11

2.3K 302 23
                                    

fromm, seoul night

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

fromm, seoul night

Derin nefes alışverişleri, aralık dudakları, arada dudaklarında gezinen dili, kıpırdamaları, yanaklarına değen kirpikleri ile Kim Taehyung, Jeon Jungkook'un her şeyiydi.

Birkaç saat önce barın temizlik odasında yaşananlar aklını bir türlü terk etmiyordu. Kim Taehyung'un kollarını boynuna dolayışı, ismiyle seslenmesi, dudakları, gülümsemesi, gözlerindeki yaramaz bakışlar içine işlemişti, unutamıyordu. Yurt odasında döndüklerinde Taehyung banyoda üzerini değiştirmiş, kendi yatağına uzanmıştı. Hafif çakırkeyf ve uykuluydu. Jungkook telefonunu eline alarak oyun oynarken onun huzursuz kıpırdanmalarını, minik söylenmelerini, yatakta sürekli iki yana dönmesini izlemişti. Sevimliydi. Belli etmemeye çabalıyordu ama gülümsemeden de edemiyordu.

"Hyung, seninle uyumak istiyorum."

Kim Taehyung yatakta dönmeyi ve huysuzlanmayı bırakarak aklında dolananları dile getirdiğinde gülümsemiş, telefonunu komodinin üzerine bırakmıştı. Biraz yana kayarak küçük yatakta onun için yer açtı. Taehyung, güzel omegası, kollarının arasına girerek kendini uykuya bırakırken Jungkook onu uyurken izlediği bir gece geçireceğini anlamıştı. Birkaç ay süren kalbi ve zihni arasındaki savaşta yorgun düşmüştü. Taehyung'un benliğini ondan saklama çabaları arkasında bitkin, kafası karışık, yüreğine söz geçiremeyen bir Jungkook bıraktığının farkında değildi. Taehyung biraz daha ona doğru kayarak başını yasladığında hafif kokusu gülümsemesini sağladı. Lotus çiçeğinin nasıl kokacağı hakkında hiç düşünmemişti, hayatında soluyabileceği en güzel koku olacağını tahmin edemezdi.

Arkadaşlarından, belki ailesinden bir eşi olduğu gerçeğini bir süre saklayacak olmasını umursamıyordu. Taehyung kolları arasında olduğu sürece her şeyi geri plana atmaya hazırdı. Kimsenin onları tanımadığı şehirlerde istedikleri gibi davranabilir, ona sarılır, onu öperdi. Günışığı odanın içinde kendini göstermeye başladığı zamana yakın uykuya daldı. Rüyasında bir çayırın ortasında terk edilmişti. Suya yakın bir yerde olduğunu tahmin ediyordu, kayaya vuran dalgaların sesi yakındaydı. Sık, uzun ağaçların bulunduğu orman uzakta görünüyordu. Güneş tam tepedeydi, gözlerini ona bakmaya zorlasa da elinden bir şey gelmiyordu. Neden oradaydı, kimi bekliyordu, neden hiçbir şey hissetmiyordu?

Saçlarında dolanan parmaklar ile gözlerini araladı; Taehyung uyanmış, uykulu gözleriyle ona bakıyordu. "Günaydın." dedi Jungkook'un gözlerinin açıldığını görünce, Jungkook dudaklarını onun alnına değdirdi. "Günaydın." dedi, bir kolunu Taehyung'un beline atarak başını da boynuna gömdü. Onun kokusuyla yeniden uyumak istiyordu. "Erken saatte dersin var, geç kalacaksın." dedi Taehyung, anlamsız mırıltılar çıkararak kollarındaki Omega'ya biraz daha sokuldu. "Dersim ikide bitiyor, sonra bir şeyler yapar mıyız?" Taehyung bir kez daha konuştuğunda gözlerini araladı, hemen karşısında kalan beyaz boyna dudaklarını değdirdi. "Olur, haberleşiriz ama şu an hiç kalkmak istemiyorum." dedi Jungkook, kendini iyi hissediyordu.

i think i'm lost again' taekookWhere stories live. Discover now