15- "Bana abi deme be Nazlı."

57.9K 2.6K 459
                                    

Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayınız...

Keyifli okumalar...♥︎♥︎♥︎♥︎

Saat gece yarısını çoktan geçti. Ve ben hâla göz yaşımı dindirmeye çalışıyorum. Yusuf göreve gidiyordu.

Yusuf askerdi bunu her zaman farkındayım. Ama bugün lavabodan çıktığı andaki yüz ifadesini unutamıyorum. Çünkü abim de böyle oluyordu bazen. Ve bu bazı zamanlar abimin 'gidipte dönmemek var' dediği zamanlardı.

Umarım ben yanılıyorumdur ve Yusuf en kısa zamanda dönerdi.

En çok canımı yakan ise ona sarılamamak. 'Lütfen geri dön, ben seni bekleyeceğim' diyememek. Bir insan bu kadar sevebilir miydi? Ben daha iki saat önce gördüm Yusufu ama şimdiden özlüyorum. Belki de zihnim onu uzun zaman göremeyeceğim sinyalini almıştı.

Keşke 'Seni seviyorum Yusuf' deme cesareti olsaydı bende. Ama ben cesur biri değilim ki. Göz yaşlarım benden bağımsız yastığımı ıslatıyor. Ne yapacağımı bilemez halde yatağımda kıvranıp duruyorum.

Düşünceler ve gözyaşları içinde uzanıyorken kulağıma bildirim sesi çalındı. Yatağımdan doğruldum ve komodinin üzerinden uzanıp telefonumu aldım.

Ekranda Yusuf abi ismini görmem ile beni heyecan bastı. İsmini değiştirmeyi istesemde değiştirmiyordum. Korkuyorum galiba biri bir şey anlayacak diye bilmiyordum. Sâhi bu aşk beni ne kadar korkak biri yapmıştı...

Yusuf abi: Uyuyor musun?

Siz: Hayır uyumuyorum.

Yusuf abi: Arka bahçeye gelebilir misin kömür göz?

Siz: Bir sorun yok değil mi.

Herşey yolunda mı?

Yusuf abi: Sorun yok kömür göz sadece arabada bilekliğini düşürmüşsün göreve gitmeden vermek istedim.

Siz: Anladım geliyorum.

Mesajı gönderdikten sonra uygulamadan çıktım. Bilekliğim aklımda bile değildi ki o zaman. Hiç yokluğunu bile farketmemişim. Ama o bileklik artık en sevdiğim aksesuar olacaktı. Çünkü o bileklik sayesinde sevdiğim adamı göreve gitmeden görebilecektim.

Yüzümdeki yaşları elimin tersi ile kurulayıp, banyoya gittim. Yüzümü yıkadıktan sonra aynadaki aksime baktım. Gözlerim kıpkırmızı ve şişti. Karanlıkta farketmezdi belki.

Üzerimdeki pijamayı çıkartıp sade askılı ve şort giydim. Ve sessiz adımlar ile aşağı inmeye başladım. Herkes uyuyordu, abim askeriyedeydi. Mutfak kapısından çıkarak arka bahçeye doğru ilerledim. Oldukça sessiz hareket ediyordum.

Arka bahçeye çıktığımda Yusuf arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Sessizce bahçe kapısını araladığım zaman hafif kapı gıcırtısı sesi çıktı. Kapı sesi ile Yusufun bakışları bana döndü.

Yanına varmaya iki adım kala önünde durdum. Birkaç saniye bana baktı durdu. " Keşke dinlenseydin, geldiğinde alırdım. " Diyerek söze başladım.

" Neyi?" Dedi. " Bilekliği getirdin ya, onu diyorum."

" Önemli değil yorgun değilim zaten." Dedi. Yüzümü incelemeye başladı. İnşallah ağladımı farketmemiştir.

" Gözlerin neden kırmızı Nazlı? Ağladın mı sen?" Al işte farketti. Ne diyeceğim ki ?

" Yüzümü yıkayım derken sabun gözümü yaktı, o yüzden böyle Yusuf abi". Yavaşça başını salladı. Ben bile söylediğim yalana inanmıştım. Bir süre düşündü. Hâl ve tavırları o kadar farklı geldi ki gözüme, geldiğimden beri ilk kez onu böyle görüyordum.

Yusuf Abi ( YARI TEXTING )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin