15. Bölüm

1.6K 104 16
                                    

Uzun bir aradan sonra merhaba canlarım. Sınavlarım bugün bitmiş bulunmaktadır. Aynı zaman da ara tatile giriyoruz. Bol bol yazı yazacağıma emin olabilirsiniz. Hadi şimdi okuyun ve lütfen vote basıp yorum yapın...

....

Hayat bizi dört işlemle sınar ;
Gerçeklerle çarpar,
Ayrılıklarla böler,
İnsanlıktan çıkarır
Ve sonunda 'kendini topla' der.

Benim hayatım hep bu 4 işlemle geçti. Eninde sonunda kendimi toplayabildim. Kendimi toplamam kolay mı oldu? Asla kolay olmadı.

Sevdiklerimin canı yanmasın diye insanların canını yakanlara zarar verdim.

Maskemi taktım, can yakanlardan sinirimi çıkardım. Kadın kaçakçılarından, insanları ezen kişilerden çıkardım sinirimi.

Maskemi taktım, bana Lavinya dediler. Arkamdan işkenceleriyle ünlü dediler. Yapacaklarımdan, yaptıklarımdan korktular. Korksalarda bu işleri yapmaya devam ettiler.

Aynı benim canımı yakanlar gibi. Aynı güvenimi boşa çıkartanlar gibi.

Gecenin bir vakti motoruma binmiş arkamdan bağıran Egemen, Aren ve Sümmeye hanımı umursamadan evden son sürat ayrılmıştım.

Dışarısı karanlık veya buz gibi değildi. Mutlu ve huzurlu evlerin ışığı, sokağı aydınlatıyordu. Gelen kahkaha sesleriyse insanların eğlendiğinin göstergesiydi.

Bu gece herkes mutluydu.
Ben hariç...
Sedef Gaye Umut hariç...

Herkes ailesi ile sıcacık bir gece geçiriyordu. Herkes ailesiyle eğlenecek ve huzurla uyuyacaktı.

Benimse ne eğlenecek bir ailem ne de huzurla yatacak bir yerim vardı.

Gözümden süzülen yaşları umursamamaya çalıştım ama umursamamak mümkün değildi. Yine ağlatmışlardı işte. Yine üzmüşlerdi içimde ki küçük Sedef'i.

Kırmızı ışık yandığında motoru durdurup gökyüzüne baktım. Bulutlar sanki acıma acı katmak istemişler gibi, sanki bu anı beklemişler gibi yıldızları kapatmışlardı. En ihtiyacım olduğu an da yıldızları göremiyordum.

Bu daha çok ağlamama sebep olmuştu.
Bulutlar da aynı benim gibi ağlamaya başlamıştı. Çok sevdiğim yağmur damlalarından ilk defa nefret etmiştim. Yıldızları gizlemişlerdi. Acaba yıldızlar kendi istekleriyle mi gizlenmişti?

Yağmur hızını arttırdıkça saçlarım sırılsıklam olmuş gözyaşlarımsa yağmur damlalarına karışmıştı.

Yeşil ışık yandığında motoru yine son sürat sürmeye başladım. Saçlarım rüzgardan dolayı uçuşuyor, yağmur damlalarıysa kasksız yüzüme çarpıyordu.

Bu biraz beni rahatlatmış ve mantığımı kullanmaya itmişti. Şimdi herşeyi bir kenara bırakalım. Ben bu gece nereye gideceğim?
Nerede kalacağım?

Bu hayatta beni hiç yargılamayacak ve sorgulamayacak tek kişinin yanına gideceğim.

..........

Kapıyı alacaklı gibi beş kez çalmıştım. Ama hala açılmamıştı. Allah aşkına nerede bu çocuk? Kış uykusuna falan mı yattı acaba?

Ev adresine doğru mu geldim ya ben? Evet doğru. Önceki sefer de buraya gelmiştim. Yoksa taşındı mı?

Yeniden kapıyı çalmaya başladım. Aynı zamanda zile parmağımı basıyordum. Parmağımı çekmediğim aynı zaman da kapıya küt küt vurduğum için evde bir konser yaşanması lazımdı.

"Allah kapıyı alacaklı gibi çalanların bin belasını versin. Kapı kadar başlarına taş düşsün. Kapıyı alacaklı gibi çalan elleri kırılsın." Gelen bağırtıyla ellerimi zilden ve kapıdan çektim.

Mafya Doktor Where stories live. Discover now