19

2K 118 430
                                    

Bu kadar hızlı sınırı geçeceğinizi gerçekten bilmiyordum. Ama hala hoşnut olmadığım bir konu var.

Sizde 'yazar sen de hiç bir şeyden hoşnut olmuyon ya' dediğinizi duyar gibiyim.

Ama gerçekten yorum yapmıyorsunuz. O kişiler kendilerini biliyo zaten. Çünkü chate girince direkt belli oluyor kimin yorum yapıp yapmadığı.

Kendi kitabıma ben bile yorum yapıyorum yani.

Lütfen bir iki kişi yorum yapmasın hepiniz yapın. Ben sizin yorumlarınızı okudukça keyifleniyorum. Mutlu oluyorum.

Neyse uzatmayıp bölüme geçiyorum. Madem bu kadar hızlı geçtiniz sınırı. Gelsin bölüm o zaman.

-----

Annem kapıyı açtığında hepimizi uyardı.

"Anne tarafınız içerde sakin laf felan atmıyorsunuz" annemin uyarısıyla hepimiz birbirimize baktık. Hepimizin üstünde zaten günlük kıyafetler vardı. Okul kıyafetlerimizi çoktan değiştirmiştik.

Anlaşılan bizimkiler de ben okuldan izin aldıktan sonra okul bizim diyip çıkmışlardı. Yoksa hepsinin izin alması mümkün değildi.

"İçeri geçin anneannenize, teyzelerinize hoş geldiniz diyin birazcık oturun sonra odalarınıza çıkarsınız. Enişteleriniz yok şirkette oldukları için kuzenleriniz var. Çok odalarınızda durmayın aşağı yanımıza inin"

Annemin itiraz istemiyorum diyen sesiyle hepimiz onaylayıp ayakkabılarımızı çıkardık.

Siz hala girmediniz mi içeri?

Yavaş adımlarla büyük salona geçtik. Teyzeler bir koltuğa şıllık kuzenler bir tarafa oturmuştu. Anneanne şahsı ise tekli koltuklardan birine oturmuştu. Erkek kuzenler, enişteler ve dede şahsı yoktu.

Hepimiz birden anasınıfı korosu gibi "hoşgeldiniz" diye mırıldandık. Hepimiz aynı anda konuştuğumuz için sesimiz duyulmuştu.

Anane şahsı bize memnuyetsiz bir ifadeyle bakarken göz devirdim.

Meraklı melahat pelin omzumda ki gitar çantasını gördü.

"Onun içinde ne var?"

Alayla göz devirdim. Alaylı halimi bozmadan cevap verdim. "Gitar çantası olduğuna göre bateri var"

Dememle bozulmuş bakışlarla bakıp gözünü devirdi. Alcan o gözleri istanbul köprüsü gibi olan tırnaklarıyla oyup eline vercen.

Te Allahım ya kimlerle uğraşıyoruz.

"Ayy sanki gitar çalabiliyorsun da yanında taşıyorsun. Şov bunların hepsi" al kafasını tut saçının köklerinden kıvılcım çıkarana kadar duvara sürt!

Sakin oluyoruz! Öyle bir şey yapmıyoruz! Çünkü ben uslu bir kızım.

"Ben kimseyi inandırmak zorunda değilim. İster inan ister inanma umrumda değil. Ha eğer çok merak ediyorsan sana çok güzel bir şekilde çalabilirim." Altında yatan 'sesini kesmezsen bu gitar çantasını sana yediririm' imasını herkes anlamıştı.

"Senin bu halin ne! bir kız böyle mi giyinmeli!?" Ne! Gerçekten kendimi camdan aşağı atacaktım yaa. Geri kafalı insan! Daha ne olacak.

"Kezban Hanım! Önce bana laf yetiştireceğinize 7/24 gördüğünüz torunlarınızın giyimine laf edin. Malum biraz daha koltukta aşağı kayarsa hiç birimizin -en azından benim ailemin- görmek istemeyeceği şeyler olacak!" Dedim sert sesimle. Kezban hanım dememe herkes şaşırmıştı. Bundan sonra böyle ona anane sıfatını bile yakıştırmıyordum.

Hayatı Tesbih Yapmışım | Karışan Bebekler Where stories live. Discover now