SON KORUMA ||GAY||

|19| MAL

Eve girdiğim gibi etrafı koloçan ediyordum..

Ender hala kapının önünde..kapının kulpundan destek alarak içeri yavaşca adım atıyordu...etrafa bakıyordu....

"Burası neresi ?"

"Evlenmişiz gibi hayal et evimiz işte "

Yüzüme sertçe baktığı için.. yutkunmama sebep oldu...

"Ya..daha önceden buraya sık sık gelirdik..daha önceki pansiyon gibi...ama buraya daha çok..."

Elimi kanepeye sürtüp

"...Başka sebeplerden ötürü geliyorduk "

Ender yanıma doğru hızla gelip üzerime doğru yürümeye başladı...

"Hayatını sadece sikişe harcamış gibi görünüyorsun...ve bu iğrenç biliyor musun?!"

"Yo size harcadım aslında "

"Başladın yine "

"Neden sizi sevemez miyim ? "

"Sevemezsin tabiki..."

Omzumu silkip belinden tutup vücudunu biraz daha kendime çektim...

"Bana değil kalbime söz geçirebilirsen eğer vazgeçeceğim senden"

Elleriyle tutuğum kollarımı itmeye çalışıyordu...

"Sor bakalım ben istiyor muyum seni ?!"

Yüzümü somurtup başımı göğsüne koydum...Öylece kaskatı kesilmiş...sözlerimi dinliyordu..

"Sonuç...bizi nereye götürürse götürsün.. sizden bir daha ayrılmak gibi bir niyetim yok..."

Başımı kaldırıp...gözlerinin içine baktım...

"Bu yüzden ..yok olmadıkça...ayrılmayacağım dibinizden... anladınız mı beni.."

Sıkıca tuttuğum kollarımı serbest bırakıp birkaç adım geriye gidip uzaklaştım...

"Bunu size son kez söyleyişim...bu yüzden kendinizce yorumlayıp yorumlamamak size kalmış"

.
.
Mutfağa yönelip buzdolabının kapağını açarken...

"Bu ev uzun süredir boş görünüyor.... buzdolabı boş olacaktır"

Dedi..
Buzdolabını açtığımda içinin dolu olduğunu gördüğünde şaşırdı..

"Bu da neyin nesi? "

"Sürekli kontrol ediliyor "

"Ve burası sözde güvenli mi yani? "

"Boş insanlar yapmıyor bunu ...o yüzden için rahat olsun "

"Sana nasıl güveneyim? Ya başka planların varsa ? "

"Evin içini doldurmanın sana nasıl bir zararı olabilir "

Etrafa uzun süre bakınıp tekrar bakışını üzerime getirdi..

"Konu sen isen...her an her şey olabilir "

Yüzümü buruşturup hafiften kaşlarımı çatarak gülümsedim.

"Tabi öyleyim ..."

Arkama dönüp buzdolabından birer şarap çıkarıp Ender Bey'e dönüp gösterircesine havaya kaldırdım.

"Onu bunu bosverin de... Biraz kumsalda içmek ister misiniz ? "

Ellerini beline koyup başını aşaga indirip güldü...daha sonra gözlerime baktı..

"Sabahki olayları sindirmiş gibi görünüyorsun ?."

"Eh yani...alışmam gerekir "

Yüzü birden ciddileşti..

"Daha fazla alışma..."

Ah yine aynı konu mu gerçekten...iki çift laf etmek icin illa sarhoş mu etmem gerekiyor seni.
Yanından umursamazca geçip kapıya doğru ilerledim...

"Geliyor musun? Gelmiyor musun ?"

Başka tarafa bakıp yumruğunu sıktı...

"Gelmiyorum desem ne yapabilirsin ki ?!"

İlla kavga ediceksin yani..bi yerden batıyor bir çıkartamadım .
Omzumu silkip kapıya elimle tıklattım..

"Malum yanlız içmeye alışığım o yüzden bir şey yapmama gerek yok... "

Verdiğim cevap hoşuna gitmemiş olaki sıktığı ellerini çözüp gözlerini devirdi..
Tam bir şey diyecekken...sözünü kesmek amaçlı

"Birbirimize bu kısıtlı zamanda uyum sağlamamız gerekiyor...eğer benden uzakda olursanız sizi koruyamam...ve inatla evde durmakta hiç bana göre değil "

"Sen korumasın ulan !! Ne bana göre değili ??! Ağzın iyi uzadı senin !! "

Dudağımı uzatıp kirpiklerimi kırpıştırdım...

"Beni korkutuyorsunuz Ender Bey.."

Evden çıkarken hala ayakta duruyor beni umursamazlıktan geliyordu...
Yavaşca arkaya doğru eğilip kapıdan seslendim son defa...

"Eğer silahlı adamlar falan saldırırsa .. o çekmecelerin ikinci dördüncü yerlerinde silahlar var... Ve masanın alt tabanın da da öyle... "

Hızla bana doğru dönüp bağırdı...

"Ne saçmalıyorsun lan sen !!! Boş konuşmada git artık !"

"İyi ya bilgi bilgidir diye şey etmiştim.."

Aa..elimde ikişer şarapla kapı önünde tek başımaydım... Eğer Ender'i şu kadarcık tanıyorsam ..içine attığım kuşku tohumlarıyla rahatça duramayacaktı ..

Merdivenlerinden yavaşca inerken...
.
.
.
.
.
"1"
.
.
"Uh böyle sayınca eski anılarım canlandı he "
.
.
"2"
.
.
"Vee 3!! "
.
.
.

Kapı kapatma sesiyle arkamı döndüm.

"Dur!!! Şu aptalca düşüncelerini söyleyip öylece gidemezsin !! "

Tabi canım..kesinlikle tek sebebi budur....

"Size sonra da anlatabilirim...içerde olmanız gerekmez mi?"

Kaşının tekini kaldırıp

"Sanane bundan !"

Hayatını bağırarak geçirmiş...benimleyken bu kadar agresif değildi bu adam...

Kim naptı sana....
.
Neler oldu...
.
.
.
.
Merdivenlerden inerken ayağı hafifçe takıldı...umursamazlıktan gelip batan kumların üzerinde hızlı hızlı yürümeye başladı..

*Ah aptal..burayı bir tek bilen bizden başka kimse yok *

Sırıtarak kolundan tutum destekledim.

"Zorlanıyorsan kucağıma almamı ister misin ? "

Koluma tırnaklarını geçirip

"Kes..sesini "

"Ah...canımı acıtıyorsun"

"Bastırmadım bile "

"Kalbimden bahsediyordum"

"Iyh..bu iğrençti..."

Hafifçe gülümseyip gözlerine baktım...Gecenin karanlığında simsiyah parıldıyordu...İzlemesi..o kadar keyifliydi ki..ha denizi izlemissin...ha Ender'in en derin gözlerini...Hem ayriyetten göz şekli de çok güzel Allah'ın özene bözene yaratığı vip insanı sanırım..

"Yine ne sikim düşünüyorsun ?"

"Ya sus bi..gözlerin çok güzel "

Gözlerini kırpıştırıp hızla önüne dönüp hızlı adımlarla denize doğru ilerlemeye başladı...

"Salak salak konuşup..bide alay ediyor..mal mıdır nedir..."

Ardından bağırıp

"Malımdır bence..!!"
.

............................................................................
............................................................................
Bu hikayeyi yazarken çok gergin hissediyorum fmdkkdkd sanki tehtitle yazıyormuş gibi hissetiriyor .....Ender bana da işledi sanırım...