9- Olaylar ve Şüpheler

60 3 99
                                    

Uzun bir süre sonra, uzun bir bölümle...🥂

Bu bölüme başlarken saatin kaç olduğunu yazar mısınız?

Teşekkürler, keyifli okumalar!

🥂

Gözlerimi araladığımda ilk önce zihnim olduğum yeri tanımaya çalıştı. Birkaç yabancı bakıştan sonra dağ evinde olduğumuzu hatırlayarak elimle alnımı ovuşturdum.

"Sabah ola hayrola demişler ama biz her sabah bol şerli bir güne uyanıyoruz maşallah."

Kendi kendime biraz söylendikten sonra ağrıyan başımı iki parmağımın arasında bırakarak sıkıştırdım.

Sanırım kendimi kötü hissetme nedenimi biliyordum. Benim hayatım her zaman olaylarla dolu olmuştu ama bende her zaman o olayların içinde olmuştum. Şimdi ise etrafımda bazı dolaplar dönüyordu ama aklım almıyordu.

Perdenin arkasında veya önünde olmayı değil, o perdeyi yöneten olmayı severdim.

Ama bu durumda perdenin önündeydim ve arkasındaki kişi hakkında en ufak bir bilgim bile olmadığı için savunmasızdım.

Başımın ağrıma nedeni kaygı dolu zihnimin bana vermediği huzurdu.
Merak ve endişe duygusu bilinç altıma yerleşip sinsi bir düşman gibi beni kışkırtıyor ve uyumama engel oluyordu.

Tüm gece araştırma yapmıştım, zihin fırtınası gerçekleştirerek olayların ardında kimin olabileceğini tahmin etmeye çalışmıştım.

Sonuç sıfırdı. Aslında aklımda yüzlerce seçenek vardı ve bu da başarısız olduğumu gösteriyordu. Kişiler arasında eleme yapamayınca kuşkularım ile birlikte ortada kalmıştım.

Giyinirken bir yandan da Cenk Altunların gelişinden sonra aklımdaki bir şeylerin yerine oturacağını düşündüm.

Beyaz bir badi giydim, kenarları çizgiliydi. Altımda ise siyah kumaş bir pantolon vardı. Üstüme siyah bir blazer ceket çekerek en azından görünüşümü dengelemek istedim.

Makyaj tercihim değildi ama tahmini iki buçuk saatlik uykuyla gözlerimin altında oluşan mor halkaları kapatsam iyi olacaktı.

Yüzüm bembeyaz kesilmişti, ten rengimi normal düzeyde göstermeye çalıştım.

"En azından şu an daha az korkunç görünüyorum."

Karşısında makyaj yaptığım aynaya bakarak gülümsemeye çalıştım.

Ayağa kalktığımda derin bir iç çektim.

Hiçbir zaman tam anlamıyla yer altına sahip olamayacaktık.

Yer altındaki insanlar büyük insanlardı, hepsi alanında en iyisiydi. Kimisi yasa dışı, kimisi ise yasaları kendine kukla eden güçlü isimlerdi.

Böyle isimler ancak Cenk Altun ve diğerleri gibi insanlara itaat ederdi. Ki onlara bile arada zorluk çıkarıp koltuklarından etmeye çalıştıkları olmuştu.

Elbette isimlerimiz yanlarına alındığımız zamandan beri yer altında övgüyle bahsedilir olmuştu ama otorite kurmak zor ve meşakkatliydi.

Sessizliğin Sessiz SesiWhere stories live. Discover now