9.Bölüm: "Yaktım Ateşi, Kalbimin Derinlerine."

666 27 97
                                    

Tekrardan hoşgeldiniz. Umuyorum ki bu bölümü seversiniz.

Yeni bölüme son 2 kaldı!! Kaldığımız yerden devam etmemize son 2!!!

Keyifli okumalar diliyorum, uzatmadan.

Şarkılar; Gripin- Durma Yağmur Durma, Jamie Salisbury- Quest for Perfection

"Beklemek!Beklemek! Bir saniyede bir insan ölebilir, bir yazgı belli olabilir, bir dünya yıkılabilirdi,daha ne kadar bekleyecektim..."

🌩

9. Bölüm: "Yaktım Ateşi, Kalbimin Derinlerine."

3 hafta sonra,
3. hafta ;

Eskiden tüm gerçeklerle yüzleşebilen bir kadındım, artık kaçıyordum çünkü yaşadıklarım ağır gelmeye başlamıştı. Artık her yaşadığım ağır şeyden sonra, ondan önce yaşadığım ağır şeyi ister olmuştum. Çünkü bir önce ki yaşadığım daha az acıtıyordu canımı.

Acılarım gittikçe çoğalıyordu.

Bense bu acıların çokluğu karşısında eziliyor, günden güne siliniyordum bu diyarlardan.

Beni silindikten sonra yazacak hiç bir kalem, hiç bir yazar olamazdı. Olmayacaktı da.

Çünkü o yazar da, beni tanımıyor olacaktı. Aklına gelen sıradan biri olacaktım.

O yazar dahi beni unutacak, sayfalarını başkalarıyla dolduracaktı.

Benim silinmem dahi umrunda olmayacaktı. Çevremde ki onca kişi gibi. Oysa önemsenmek ve unutulmamak, benim için değerliydi. Ama ben değersiz birisiydim herkesin gözünde. Ben, hiç bir zaman değer gören biri olmamıştım.

Ben kendi değerini yaratan o kişiydim.

Ben kendi kendime değer verdikçe yaşıyordum.

Ben kendime değer vermeseydim, beni hisseden hiç kimse olmazdı.

Acılarım, kendi benliğimden daha güçlü olmaya başlamıştı.

Başa nasıl çıkılırdı bununla, daha öğrenememiştim.

Kız kardeşim gibi gördüğüm Derin, bizden gideli tam 4 hafta oluyordu. Onsuz geçirdiğim 4. Haftaydı. Her gün rüyalarımdaydı. Olmasa bile onu düşleyerek uykuya dalmaya çalışıyordum.

İlk haftalar kendim de değildim. Ruhum bana ait değil gibiydi. Zaman geçtikçe acıya alıştım, acıya alıştıkça avucuma gömdüm. Acıyı avucuma gömdükçe, ölümünü düşlememeye çalıştım. Sanki o yaşıyormuş gibi davranıyordum. Öyle daha kolay uyuyordum. Huzurlu bir uykuydu, burada olmadığını, nefes almadığını bilsem de uykularıma girdiği her an huzurlu bir uyku çekiyordum.

Yine de yorgundum.

Yorgundum.

Bu fiziksel değildi ruhsaldı.

Babama ne kadar ben başaracağım desem de ruhsal yorgunluğumu dışarı yansıdığından bazen dersler de bedenen yorgun düşüyordum. Bu da bazen dersler de geri düşmeme sebep oluyordu. Yine de pes etmiyordum. Bu yola pes etmek için çıkmadım. Daha iyisi için çabalıyordum ve bunu da başarıyordum.

Şimdiden dövüş dersim de ilerleme kaydetmiştim. Beklenmedik bir kadındım. Bunu en baştan söylemiştim.

Yorgundum.

DİKENLİ OYUNLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin