İHTİMALLER HEP VARDIR

17 7 12
                                    

ALTINCI BÖLÜM:
İHTİMALLER HEP VARDIR

Yüzüme sert bir şekilde çarpan suyla irkilerek gözlerimi araladım. Son hatırladığım şey arkamı döndüğümde yediğim darbeydi. Yüzüme tekrar su döküldüğünde sinirle suyu döken kişiye vurmak istedim ama sandalyeye bağlıydım. Hiçbir yerimi hareket ettiremiyordum çünkü kollarım ve bacaklarım ayrı ayrı sandalyenin kol ve bacaklarına bağlanmıştı. Dişlerimi sıkıp etrafa baktım. Görünen üç adam vardı ve üçünde de maske ile şapka vardı. Maskeleri sıradan maskeler değildi. Fularımsı ve üzerinde Kızıl Aslan amblemi olan maskelerdi. Bakışlarımı bulunduğum yerde biraz daha gezdirince aynı depoda olduğumuzu fark ettim. Adamlardan biri bana doğru yaklaştığında elinde bir bez parçası vardı. Önümde eğilip bezi gözlerime bağladı. Bulunduğum durumu kavrayıp bir şeyler planlamaya çalışırken tek kelime etmiyordum. Gözlerime bir bez daha bağlandığında bunun sebebini anladım. Kızıl Aslan gelecekti. Bir süre sonra iyice sıkılmaya başlamışken adım sesleri duydum. Adım sesleri depoda yankılanırken iyice bana doğru yaklaşmıştı. Tam önümde duran bedeni hissettiğimde başımı yukarı doğru kaldırdım.
"Ne güzel, başın hala dik."

"Başımın eğildiğini göremezsin. Ama sanırım ben de yüzünü göremeyeceğim. Yüzünü göstermekten neden bu kadar korkuyorsun?"

Kahkahası depoda yankılanırken bir sandalye çekip önüme oturduğunu da fark ettim. Kaşlarım çatıldı.
"Eğer ki yüzümü görürsen sen korkarsın."

"Hah! Sen kendini ne sanıyorsun?!"

"Bunu sana sormalı. En başta arkadaşını kurtarmak için Belkıslar'a yaklaşırken sonradan neden arkadaşını onların ellerine bırakıp çekildin?"

"En başta onu kurtarmaya çalışmam da zaman kaybıydı."

"Bunu bana kendini kötü göstermek için mi söylüyorsun?"

Kahkaha attım ve başımı ona doğru eğdim. "Keşke öyle olsaydı. Olmadığım biri gibi davranmak beni yordu."

"Sen gerçekten saf kötüsün." Birkaç saniye durdu ve devam etti. "Senin gibi biri nasıl bir vakıfa sahip ve ihtiyacı olan kişilere yardım ediyor?"

Sırıttım. "En cimri insanlar kendilerini en cömert kişiler olarak gösterir, en korkaklar en cesur olarak, en cahiller en bilgili olarak. Ve benim gibi kişiler ise en iyi kişiler gibi davranır. Şehirde ve ülkede kendimi göstermem gerekiyordu, ben de en iyi seçeneği seçtim."

"Haklısın ama unutma ki en güçsüzler de en güçlüymüş gibi davranır."

"Tıpkı Oflaz gibi."

"Oflaz kendini güçlü göstermek için uğraşmıyor."

"O halde kendinden bahsediyorsun zira benim olduğum gibi davrandığım konulardan biri de gücümdür."

Güldü. Karşıma bir sandalye çekip oturduğunu çıkan sesten anladım. "Her zaman neden zekilerin kötü olduğunu merak ettim. Bu merakımı pekiştiriyorsun."

"Çünkü benim gibi insanlar her insanın kötü olduğunu bilir."

"Herkes kötü değildir."

"Hayır öyledir!" diye bağırdım. "En iyi insanın içinde bile kötülüğün yuvası vardır!"

"Anlaşılan bu konulara girmemeliyiz. En azından şu an için. Daha sonra uzun uzun bunun üzerine konuşacağız, söz ama şimdi iş konuşalım."

S. DEANWhere stories live. Discover now