1.3

535 39 68
                                    


Gözlerimi zorlukla araladığımda tanıdık bir koku doldurdu burnumu. Darwin'in parfüm kokusu... Nerede olduğumu tam olarak kavrayamasam da bu rahatsız hisse bakılırsa bir arabadaydım ve yavaş yavaş netleşen görüntü de yanılmadığımı gösteriyordu. Yan koltukta aracı süren kişi yakın arkadaşımdan başkası değildi.

"Darwin," diye mırıldandım kuru dudaklarımın arasından. "Çok susadım."

"Uyu." dedi. Söylediği tek şey buydu. Başımı biraz zorlanarak kaldırıp kendime gelmeye çalıştım ama yapamıyordum. Alkol güzel çarpmış olmalıydı. Gerçekten zihnim çok bulanıktı o saniyelerde. Partiden çıktıktan sonra Trent'le yürüdüğümüzü anımsıyordum ancak geri kalanı yoktu. Hava hâlâ karanlık olduğuna göre parti biteli birkaç saat oluyordu.

fakat sorulması gereken asıl soru şuydu: neden Darwin'in arabasındaydım?

Trent neredeydi?

"Trent nerede?" diye sorduğumda araç ani bir frenle durdu ve öne savrulan bedenim emniyet kemeri sayesinde yerinde kalmayı başardı.

"Sikeyim Trent'i." dediğinde başımı kaldırıp Darwin'e baktım. "Şu çocuk hakkında konuşup durma!" diye devam etti öfkeyle. Aslına bakılırsa az önce yaşadığımız aksiyon yüzünden onu duymamıştım bile. Kalbim yerinden çıkmak üzereydi.

"Bizi öldüreceksin!" diye çıkıştım endişeyle. "Aptal! Araba kullanmayı bilmiyorsan binme şu lanet şeye."

Kemerimi çözmeye çalıştığımda beni bileklerimi yakalayıp durdurmuştu. "Bu gece beni çok sinirlendirdin Gwen." dedi. "Sabrımı sınıyorsun."

Ben de ona öfkeyle baktım.

"Biliyor musun umurumda değil."

Derin bir nefes alıp burun kemerini ovuşturdu iki parmağıyla. "Zorlama beni."

"Alnair'le işiniz kısa sürmüş."

"Alnair'i de sikeyim." diye ağzının içinde konuştuğunda göz devirdim.

"Yapmadın mı zaten?"

Doğrudan gözlerime baktı. "Yaptım Gwen, oldu mu? Rahatladın mı şimdi?"

"Rahatladım aptal." diyerek saniyeler önce serbest bıraktığı ellerimle kemerimi çözdüm ve kapıyı açıp arabadan indim. Darwin de dışarı çıktı. Onu takmadan yürümeye başladığımda ardımdan seslendiğini duyabiliyordum.

"Nereye gidiyorsun?"

"Sana ne!" diye bağırdım. Sesli bir kahkaha attı.

"İyi, git." dediğinde yerimde durup ona döndüm. Kalçasını aracın ön tarafına yaslamış sırıtarak beni izliyordu. Tek ayağımı sinirle zemine geçirmeme engel olamamıştım onu öyle görünce.

"Nefret ediyorum senden!"

"Aynısından." diye seslendi. "Uzatma, gel hadi."

"Siktir git Darwin."

Onu takmadan tekrar yürümeye başladığımda araçtan bir hayli uzaklaşmıştım ki arkamdan adım seslerini duydum ve az sonra kolumdan yakalayıp ona dönmemi sağladı. "Nerede olduğumuzu bile bilmiyorsun, saçmalama." dedi.

Kolumu ondan kurtarmaya çalışırken yanıtladım. "Sen Alnair için endişelensene. Neden beni umursuyorsun?"

"Yoruyorsun." diye çıkıştı bu defa. "Gel hadi."

"İstemiyorum Darwin."

Kolumu yakalayıp arabaya doğru çekiştirmeye çalıştığında tüm gücümle ona karşı geliyordum. "Bırak! Git Alnair-"

playinwitme | darwin núñezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin