hevesi kalmamıştı. Başka söz söylemeden kıyafetlerini aldı ve giyinmek için banyoya gitti.

Çıktığında Jungkook'un yatak başlığına yaslanmış dinlendiğini gördü, telefonda geziniyordu. Aklına bir fikir geldi aniden, komidinin üzerindeki kendi telefonuna baktı.

Through The Lens • Jikook [Çeviri]Where stories live. Discover now