31. Bölüm

3.1K 297 128
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum.

°°°

Leo, ölemezdi.

Yaşayacaktı, yaşayacaktık.

Ama bunu yapan, işte o yaşamayacaktı.

Bronte benden önce davranmış Lucas'ın etrafını Hava elementi ile sarmıştı. Kızaran suratından nefes almasını engellediğini de görebiliyordum.

Yapmaması gereken iki şeyi yapmıştı hayatında.

Birinciyi çok umursamamış görmezden gelmiştim, ama ikinci. Bu yaptığı, benim tahminlerimin de ötesindeydi.

Benim Ruh Eşime saldırmıştı.

Benim Ruh Eşimi belki de öldürmüştü.

Ama bekleyecekti, şu anlık bir şey yapmayacaktım. Ama Leonard iyileştiğinde, ki iyileşecekti. O zaman ölümlerden ölüm beğenebilirdi.

Gözümden akan bir damla yaş kafası hala kucağımda olan Leonard'ın yanağına düştü.

"Şifacı, şifacıya götürmemiz lazım." dedi Alvin.

Ardından da hiç beklemeden Leonard'ın koca cüssesini sanki narin bir beden kaldırıyormuşçasına hızla kaldırdı ve merdivenlerden inmeye başladı.

Ben ise olanların şokunu hala atlatamamış öylece oturuyordum, düşünme yetim açıktı fakat kalkamıyordum. Hareket edemiyordum.

"Elvis, Lenora'yı da şifacıya götür." dedi Tina.

Geriye beni kucağına almış Elvis ve giden bilincim kaldı.

Her şeyde bayılma huyumdan acilen vazgeçmem lazımdı.

~Yazardan

Lucas artık katlanamıyordu, Lenora'ya olan aşkından yanıp kavruluyordu. Ama en kötüsü de elinden bir şey gelmiyordu.

Başlarda Lenora'ya aşık değildi, ne olduysa onu aldattıktan sonra olmuştu. Önce ona hiç bir şey yapmadığı için merhametine aşık olmuş, sonra da Leonard ile birlikte gördükçe acı çekmişti.

Ring'de Leonard'ın onu bir anda yere sermesini gururuna yedirememişti Lucas, o zaman yemin etmişti. Leonard'ı öldürecekti. Ama bilmediği şey ise Lenora ile aralarında ki bağdı.

Lucas'ın Ruh Hayvanı Lenora'nın her saniyesini Lucas'a bir bir anlatmıştı, Lucas için Lenora artık takıntı haline gelmişti. Yaptığından elbette pişmandı, ama bir yandan da Karina'ya boş değildi. Onu da seviyordu, ya da öyle sanıyordu.

Lucas eline geçen ilk ve son fırsatı kullanmış, en güçlü büyüsü ile Leonard'ı yere sermişti.

Yere sermişti sermesine de, ölmüş müydü?

Herkesin aklı şu an ölümde değil miydi zaten.

2 Saat sonra

Lenora bilinci hala kapalı bir şekilde şifahanedeki yataklardan birinde yatıyordu.

Leonard ise, bilinci belli bir süre açılmış fazlasıyla kan kusmuş ve ateşler içinde yanıyordu. Ölmemişti ama hastalığı bu şekilde devam ederse ölecekti. Rüya bekçileri her saniye rüyasına giriyor, en büyük korkularını rüyalarında yaşatıyordu.

Onu bu hale getiren Lucas, Bronte ve Tina'nın gazabına uğramıştı.

Bronte nefesini kesmiş, Tina ise bedenini bir buz kütlesine çevirerek donmasını sağlamıştı.

Ateş Krallığının Varisi donuyordu.

Lucas bu durumdayken elinden hiç bir şey gelmeyen ama bir köşede hem kıskançlıktan hem de üzüntüden kıvraranan bir Karina vardı.

Kayıp VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin