Diğer bölümden kesit

2.3K 72 15
                                    

arkamdan enseme doğru vuran sıcak nefesin verdiği tuhaf şekildeki ürpertici hisle birlikte aldığım soluğu dışarıya doğru veremeden ciğerlerime sıkıştırmak zorunda kalmıştım. Tüyler ürperten sesi beynimde yankılanmaktan başka bir şey yapmıyordu. Galiba bu sefer sert bir kayaya çarpmıştım.

Tuhaf bir şekilde çıt bile çıkmayan bu tuhaf yerden bir an önce çıkmak istesem de bunun şimdilik zor göründüğünü anlamıştım. Adam odaya girer girmez sanki tüm evren sözleşmiş gibi çenelerini kapatmıştı. Ki bu da tam benim şansıma denk gelirdi zaten.

Tuhaf atmosferden sıyrılmak adına içime derin bir nefes çekerek dudaklarımı usulca ıslatmıştım. Daha fazla bu şekilde duramayacağımı biliyordum yoksa her şeyi daha da mahvedecektim. Kuruyan boğazımı ıslatmak adına derince bir yutkunuş sergiledikten sonra yavaşça arkama dönmeye başlamıştım.

İçimden kendime bu işten sıyrılmak adına temkinler verdiğim saniyede usulca arkamı döndüğüm an siyah bir adet siyah harelerle karşılaşmıştım. Göz göze gelir gelmez bedenimden bir elektrik akımı geçmiş gibi hisse kapılmam normal miydi?

Bu kadar keskin hareyle karşılaştığım için mi yoksa beni öldürmek istermiş gibi bakan bir çift siyah hareden dolayı miydi henüz ben de kavrayamamıştım ancak kendimi bir an önce aklayamazsam burada cenazemi bile bulamayacaklarını çok iyi biliyordum.

"Konuş"

Tüyler ürperten kalın ve bir o kadar da baskın sesi kulaklarıma ulaştığı an korkumu belli etmemeye çalışıyordum. Yoksa tek ben değil buradaki herkesin başını yakardım biliyordum.

"Ne konuşucam?"

Vakit kazanmak için en iyisi salağa yatmak olduğunu düşündüğüm için en iyisi bilmemezlikten gelmekti. Bu sırada bir şeyler düşünüp karşımdaki adamı ikna edebilirdim.

"Zekisin"

Yüzünde bir mimik bile oynamadan  adamın bakışları birkaç saniye daha yüzümde dururken kendimi şuanda çok rahatsız hissediyordum çünkü bakışları sanki karşında bir ezik varmış gibi bende duruyordu ve bu hiç hoşuma gitmemişti.

"Ve bir o kadar da aptal" diyerek bir adım atmıştı. Ayakkabılarının ucu ayakkabılarımın ucuna değecek kadar dibime kadar girince başımı yüzünü görmek adına usulca yukarıya doğru kaldırmamla birlikte bir kez daha birleşmişti gözlerimiz.

"Aptal falan değilim yalnızca hakkımı almak istiyorum o kadar"

Sözlerimi bitirdiğim gibi dışarıya doğru sert bir soluk bırakmıştı. Sinirlenmişe benziyordu sanki.

"Hakkını hırsızlık yaparak mı alıyorsun? Üstelik benim haneme girerek!" Sona doğru yükselen sesiyle geriye doğru gitmemek için ellerimi yumruk haline getirerek dişlerimi sıkmaya başlamıştım. Tamam belki de haklıydı hırsızlık konusunda ancak ben bu anlaşmayı kötü bir amaç için kullanmayacaktım sonuçta değil mi?

"Hırsızlık demeye-

"Kes sesini!! Halâ haklı olduğunu mu düşünüyorsun? Ne hakkı, benim olanı benden alma hakkı mı senin hakkın küçük hırsız?"

Yüzüme tükürürmüş gibi küçümser bakışları eşliğinde adımlarını geriye doğru götürüp siyah deri koltuğa doğru bırakmıştı bedenini.

"Çık"

Başıyla yanda duran kapıyı işaret ettiğinde şaşkınca suratına bakmaya başlamıştım. Ciddi miydi bu adam yoksa benimle dalga mı geçiyordu anlayabilmiş değildim? Hiçbir şey yapmadan gidecek miydim yani doğru mu anlamıştım?

"Ne yani beni bir yere hapsedip doğruları konuşana kadar beni yanında tutmayacak mısın?"

Şaşkınlık sesime de yansırken karşımda her an beni öldürecekmiş gibi duran adamdan bu sözleri duymak şaşırtmıştı beni ne yapayım yani. Hem hep öyle olmuyor muydu? Kötü adam masum kızı dinlemeden alır ve bir yere haps eder en kötü ailesiyle tehdit edip yanında tutardı yani. Şimdi bu buz yığını böyle söyleyince ben de kitaplardaki gibi olur diye düşünmüştüm.

"Eğer sözümü bir kere daha tekrarlarsam bu sefer o aklındaki aptalca şey her neyse o gerçek olacak" ellerini şakaklarına yerleştirip bir süre ovalamaya başlamıştı karşımda. Bu kadar sinire dayanması bile mucizeydi de neyse.

"Çıkıyorum o zam-
Sözümü daha tamamlayamadan yerde duran bakışlarını öyle bir çıkartmıştı ki gözlerime ayak ucumdan beynime doğru bir ürperti esir almıştı bedenimi.

Daha fazla sinirlendirmemek için  bakışlarımı gözlerinden ayırıp karşımda duran kapıya doğru ilerlemeye başlamıştım. Ancak o'nun bu odadaki varlığı bile öyle bir negatif bir etki bırakmıştı ki bedenimde sanki ilerleyemiyor gibiydim.

Yanımdaki adamın varlığını düşünmemeye çalışıp nihayet kapıya vardığım an kapı kulpunu tutup açmıştım ki ardımda bir kez daha sesini işitmiştim.

"Emin ol sana yapacaklarımdan sonra aklındakilerin gerçekleşmesi için yalvaraksın bana"





















Burayı çok özlemişim gerçekten. Umarım siz de beni özlemişsinizdir. Sizleri çok seviyorum kendinize iyi bakın Ballarım 💕

ACIVÂRİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin