3- Ünversite.

109K 4.5K 290
                                    

Yusuf abi:Merhaba.

Nasılsın?

Siz: Selam

İyiyim teşekkür ederim sen nasılsın Yusuf abi?

Yusuf abi: İyiyim bende.

Buraya taşınıyorsunuz diye duydum. Temelli galiba.

Siz: Evet Ünversiteyi orada kazandım.

Annem ve babam Anıl zaten orada olduğu için taşınmaya karar verdik. Abimi de daha sık görürüz diye.

Yusuf abi: Anladım. Iyi olmuş

Sürekli buradasınız galiba bundan sonra?

Siz: Yani evet.

Babam buradaki evi kiraya verdi. Oradan abim ev aldı şehre yakın yerde. Taşınıyoruz işte. Birde babamlar kalabalık şehir hayatının yorduğunu söyleyip duruyorlardı. Iyi oldu yani .

Yusuf abi: Evet iyi oldu hepimiz için.

Yani hepiniz için. Anılda sizinle daha sık görüşür.

Siz: Bir haftaya kalmaz taşınırız inşallah.

Yusuf abi: İnşallah.

Zaten buraya gelirseniz el birliğiyle hallederiz herşeyi.

Görüşürüz o zaman hoşçakal.

Siz: Görüşürüz hoşçakal Yusuf abi.

Görüldü ✔✔ (20: 37)

Yusuf sevdiği kızın kendisine abi diye hitap etmesinden hiç memnun değildi. Nazlı daha 18 yaşındayken izin gününde gitmişti Mahallesine. İzin günündeydi. Onu görünce ilk kez arkadaşının kardeşi gözüyle bakmamıştı. Nazlı bir genç kız olmuştu. Hemde çok güzel bir genç kız. İlk kez izne gelişi değildi, ilk kez mahalleyi ziyaret ettiği değildi fakat Nazlıyı sanki ilk kez görmüştü. Kalbinde ince sızı peyda olmuştu. İzni bitip askeriyeye döndükten sonra anlamıştı bu hissin ne olduğunu. Özluyordu, görmek istiyordu. İzin gününü, Nazlıyı görmeyi iple çeker olmuştu. Aşık olmuştu Yusuf Nazlıya.

Nazlı üniversite için bavulunu hazırlıyordu. Yani başında olan Hazal ise somurtuyordu. " Ne vardı sanki İstanbul'da kalsan?" Dedi huysuzca. Nazlı elinde katladığı eşyalarını katlamaya birazcık ara vererek arkadaşının yanına oturdu. " Biliyor musun sırf onun için Erzurumu yazarken kazanacağımı hiç düşünmemiştim..." Ded Nazlı. Hazal ise en yakın arkadaşından ayrı kalacak olması yüzünden kırgındı. " Ya ben de hiç düşünmemiştim ki böyle olacağını. O puanla İstanbul'da kazanırsın diye düşündüm..." Dedi.

" Yapma böyle ama, zaten çok zor böyle bırakıp gitmek..." Dedi ağlamaklı sesle. Hazal yine omuz silkti. " İstemiyorum ki gitmeni. Sensiz çok sıkıcı buralar." Nazlı hemen kollarını sardı Hazala.

" Abin de Erzurum'da. Gelirsin belki? Hem sen ilk sınıf değilsin ki. Belki eskisi kadar yoğun olmaz dersler? Fırsat buldukça gelirsin belki?" Kendilerini avutmaya çalışıyorlardı lakin hiç de etkili olmuyordu.

" Kızım ben sensiz hiçbir şey yapamam ki... Her şeyimi seninle paylaştım ben. Nasıl alışacağım şimdi. Hiç de senden başka yakın arkadaş istemiyorum bana ne!" Dedi çocuk gibi. Başka çareleri olmadığının ikiside farkındaydı.

" Tamam o zaman gitmeyeyim? Seneye yine girerim sınava?" Dediğinde Hazal Nazlının yüzüne baktı. " Saçmalama kızım ya. Bir sene daha geç mi gideceksin üniversiteye. Boş ver beni saçmalıyorum işte." Dedi göz yaşlarını silerek.

" Ama ben de sensiz yapamam ki..." Dedi omuz silkerek. İki yakın arkadaş o gün hem ağlayarak hem gülerek hazırlandılar.

Ertesi gün ise sadece birbirine ayırdı vakitlerini. Bol bol gezmek istediler. İstanbul'da girilmedik mağaza bırakmak istemediler.

" Ay şu kafeye girip bir kahve içelim, tatlı yiyelim krizim tuttu..." Diyerek bir kafeye çekti Nazlıyı Hazal.

Pencere kenarında olan masaya yerleştiklerinde gen bir garson yanlarına geldi. " Hoşgeldiniz, buyrun?" Dedi sarışın çocuk gülümseyerek.

Bu yakışıklı sarışın Hazalın dikkatinden tabi ki kaçmamıştı. " Bize hangi tatlınızdan önerirsiniz garson bey?" Dedi Hazal flörtöz tavırla. Garsonun ise dudakları sola doğru kıvrılıp cevapladı. " San Sebastianımız meşhurdur hanımefendi..." Dedi.

Hazalın gözlerinin içine bakarak kurduğu cümle ile daha bir salındı yerinde Hazal. Göz ucuyla Nazlıya baktığında Nazlı ona 'sen yok musun sen' bakışı atıyordu.

" O zaman biz iki San Sebastian alalım garson bey." Dedi. " Yavuz..." Dedi çocuk. " Yavuz diye seslenebilirsiniz hanımefendi." Dedi özgüvenli ses tonuyla. " Peki, bize iki tane önerdiğiniz tatlıdan getirebilir misin? Yavuz..."

Nazlı Hazalın flörtöz tavırlarına alışkın olduğu için güldü sadece. İkisi günü birlikte geçirmiştiler. Gitmek istedikleri nereye varsa, vakitleri yettiği kadar dolaştılar.

Yusuf içindeki aşkın karşılıklı olduğundan habersizdi. Nazlı da Yusuf ile aynı hisleri paylaşıyordu. Ikisi de birbirinden habersiz birbirlerini deli gibi seven, özleyen iki aptal aşık... İkisinin de korkuları var. Ama en büyük korkuları aşkının karşılıksız olması. Aynı sevdayı paylaşan iki genç. Birbirinin özlemi içini ne kadar içini kavurmaya devam etse de özledim diyemeyen aşıklar. Aynı aşkı taşıyan iki kalp.

Nazlıının Ünversite kazanıp Erzuruma taşınması tesadüf değildi. Kader ağlarını örmüştü. İkisinin saf ve temiz aşkı kirlenmediği için Allah onların temiz aşkının mükafatını veriyordu. Ama bundan iki gençte habersizdi...

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayınız...

Hatam var ise affola...

Yusuf Abi ( YARI TEXTING )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin