22

1.5K 102 186
                                    

Eveeet kaoslu bir bölümden sonra içinizi rahatlatacak bir bölümle geliyormuşum..

Bakalım nasıl olacak bölüm. Bende merak ediyorum sldmlcslwğfk.

Eveet başlıyorum yazmaya ne yazcağımı da bilmiyemm.

Yorum sınırı geçilmediği halde atayooom. Bu sınırı geçersiniz inşallah.

Bu arada yorum yapın derken bir tane yapıp bırakın demek istemedim. Satır arası yorum yanee.

Neyse çok boş yaptık. Ama adım üstünde, boş yapan okurum ben sşkfsşlfdş.

Neyse neyse gideyemm sizde bölümü okuyun ve SATIR ARASI YORUM YAPIN!!!!

-----

Ölüm ile yaşam arasında bi çizgideyim...

Yazardan

"Seni sordum dalgalara, martılara, sandallara kahroldum, sensizim. Yoksun yoksun, seni sordum dalgalara.
Güneş battı, beni vurdu kahırlara."

"Yazık çok yazık, vurgunum yine ködüğüm oldum yine, kahretsin. Seni sordum dalgalara, martılara, sandallara kahroldum, sensizim."

"Dayanamam ben bu son gidişine, alışamadım sensizliğe. Garib olurum hazan gecelere. Karışamadım bu son gidişine"

(Doğru mu yazdım bilmiyorum. İnternet yoktu şarkıyı dinleye dinleye yazdım slfkslfwğfk çok da takmayın eğer yanlışsa)

Duyduğu şarkı sözüyle gözünden bir damla yaş düştü genç adamın.

Çok seviyordu kardeşini. Onun bu hale gelmesi içinde tarifsiz bir acı oluşturuyordu.

Ölüm. Dört harf iki hece. Oysaki ne acılar vardı bu bir kelimenin içinde. Kiminin oğlu, kızı. Kiminin eşi, kiminin kardeşi, kiminin ablası, abisi. Aynı cümlede geçiyordu adları ölüm kelimesi ile. 

Sevdiği, yaşadığı halde bile gözleri kapalı olunca fark ediyordu insan o korkuyu. Keşkeler dönüyordu havalarda. Herkes suçlayacak birini arıyordu içten içe. Bazıları suçsuz birini suçluyordu bazen.

Bu acının bir suçlusu vardı zaten. Kimsenin kendini suçlamasına gerek kalmıyordu. Ama acıydı bu, öyle bir acıydı ki suçu olmasa bile suçluyordu insanlar kendilerini.

Ölümle yaşam arasında savaşmak zordu, ama savaşan kişinin yaşam sevinci, hayata tutunma isteği ve güçlü olduğunu bildiğinde biraz daha kolaylaşıyordu savaş. Her şey savaşan kişinin lehine dönüyordu.

Şarkının nakaratı beyninde dönüyordu genç adamın.

Dayanamam ben bu son gidişine, alışamadım sensizliğe. Garib olurum hazan gecelere. Karışamadım bu son gidişine.

Beyninde dönen sözlerden sonra oturduğu yerde dirseklerini dizlerine dayayıp kafasını elleri arasına alıp sarsılarak ağlamaya başladı genç adam. Hastanenin bahçesinde ki baklardan birinde kardeşinin son durumunu bekliyordu demir.

Bütün aile dağılmış şekildeydi. Bahçede oturan demir ise yoldan geçen bir arabanın yüksek sesli radyosundan gelen müziğin sözleriyle kendisini tutamayıp ağlamaya başlamıştı.

Hayatı Tesbih Yapmışım | Karışan Bebekler Where stories live. Discover now