|18|

14.8K 829 656
                                    

______________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

______________________

Günümüz

Derin bir sessizlik hakimiyeti altına almıştı onca gürültülü kalabalığı. Ne sözcüklerin dili vardı ne de yaşadıklarımın. Yalnızca anlatmak, anlaşılmak istemiştim halbuki.

Konuşabilseydim eğer sustuklarım belki de affedecekti beni. Ama ben affedilmek değil, bir kere de olsa beni dinlesinler, anlasınlar isterdim. Yüzlerce vuran dalganın her ne kadar yıkarsa yıksın tekrardan yapılan o kumdan kale olmayı isterdim.

Belki de olmuştum da bilmiyordum. Yalnızca ayakta kalmaya zorluyordum kendimi. Çünkü yıllarca yıkılmaya mahkum edilmiştim. Her vuran dalga ordan oraya savurmuştu beni. En büyük eksikliğim ise tekrardan kumdan kale olmamı sağlayacak bir elin olmamasıydı.

Şimdi de aynıydı her şey. Karşımda yıllar önce beni hırçın dalgalarla boğuşmaya mahkûm etmiş bir yabancı,bana yuva yapmamak için ellerinden bile vazgeçebilecek o adam kendi elleriyle sıcak bir yuva yapmıştı.

Öylece bakıyordu gözlerimin içerisine. Şaşırdığı belliydi. Çünkü beni bu hâlde hiçbir zaman görememişti. O yüzüne doğru attığım peruk ise ellerinin arasında duruyordu.

Gözlerim bir saniye de olsa saçlarıma giderken hiç acele yavaşça bakışlarımı yüzüne doğru çıkartmıştım. Göğsüm daha demin bağırdığımdan dolayı hızlı bir şekilde inip kalkıyordu.

"Güzel olmuş mu?"

Alaylı bir tonla söylediğim sözlerin hemen ardından gözlerimi hafifçe yukarıya doğru kaldırarak bir nevi saçımı kast etmiştim anlaması için.

"Sen nasıl olsa seversin yok etmeyi."

Yüzümde var olan o alaylı ifade, yerini yavaş yavaş soğukluğa doğu bırakırken gözlerinin içerisine tüm duygularımdan arınmış bir şekilde üstten bakmaya başlamıştım.

"Sana bir sordum ve cevabını almadım. Güzel olmuş mu? Sen nasıl buldun yeni halimi?"

Kollarımı yavaşça birbirine geçirerek yerimde aniden dikleşmiştim. Keskin soğuk bakışlarım bir saniye bile olsa gözlerinden ayrılmazken o ise anlamaz gözlerle ne yaptığımı çözmeye çalışıyor gibiydi.

"Sen ciddi misin? Şuan ağlanacak haline ne yaptığına bir bak!! Bir de geçmişsin karşıma dalga geçiyorsun."

Sesinden sinirlendiği bariz bir şekilde belli olurken yüzündeki o şaşkınlığın yavaş yavaş silindiğine şahit olmuştum. Şimdi tıpkı eskisi gibiydi.

ACIVÂRİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin