10. KÜLDEN KALP

7.1K 785 816
                                    

geçenlerde kurgunun dosyasına bakarken kitabın ilk yarısını bitirdiğimizi fark ettim. 300'lü sayfaları geride bırakmışız. artık tempo hızlanıyor. bu ortalık karışmadan önceki son olaysız ve sakin bölümümüz olsun. bir nevi geçiş bölümü. ikinci kısım bayağı hareketli olacak. 💗

lütfen bölüme başlamadan önce oy vermeyi unutmayın. yorum da bekliyorum. keyifli okumalar. 🌸

ve tw'de kitaplar hakkında çok daha fazla konuşuyorum, biliyorsunuz. sohbet de ediyoruz. ayrıca bölüm bilgilendirmeleri ve soru cevapları da instagram'dan yapıyorum. sosyal medya hesaplarımı takip edebilirsiniz.

ig & tw @/deneyselhisler

KEMİKTEN MEZARLAR

Guns N' Roses, This I Love

10. KÜLDEN KALP

🌘

Kazan Çağı.

Yozlaşmış sistemin acımasızca yönettiği, radikal devrime çaresizce sürüklenen o karanlık devir.

Benim kıyametim.

Çağ vahşi, âdemiyet pusluydu. Kaderim, ben daha çok küçükken yazılmıştı ve o soğuk beyaz kamyonlara bir çöp gibi fırlatılıp, kaybedenin öldüğü bu uçsuz savaşa atılırken intikamın yazgım olduğu çoktan zihnime kazınmıştı.

Kafamın içindeki ses hiç susmamıştı. Hiçbir zaman da susmayacaktı.

İntikam senin yazgın, Athena.

Annemi özlüyordum. Çiftlik evi yok olmadan ve ikinci ailemi acımasızca kaybetmeden önce, insani hissiyatları hâlâ bedenimde taşıdığımı bana hatırlatan şey geçmişime duyduğum yoğun özlemdi.

Ondan ayrı konulduğumda henüz hayatının baharına bile girememiş 10 yaşındaki küçük bir kız çocuğuydum. Ona dair hatırladığım anılar öyle silikti ki, zihnimde yalnızca sabahları şık kıyafetleriyle çıkıp giden, akşamları beyaz önlüğü ve tuhaf plastik gözlükleriyle eve dönen hayalet bir kadını anımsıyordum.

Başarılı bir bilim insanıydı.

Kendine ait arabası, her şeyi, olmasına rağmen sabahları evin önünden siyah, askeri bir araçla alınırdı ve her akşam aynı saatte aynı noktaya bırakılırdı. Dadımla fazlasıyla iyi anlaştıkları için her akşam bizde yemeğe kalmasını isterdi. Çünkü biliyordum, onun bizden başka hiç kimsesi yoktu.

Babamı çok erken kaybetmesek belki bu listeye bir kişiyi daha ekleyebilme şansımız olurdu.

Onu hiç tanımamıştım. Annem de bana hiç bahsetmemişti çünkü henüz 10 yaşında olan küçücük bir çocuğun, babasının hayaletini zihninde yaşatabilecek kadar hayatı tanımadığına inanırdı. Haklıydı. Onu bile zar zor hatırlıyordum, doğumumdan bu yana bu engebeli yaşamımda olmayan babamın yabancı anılarına tutunacak kadar kuvvetli bir hafızaya sahip olduğumu sanmıyordum.

Bana yaşadığımı hissettiren o insani yanımı, çiftlik evi varlığıma yönelik büyük bir nefretten ötürü ateşe verildiğinde kaybettiğimi sanmıştım. Oradaki yakınlarımla birlikte. Fakat artık yanıldığımı hissediyordum.

KEMİKTEN MEZARLAR Where stories live. Discover now