*74.BÖLÜM*

414 100 20
                                    

Vücudunu bana siper ederken elimi tuttu ve ardından onu takip etmeye başladım.

Mars — Sende duydun mu?

Gölge — Evet, sanki müzik sesi de işittim.

Kulübenin döküntü merdivenlerinde üst kata doğru temkinli adamlarla çıkmaya başladık

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kulübenin döküntü merdivenlerinde üst kata doğru temkinli adamlarla çıkmaya başladık. Kapalı ahşap kapı hafif aralık duruyordu. 

İyice gerildiğim için Gölge, elini perde yaparak gelmemem gerektiğini işaret etti ve gıcırdayan kapıyı iterek içeri bakmaya çalıştı.

Mars — Dikkatli ol, bir hayvan da olabilir. Sonuçta dağın başındayız!

Gölge — Sen yine de geride kal.

Birkaç sancılı geçen saniyeden sonra Gölge'nin kahkahasını duyunca ürperdim.

Mars — Ne? Neye gülüyorsun?

Gölge — Hahah, sadece rüzgârdan pencere açılmış.

Mars — Emin misin? O melodi neydi peki?

Kapıyı iyice açıp geçmeme izin verdi.

Gölge — Pencere açılınca duvara yaslanmış eski bir enstrümanı da devirmiş olmalı, ses tellerden gelmiş. Korkma küçük hanım hayaletler bize senfoni yapmıyormuş.

Dudaklarımı büzerek dalga geçmesine karşılık verdim. 

Mars —Sanki tek korkan bendimmm!

Hiç bilmediğim bu ücra yerdeki terk edilmiş kulübenin üst katındaydık, duvarlar içine işlercesine soğumuş mobilya ve eşyalar ölüme terk edilmiş gibi hareketsiz duruyorlardı. Şehre olan uzaklığını düşününce hırsızların bile bulamadığı bir konumda olduğunu varsayıyorum yoksa bunca antika çürümeye terk edilmezdi. 

Çarpık gülümsemesi eşliğinde odaya girdik. İçerisi fazla rutubetliydi ve oldukça küçüktü. Kısa nefesler alarak düşen kemanın yanına gittim.

 Kısa nefesler alarak düşen kemanın yanına gittim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

 Mars — Gerçekten baya eskiymiş. Sence burada biri mi yaşıyordu?

Gölge Yaşıyor olsa bile uzun süredir gelmediği kesin.

Açılan pencereyi ardı ardına itekleyerek kapatmayı başardı o sırada enstrümanı inceliyordum. Tellerinin bazıları kopmuş, kalanlar birbirlerine değince hoş titreşimler çıkarabiliyordu.

Mars —Üstündeki işlemelere baksana çok güzel görünüyor.

 Aniden arkamdan beni kavrayan ellerini görünce iki kolu arasında kaldım ve parmakları kemana doğru uzandı.

Gölge — Böyle güzel bir parçayı buraya terk etmek üzücü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gölge — Böyle güzel bir parçayı buraya terk etmek üzücü.

Sarıldığını sanan vücudum hemen ısınmaya başladı, aslında sadece kemana bakıyordu. Saçları yanaklarıma değdiği anda yüzüm gıdıklandı.

Mars — Iııı, ke- kemandan anlar mısın?

Gölge — Küçüklüğümden beri çalarım, yani çalardım. Tellerine dokunmayalı asılar olmuş gibi hissediyorum.

Gölge ve kemana beslediği derin duygular arasında öylece kala kalmıştım. Fazla heyecan yapan kalbim sesimin titremesine neden oluyor bu durum sinirimi bozuyordu. Masanın altında düşen yayı fark edince mırıldandım.

Mars — İ-İşte yayda orada. Çalmak ister misin?

Asi Kurt — Elbette neden olmasın, hep beraber bu günü kutlayalım!

Ansızın odada yankılanan sesi duyunca Gölge'nin kollarından sıyrılıp masaya doğru sendeledim. Hareketim karşısında düşmek üzere olan kemanı tek hamlede kavradı ve sesin geldiği yöne doğru keskin bir bakış attı.

Gölge — Aslı!

Asi Kurt Sana da merhaba Gölge!


Mars'ın GölgesiWhere stories live. Discover now