~11.Bölüm~

69 6 0
                                    

Yıllardır susuyordum sanki.Dilim var ama konuşasım yok.Öyle bir andaydım.Yalnızca susmak istiyordum.Ama susarken kimseyi de duymak istemiyordum.Herkes sussun, ben de susayım ve tüm dünya sessizliğe bürünsün...Bir enkazın altındaydım sanki,kurtarılmayı bekliyordum ve yıkılmış binaların etrafındaki tüm insanlar,hayvanlar ve hatta bitkiler bile susmuş,enkazın altındaki benim ses çıkarmamı bekliyor...Sesim çıkmıyordu,acılarım artmıştı,kendimi kaybediyordum ve sesimi asla çıkartamıyordum.Sanki sesimi çıkarmaya çalışsam ölecekmişim gibi...

Hayatım rotasını değiştireli yalnızca dört gün olmuştu.

1 Aralık akşamı canına kıydığım adam yüzünden rotam değişti bu dört gün içinde.Bugün 5 Aralık'tı.Ve bana dört gün gibi değil de yıllar geçmiş gibi geliyordu.

Mirkan Akçal'ın açtığı videoyu sindire sindire izledim.Arabadan inen babamı ve kendimi,ardından kulübenin içindeki hallerimi,Palaz'ın gelişini,içerideki kanlı görüntüsünü,yanan kulübeyi ve de kameraya yansıyan maskeli adamı...

Mirkan Akçal'ı.

Daha doğrusu Perenk'i.

Onun maskeli adının Perenk olduğunu o kendisi,o ruhsuz sesiyle söylemese de artık gayet iyi biliyordum.

O Mirkan Akçal olmaktan ziyade Perenk'ti.Ve bu isim ne anlama geliyordu henüz tam olarak bilmiyordum.Sadece hislerim onun göründüğünden daha fazlası olduğunu kulağıma sesli,sessiz tüm düşüncelerle raks ediyordu.

Öyle bir video hazırlamıştı ki, kulübenin içinden bana benzeyen bir kızı çıkarmışlar ve arabaya götürmüşlerdi.Yüzü görünmese de üzerindeki kıyafetler ve vücudu tamamen bana benziyordu.Sanki gerçekten bendim.Onlar bana böyle bir oyunu anlatıp,beni bir şekilde ikna etmişlerdi ve sanki o videoyu birlikte düzenlemiştik.Bana benzeyen birini nasıl bulabilmişlerdi aklım almıyordu.Bunları yaşayan ben olmasaydım eminim ki inanırdım ben de bu videoya.

Fakat Mirkan Akçal'ın cinayetimi örtbas etmesi hiçbir işe yaramıyordu.Ben yine katildim.Ben yine elimi kana bulamıştım.Bunu asla değiştiremezdi.Bunu asla değiştiremezdim.Fakat anlamlandıramıyordum.

Madem suçumu örtbas edecekti neden kulübeyi yakmama, onu yok etmeme izin vermişti ki?Video boyunca aklımdaki tek soru buydu.

Asıl amacının dışına mı çıkmıştı yoksa amacına ulaşması gereken yol böyle mi ilerliyordu anlayamıyordum.

Video büyük bir titizlikle hazırlanmıştı.En ince ayrıntısına kadar.Ve tüm bunların sonunda da Palaz'ı öldürüp yakan kişi maskeli o adamdı.Yani Mirkan Akçal'ın ta kendisiydi.

Fakat bu doğru değildi.Çünkü asıl katil bendim.Eli bıçakla dans eden de,oraya benzin bidonunu döken de,tutuşturduğum kibrit çöpünü üstüne atan da bendim.

Amaç babam ve annemi kandırmak mıydı?Yoksa oyunun ilk kuralı bu muydu?Oyunlarına göre mi hareket ediyorlardı?Peki ben bu oyunun tam olarak neresindeydim?Ya da ben bu oyunun gerçekten içinde miydim?Babam ve annem bir oyunun içinde olduklarını nasıl fark edemiyorlardı.Oysa bu zamana kadar en büyük oyunu onlar oynamıyor muydu?Kendi oyunları dışında bir başkasının da oyun kurabileceğini mi düşünemiyorlardı yoksa?

Kafamda belki de milyonlarca soru vardı.Her bir soru ikiye hatta üçe katlanıyordu.

Video sona erdiğinde derin bir nefes aldım.Aldığım nefes hiçbir işe yaramıyordu.Nefes almaya çalışırken bile sanki boğuluyordum.

Mirkan Akçal,siyah deri koltukta sakince oturup beni izlerken daha da gergin hissediyordum kendimi.Alnımın üzerinde belirgin olduğuna inandığım damar sanki diğer damarın üstüne binmişti de ben düşündükçe,düşüncelerim arasında kayboldukça o daha da hızlı atıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIĞIN UYUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin