10

4.9K 226 109
                                    

Boynumun ağrısıyla başımı yavaş yavaş kaldırdım. Gavura vurur gibi vurmuşdu puştlar.

"Oo prenses yıldırım uyanmış"

Karşımda gördüğüm babam yaşlarında ki adamla kaşlarımı çattım. Ben en son kaçırılmıştım dimi.

"Yok benden prenses değil anca kraliçe olur bay gerizekalı"

Son söylediğimle kaşlarını çatarak bana baktı.

"Beni kaçırdığın için gerizekalı oluyorsun malum dört abim var ve ailem aşiret bilmem anlatabildim mi" dedim imayla.

Eğer seni bulurlarsa soyunu sopunu kuruturlar ayağını denk al demek istemiştim tabii bu gerizekalı anlamışmıydı orası meçhul.

"Bak benimle düzgün konuş anlaşılan seni fazla şımartmışlar. Neyse seni neden kaçırdığımı merak ediyorsundur heralde. Ben senin babanın düşmanıyım eğer girecek olduğumuz ihaleden çekilmezse biricik kızını bir daha göremeyebilir"

"Napim" dememle daha çok sinirlendi.

Elini kaldırdığında o bana vuramadan ayağımla bacak arasına vurdum. O iki büklüm olurken ben keyifle sırıttım.

Salaklar elimi arkadan sandalyeye bağlamışlardı ama ayaklarımı bağlamamışlardı.

Kendine geldiğinde sinirden kızaran yüzüyle doğruldu. Eliyle saçımı kavrayıp çekti ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Bak şımarık kız eğer böyle yapmaya devam edersen senin açından hiç iyi olmayacak" diyip sertçe bıraktı saçımı şerefsiz.

Bekle sen bekle ben burdan bir kurtulayım dünya kaç bucak göstereceğim sana.

Depodan çıkmasıyla seslice sövdüm.

"Seni çıkaran ebenin öğretmeninin kızının kaynanasının kuaförünün müşterisinin oğluna koyayım. Şerefsiz puşt" diye bağırdım.

O saydıklarının ne suçu var

Sen sus! Sanada söverim.

Büyüksün apla

Şu an olduğum yerde kimse yoktu. Ellerimdeki ipleri oynattığımda çokta sıkı bağlanmadığını anladım. Biraz daha oynatırken gevşemişti.

İzlediğim filmlerden örnek alarak elimdeki ipi çözdüm. Bu adam salak diye boşuna demiyorum.

Ellerimi hâlâ arkada tutuyordum birinin gelme ihtimaline karşılık.

Dışardan ses duymamla sessizce kapıya yaklaştım. Kulağımı kapıya yasladığımda duyduğum şeyler hiç iç açıcı değildi.

"Tamam yine aynı yerde ben saati söyleyeceğim size" anlaşılan bu adam telefonla konuşuyordu. Belki bir açığını bulabilirdim.

"Abi daha ne kadar devam edeceğiz bu insanlara silah satmaya" bu sefer yabancı bir ses duydum. Bu adamla iş yapan birileriydi sanırsam.

"Daha baştayız fuat bu adamlarla daha çok iş yapacağız"

"İş yaptığımız adamlarda normal olsa teröristlere silah kaçakçılığı yapıyoruz"

nE!?

NE DEDİ O!?

Terörist dedi!

Silah kaçakçılığı dedi!

Beni kaçıran adamlar hiç masum değildi. Bunlar vatan hainiydi. Allahtan korkuları olmayan insanlardı. Hissettiğim korkuyla yutkundum.

Ben hep çevredekilerin 'Allahtan korkmayandan korkacaksın' lafıyla büyümüştüm. Çünkü Allahtan korkmayan herşeyi yapabilirdi.

Hayatı Tesbih Yapmışım | Karışan Bebekler Onde histórias criam vida. Descubra agora