ANLAŞMA

65 22 104
                                    

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:

ANLAŞMA

   Nefret dolu bir üçlünün aynı masada oturduğunu düşünün. Evet. Şu an durum tam olarak buydu. Belkıs kardeşler karşımda oturuyordu ve ortamda derin bir sessizlik ile yoğun nefret vardı. Sıkılmaya başlamıştım artık.
"Eee? Amacınızı açıklar mısınız yoksa tahtalı köye mi gitmeyi tercih edersiniz. Şahsen biraz daha devam ederse bu sessizlik, ikinci seçenekten asla kaçınmayacağım."

  Oflaz masada bana doğru eğildi. Daha rahat bir tavır alıp alayla gözlerine baktım.
"Kardeşimizi öldürdün."

"Hadi ama! Bunu çoktan geçtik."
Alaylı sözlerimin ardından ciddileşip doğruldum.
"Beni ortağınız gibi göstererek ne yapmayı planlıyorsunuz? Murat'ı elinizde tutmaya devam edip benim gücümden faydalanacaksınız. Tabi ben de ne derseniz yapacağım. Sonra işlerinizi halledip önce çevremde önem verdiğim kişileri bulup gözümün önünde öldürüp sonra beni öldüreceksiniz ya da hayatta tutup acı çekmemi sağlayacak bir şeyler bulacaksınız."

"Tam üstüne bastın."

  Kahkaha atarken ellerimi çeneme yerleştirip tatlı bir ifade takındım.
"Sen beni ne sanıyorsun? Şu anda bile aklından neler geçtiğini tahmin edebiliyorken elinde tutabilir misin sence..." Hafifçe başımı eğip kaşlarımı kaldırarak ekledim: "Beni?"

  Aklından geçenlerden kastım az önce uydurduğum ve onun onayladığı şeyler değildi tabi ki. Buna inanmamı istediğini biliyordum ve o da inandığımı düşünüyordu. Muhtemelen. Oflaz'ın bakışları iyice sertleşirken dikkatle baktım gözlerine. Derin bir nefes alıp bende ciddileştim ve duruşumu düzelttim.

"Bak, inanmayacaksın ama kardeşiniz için gerçekten üzgünüm. Senin pisliklerine bulaşmamış biriydi. Ama görevlendirdiğim adam hata yaptığı için şu an seninle onun hakkında konuşuyoruz. Sen Murat'ı versen de vermesen de, birçok planlar yapıp benimle oynamayı düşünsen de şu an tek amacım seni öldürmek. Eninde sonunda da gerçekleştireceğim için şu an istediğin gibi oyunlar da oynayabiliriz. Tamam mı?"

  Oflaz hışımla ayağa kalkıp elleri belinde arkasını dönerken abisine döndüm. Kardeşinin tam tersi, gayet sakin duruyordu. Bakışları sakin olmasına rağmen kafasında birçok tilkinin döndüğü de açıkça belliydi. Ayağa kalkıp üzerimi düzelttim. Oflaz da bizim tarafımıza dönmüştü. Sakin adımlarla yanına gidip ona döndüm.

"O halde ilk seviyeyi bitirdik mi diyoruz, ortak?" Üzerime doğru bir adım atıp gözlerini yüzümde gezdirdi. Gözlerimde durduğunda hafifçe gülümsedi. "Çok uzun bir oyun olmayacak merak etme."

  Gülümsedim.

 "Uzatmalara gitmek istediğin zaman görüşelim tatlım."

   Saçımı yüzüne doğru savurup kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda çıkmadan önce başımı çevirip Oflaz'a baktım. Gözlerindeki öfke hala duruyordu ve muhtemelen uzun süre de durmaya devam edecekti. Oluşan hareketlilikle bakışlarımı o tarafa çevirdim. Alkın ağır ağır Oflaz'ın yanına gelirken her hareketini dikkatle takip ediyordum. Bir şey yapacağından değildi ama hiçbir hareketini kaçırmak istemiyordum. Oflaz'ın yanından geçip bana doğru gelmeye devam ettiğinde tek kaşımı kaldırdım. Birkaç adım önümde durduğunda tamamen ona döndüm.

S. DEANWhere stories live. Discover now