KAHVERENGİ SANDIK

13 12 0
                                    

-Gençler kendinize gelin biz de buradayız, hayvanat bahcesine cevirdiniz burayı,

-Az biraz kibar olamaz mısın be kanka sen Oris,

-Haklı sayılır aslında Raslin
Edebiyat dersi başlar Mrs Runya Sevgili evlatlarım sayfa 184 deki dörtlüğü bize kim okumak ister diye sorar, konu edebiyat olunca üstüme tanımayan ben atıldım hemen, buyur Fink söz sende seni dinliyoruz. Yüce tanrım bayan Runya adeta cennetten dünyaya gelen bir melek gibi;  yumuşacık ses tonu, kibar gülümsemesi, sıcacık anne şevkati, herkesin iyiliğini düşünebilen kendi gibi temiz kalbi, karşısındakini kırmamak için kendini kırıp inciten halleriyle tam bir melekti benim gözümde. Onun yeri benim için hep ayrıydı ve ona olan saygım sonsuzdu.

Dünyanın en temiz kalpli öğretmenine saygı ve sevgilerimle diyerek şiiri okumaya başladım. 

-Siz lordum; karanlık geçeme ışık gibi doğdunuz.
-Beni de kendinize tutsak ettiniz.
-Gözlerimi açmaya kıyamıyorum.
-Silüetiniz gözümün önünden gidecek diye korkuyorum, nefes alamıyorum.
        
-Gecenin gizemli Şairi Hallurems den bir kesit dinlediniz arkadaşlar, peki bu dörtlük sizde nasıl hisler uyandırdı, paylaşır mısınız bizimle.

-Siz başlayın bay Fink, konu şiir olunca hiç kimsenin sizinle yarışamadığını artık biliyoruz. Ne hissettiniz bu şiir sizde neler uyandırdı.

-Bu şiir en az 70 yıllık efendim, geçmişin izlerini kelimelerinde saklıyor, tutkulu bir aşkın dışa vurulmuş, kelimelere dökülmüş hali. Şair o kadar gözü kara bir aşık ki, sanki gözünü açtığında her şey, bütün yaşanmışlıklar ve sevgilisinin silüeti silinip gidecekmiş gibi hissediyor ve korkuyor. Şahsen efendim bende aynı duyguları paylaşşam bayan Hallurems ile, benimde hislerim pek farklı olmayacakmış, bunu fark ettim.

-Ah benim duygulu evladım Fink, yine yaptın yapacağını çok güzel konuştun, arkadaşınızı bi alkışlayalım gençler o bunu çoktan hak etti.

-Maya ya sen ne düşünüyorsun şiir hakkında ? Fink bize söyleyecek pek fazla söz bırakmadı ama madem söz hakkı verdiniz birkaç cümle konuşayım.
-Şimdi ki gibi sahteleşmiş aşklar yoktu bundan 40 , 50 yıl önce bayan Runya. Ne kadim bir duyguymuş aşk o zamanlar, biz hiçbir zaman bu kadar tutkulu bir aşk yaşayamayacağız günümüzde ona üzülüyorum.

-KIZIM Maya seninde bay finkten pek farkın yokmuş hatta hemen hemene ikinizinde aşka bakış acısı aynı sayılabilir. Ve haklıda sayılırsınız. Haftaya ki göreviniz çocuklar bu şiir için hissettiklerinizi bir a4 kağıdına yazıp bana getirmeniz ve her birini okuyacağım ona göre, fink ve maya sizi dinledik yazmanıza gerek yok. Ben diğer arkadaşlarınızın duygularını merak ediyorum, bilirsiniz edebiyat akıl işi olan bir ders değildir, kalp işidir ve bunun içinde duygular gerekir haydi kalın sağlıcakla haftaya görüşmek üzere dersi 10 dk ka erken bitiriyorum, gidin ve biraz hava alın. Kendinize iyi bakın.

-Şaşırmıyorum artık finkin bu şairhane hallerine Raslin

-Onu bizim kadar iyi tanısaydın bebeğim zaten böyle biri olduğunu bilirdin Jenna

-Ah onu hele bir bana sorun, konuşmaya başlarsa susmaz, başınızın etini yer bitirir, kabul ediyorum gerçekten çok yetenekli bu şiir yazma ve okuma konusunda. Dimitrios 

-Adam doğuştan aşık ama neyi bekliyor bilemiyorum Oris

-Onu anlamak pek mümkün değil Raslin

-Biz onu hiçbir zaman da anlamayabiliriz Dimitri

-Onu anlamak için onun kafasını yaşamamız gerek ki buda şu anda olur şey değil Jenna

-Hayat herkesi bir kalıba sokar hayatına şekil verir. Her şeyde olduğu gibi bunda da istisnalar var. Fink bu istisnalardan biri. Kendisi hayata şekil veriyor, ele avuca sığmayacak kadar da hareketli olması onu anlamamızı zorlaştırıyor. Kısacası o bu dünyaya kendinden izler bırakacak olan biri. Onu benim kadar iyi tanımıyorsunuz gençler bana güvenin Dimitrios.

-Köşeyi dönüp evimin yolunu tutacaktım ki jenna beni tuttu yüzüne acayip acayip baktım neler oluyor diye

-Bize bir iyi günler demeden mi gideceksin evine dedi .

-Ah ya müzik dinliyordum dalıp gitmişim yarın görüşmek üzere kendinize iyi bakın millet.

-Sende dostum sende, canın falan sıkılırsa ara beni, beş dk ya ordayım biliyorsun,

-Raslin bağıra bağıra ve kollarını açarak grup kucaklaşması dedi, sarıldık birbirimize seviyordum ya bu salak kızı ben, dengesiz mengesizdi ama iyi biriydi her şeyden önce, grubumda ki herkesin ayrı bir değeri vardı benim için.

Kulaklıklarımı taktım gidiyordum ki döndüm ve siz az önce hararetli hararetli ne konuşuyodunuz bakayım, bana da söyleyin dedim.

-Hiççççç dedi jenna

-Her zaman ki konular dedi Raslin

-Bizi bilirisn dostum dedi Oris

-Sen bu salaklara bakma bi yalanı bile adam akıllı söyleyemiyorlar, senin hakkında azıcık dedi kodu yaptık kardeşim. Kusurumuza bakma tamam mı ?

-İdare et bizi raslin.

-Edebiyat dersinde yine ağzımıza layık dedikoduluk hallerin vardı dedi jenna. Ön tarafta ki kızların sana nasıl baktığını görmedin dimi

-Kızlar haklı Oris .

-Yok görmedim o tarafa bakmıyordum ki. Haydi Size İyi günler ben kaçtım Köşeyi döndüm ve evimin yolunu tuttum ikinci müzik bitesiye evimdeydim. Çantayı kapıdan içeri fırlattım .

- Ben pofuduğu sevip geliyorum anne diğe bağırdım.

-Gel de senin için yaptığım kurabiyelerden al, yanında süt de var.

-5 DK sonra evdeyim anne , sen pofuduğu severken eve girmeyi unuturyorsun ki. Tanımıyor muyum ben oğlumu. Dur bekle neyse Sam’den yollarım ben.
-Sam abin geldi. Şu kurabiyeleri götürüver oğlum dışarıya.

-Hayır anneeee ben atari oynuyorum.

- Bak sam pofudukda gelmiş sen onu seversin oğlum hem abine götürüver şu kurabiyeleri.

-Offff tamam anne bak abim için değil ama pofuduk için çıkıyorum dışarıya.

-Buyur abi getirdim.

-Duydum annemle konuşmalarınızı sam pofuduk olmasa abini taktığın falan yok senin.  Hayır kıyıp da dövemiyorum seni daha 7 yaşındasın, aradan 3, 5 yıl geçsin seni istediğim gibi sopalayabilirim. AAAA şuna bak beni hiç dinlemiyor,  pofuduğun peşinden bahçenin etrafında dönüp duruyor, bende söğüt ağacının altına uzanayım bari biraz kafam dağılsın. –
Sam pofuduğu korkutmadan buraya getirir misin biraz da ben seveyim.

Kedi kedi kediiiiii gel burayaaa diyip kedinin etrafında dönüp duruyordu sam. Bende söğüt ağacına yaslanmış kurabiyelerin tadını çıkarıyorum. Bülbüllerin ötüşüyle mest olmuştum. Anın tadını çıkarmakla meşgüldüm.
Büyükbabam Josef bir baston olarakta kullandığı şemsiyesiyle eve doğru yürüyordu. Onların evinin hemen bizim karşımızda olması çok iyiydi.

Kafam bizimkilere kızdığında hemen oraya giderdim. Büyükbabamla aramız oldukça iyiydi. Ben bile bu kadar aramızın iyi olmasına şaşıyordum.
Küçükken tavan arasında bir kahverengi  sandık bulmuş, bu sandığı açmış içindekileri incelemekle meşgulken büyükbaba josef geldi ve sandığın içinden çıkan mini sandığı aldı.

-Zamanı geldiğinde öğreneceksin evlat her şeyi o zamana kadar bir daha ortalığı karıştırmanı istemiyorum.

AVCILAR (KİTAP OLDU) Where stories live. Discover now