-3-

19.9K 718 55
                                    

Korkuyla kapanan kapının ardından baktım. Gözlerimden bir damla yaz süzülürken elimi ceplerime atıp telefonumu çıkardım. Polisi aramalıydım. Önce abimi aramayı düşünsem de onu tehlikeye atmamak için vazgeçtim.

112 yi tuşlayıp arayacakken Kapı büyük bir gürültüyle açılınca onlardan biriyle göz göze geldik. Elimdeki telefonu bana fırsat vermeden alıp cebine attı.

"Polisi başımıza bela mı edecektin!" Diye kükreyince korkuyla geriye sıçradım

"Ben.."

"Uslu dur bu odada, çıt çıkarma!" Diye bastırıp gidecekken kolunu tuttum.

"Yemin ederim o adama ben hiç bir şey yapmadım sokağa girince yerde yattığını gördüm sonra bana burayı gösterdi-"

"Boşuna nefesini tüketme Demir abi uyanır ve senin bir alakan olmadığını söylerse siktir olup gidersin!"

"Okulum var okula gitmem lazım söz okul çıkışı gelirim arkadaşınızın benim suçsuz olduğumu söylemesini beklerim." Yüzüme malmışım gibi bakıp kapıdan çıkıp kapattı ve sonuna kadar kilitledi. Salak gibi konuşmuştum am ben korkunca ne dediğimi bilmezdim ki...

Öfkeyle çantamı yere atıp etrafıma baktım.  Küçük ve havasız bir odaydı. Gündüz olmasına rağmen karanlıktı.  İki kanepe karşılıklı duruyordu başka hiç bir şey yoktu. Pencere bile yoktu!

.

Saatler ilerlemiş odanın havası daha da azalmıştı sanki. Karanlık tamamen çökünce ışığın düğmesini bulup ışığı açtım. Korkuyla eski yerime sinip beklemeye devam ettim.

Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama tahminimce dokuzu geçiyordu...

Keşke sabah doğru düzgün bir şey yeseydim şimdi açlıktan ölüyordum. 

"Lan kızı niye aldınız." Duyduğum sesle hemen ayaklandım. Bu onun sesiydi değil mi?

"Ne bileyim  Demir abi kapıyı çalıp seni gösterince belki ilgisi vardır diye-"

"Aç şu kapıyı!" Kapı bir kaç anahtar sesinden sonra açılınca odağıma sabah vurulmuş Demir denilen adam girdi. Hiç tanımadığım birini görünce sevineceğim asla aklıma gelmezdi

"Ben suçsuzum, sizi de şans eseri oradan geçerken-" yorgun gozlerini gözlerime dikti

"Biliyorum." Sonra beni odaya tıkan adama baktı.

"Kızın telefonunu ver sedat." Sedat denilen adam telefonumu ikiletmeden getirip uzatınca alıp rahat bir nefes aldım.

"Şimdi buradan çıktıktan sonra benim yüzümü de bu çocukları da kısaca bugüne ait her şeyi unutuyorsun anladın mı?" Hemen başımı salladım tabiki kimseye bir şey söyleyip başıma bela almayacaktim.

"Evet söz veriyorum. Bu sokağın yanindan bile gelmeyeceğim."

"Şimdi kaybol." Deyip kapının önünden çekilince hızla odadan çıktım.

'Bir teşekkür bile etmedi.' Diyen iç sesime göz devirdim. Canımı kurtardığıma seviniyordum başka da bir şey istemiyordum.

Evden çıkar çıkmaz koşmaya başladım. Korkutucu sokaktan çıkana kadar yanımda sarhoş gibi eğlenen kişileri göz ardı etmeye çalışıp devam ettim. Sonunda evimizin olduğu sokağa girince kalbim hala çok hızlı atıyordu. Birden biri tarafından izleniyorum hissine kapılınca arkamı döndüm ama bomboş sokakla karşılaşınca rahat bir nefes alıp evime gittim.

Evimiz dört katlı bir binanın ikinci katındaydı.  Anahtarımı çıkarıp kapıyı açacağım sırada Kapı diğer taraftan açıldı.  Abimi ve ablamı üzerlerine mont  giymiş telaşla çıktıklarını görünce irkildim.

İkisininde gözleri beni bulunca abim hızla beni kendine çekip başıma dudaklarını bastırıp sarıldı.

"Bizi delirtmek mi istiyorsun neredesin sen!" Diye bağırınca bugün yaşadığım korkunç şeyin yüküyle ağlamaya başladım.  Ablamda ikimize birden sarılıp sırtımı sıvazladı.

"Neredesin Lale sen. Aklımızı kaçıracaktık neredeyse." Onlardan uzaklaşıp gözlerimi sildim.

"Abla-"

"Eve çıkalım orada konuşalım."

Beraber yukarıya çıktığımızda abim hiç elimi bırakmadan doğruca beni salona götürdü.

"Söyle bakalım neredeydin bu saate kadar?" Sertçe yutkunup Demir denilen adamın söylediklerini hatırladım.  'BUGÜNÜ UNUTACAKSIN.' demişti.

"İş..." Diye mırıldandım yerdeki halıya kaydı gözlerim. Yüzlerine nasıl bakacaktım yalan söylerken.

"Ne işi!" Diye bağırdı abim elim hala elinin içinde olmasa koşarak odaya gitmek isterdim.

"İş arıyordum." Diye yalan söyledim. Allahim ilkkez aileme hummalı bir yalan söylüyordum.

"Size yük olmak istemiyordum ablamın akşama kadar canı çıkıyor. Senin abi okuldan sonra çalışman gerekiyor bende boş boş okula gidip geliyordum. En azından okul harçlığımı çıkarırım diye düşündüm." Abim bana o kadar kötü baktı ki korkudan susup ablama baktım oda aynı şekilde bakıyordu

"Saçmalama Lale. Çalışmak falan yok. Senin görevin okul zaten." Deyip eliyle saçlarımı geriye itti

"Birdaha ne çalışma nede eve geç kalma gibi bir şey duymayacağım Lale." Dedi abim. Elimi bırakıp yüzümü ellerinin arasına aldı.

"Sen bize annemin ve babamın emanetisin. Sakın beni delirtip okula giderken de gelirken de sana bekçilik yaptırma."

"Daha neler." Diye mırıldandım. Abim Gülümseyip alnımı öptü. Bu gülüşü biliyordum.

Hayır!

"Hem asgari ücrete zam geldi rahatladık biraz daha." Diyen ablama göz devirmemek için kendimi zor tuttum

"Kiranın haddinden fazla zamlandığını biliyorum abla." Ablam bana yalancı bir kızgınlıkla bakıp odamı gösterdi.

"O güzel aklını derslerine kullan hadi odana." ÖNCE abimin sonra ablamın yüzüne bir öpücük kondurup koşarak odama daldım. Kapıyı kapatınca nefesimi verip penceremi açtım.  Gökyüzüne bakıp,

"Allahım ne olur affet yalan söylemek zorundaydım." Diye mırıldanıp ellerimi yüzüme götürüp amin deyip penceremi kapattım.

.

Yıldıza basıp destek olur musunuz💖

O KIZ BENİM +18Where stories live. Discover now