18- Korku ve Cesaret.

53.1K 2.4K 391
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınız...

Sınır 300 vote 150 yorum...

Keyifli okumalar aşklarım...❤❤❤❤

Cennet bu muydu? Cennet onun kokusu muydu? Benim kollarım boynuna sıkıca sarılıyken, o kollarını belime sarmıştı.

Hayatımda ilk defa ona karşı cesur davranıyordum. O biraz eğildiği için benim başım onun boyun girintisindeydi. Onun burnu ise saçlarıma gömülüydü. İkimiz aynı anda derince birbirimizin kokumuzu içimize çektik.

" İyisin..." Dedim gözümden yaşlar akarken. Gözyaşlarım onun boynunu ıslatıyordu. " İyiyim." Dedi boğuk sesi ile. Konuştukça dudakları boynuma değiyordu.

Ben senin kollarının arasında olmayı kaç gece, kaç gün hayal ettim bilemezsin Yusufum. Sana sarılmayı kaç gece hayal ettim. Kokunu merak ederdim hep. Meğer sen cennet gibi korkuyormuşsun, vatan gibi, ev gibi, evim gibi...

Ben senin kokunu duymadan aşık oldum, gözlerine bakmadan aşık oldum. Ben sana hasret kala kala aşık oldum Yusufum.

Ama kokunu içime çektim ya şimdi, gözlerinin içine utanmadan, korkmadan, acaba anlar mı demeden tüm cesaretimle baktım ya... Sevdadandım...

Sanki herşeyim yanlış ta en büyük doğrum senmişsin gibi. Ona olan hasret bile güzelmişte Allahım, şimdi onunla olmanın güzelliğini yaşat bana ne olur...

Kaç dakika öyle kaldık bilmiyorum. Ama biran olsun kollarımız gevşemedi. Ben ağladıkça daha çok sarıldım. O ben ağladıkça daha çok sardı beni.

Artık kollarımız gevşedi ve birbirimizden ayrıldık. Ama uzaklaşmadık. Gözüm onun yüzünün her yerini geziyordu. O ise elini kaldırıp gözyaşlarımı sildi.

" Ağlama kömür göz. " Başımı salladım ve konuşmaya başladım. " Çok korktum." Dedim yaşlı gözlerle. " Sana bir şey oldu diye çok korktum Yusuf..." Tekrar kollarını omuzlarıma sardı, başımı göğsüne yasladı. Ben bu sefer kollarımı beline sardım.

" Benim iki vatanım var kömür göz. Biri ülkem diğeri sevdiklerim. Ben vatanımı asla bırakmam. Bırakamam." Geri çekildiğimde " Ağlama lütfen..." Dedi bana bakıp.

" Ne zaman geldin?" İyi ki de gitmişim Zeyneplere. İyi ki sokakta karşılaşmıştık. Ya ben evdeyken gelseydi? Ya ben ona sarılamasaydım? Sâhi ne güzel hismiş ona sarılmak. Ne güzel ödülmüş. Ona sarıldığımda evimdeydim sanki.

" Bugün öğlen..." dedi. Gözlerimin en derinine bakıyordu. Kapkara gözleri girdap gibi içine çekiyordu beni. Çekmedim gözlerimi gözlerinden. O sustu bana baktı, ben sustum ona baktım. Bakışlarımız konuştu, dillerimiz sustu.

Anlarmı ki gözlerimden? Ona olan aşkımı, sevgimi? Ben onun bakışlarında bir çok şey görüyordum ama yanılmaktan ölesiye korkuyordum. Yanılmayayım Allahım lütfen. Yanılmayayım...

" Neden hiç mesaj atmadın? Neden cevap yazmadın? Yirmi gündür senden haber alamadım, alamadık yani..." Dedim küsünce. Nedenini biliyordum aslında ama yinede sormak istedim.

Derin bir iç çekti yine. Bakışlarını biran olsun ayırmadı benden. " Çok kritik bir görevdi kömür göz. İlk fırsatta arayacaktım ama telefon kırıldı..." Başımı aşağı yukarı salladım. " Çok mu merak ettin sen beni?" Dedi muzip ifadeyle. Yanaklarım ısındı, hatta yanıyordu. Ama yinede içimdekini söyledim.

" Ettim. Sana bir şey oldu sandım."

" Ben iyiyim kömür göz. Ayrıca şu andan sonra iyi olmamak mümkün mü?" Dedi serseri adam. " Bilmem, mümkün mü ki?" Ben ben olmaktan çıkmıştım artık.

Yusuf Abi ( YARI TEXTING )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin