13. ÇAPULCULAR YUVASI

6.3K 798 507
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen.

YIKIM ÇOCUKLARI

STARSET, My Demons

13. ÇAPULCULAR YUVASI

Birinci Gün,
Mars Martin Manastır:

Kendisini hiç bu kadar ortada kalmış hissetmemişti.

Her şeye sahipti. İşlerini tamamlayabilecek güce, kuralları baştan yazabilecek üne, kendi yolunu çizebilecek güvene ve oyunları kurabilecek zihne.

Her şeye.

Fakat son yirmi dört saattir Athena Maral'a sahip değildi ve bu kayıp, onu bu yaşına gelene dek karşılaştığı bütün engellerden çok daha ağır etkilemişti.

Yılların ardından ilk kez bu denli boşluğa çekilmişti.

Benimsediği bir alışkanlığından acımasızca kopartılmış gibi hissediyordu. Bir bağımlılıktan. Bu ağırlık doğrudan göğüs kafesine vuruyor ve onu olduğu yere mıhlayıp, aldığı nefesi zalimce boğazına diziyordu. Bakışları sürekli ortak alanın çaprazında kalan ve onun odasına açılan kapıya kayıyordu. Baş edemiyordu. Nasıl edebilirdi? Düşünmeyi düşünmemek mümkün müydü? Mümkünse bir an önce öğrenmesi gerekiyordu çünkü ruhuna çöken bu ağırlıkla bulunduğu hiçbir yere sığamıyordu.

Parmaklarını sertçe saçlarının arasına daldırdı. Bir günde onlarca yaş atmış gibi hissediyordu, yorgunluğunun ve çaresizliğinin bir sonu yoktu. Bir kez daha vuran ve onu bitirmek istercesine ruhuna baskı yapan boşluk hissiyatıyla karşı karşıya kaldığında, üzerindeki tişörte uzandı ve yakalarından tuttuğu gibi başından çekip çıkardı. 

O noktada kulağına, gergin bir bedenin sığınağın zeminine bıraktığı aceleci ve kuvvetli adım sesleri dolmuştu. Sarp. Mars bakışlarını duvara sabitlenmiş dijital ekrana diktiğinde, ondan yükselen kuvvetli bir, "Yok," homurtusunu netçe seçebildi. "Yerleşkeyi değiştirmişler. Köprü Altı Ocakları tamamen boşaltılmış."

Yok. Gözünün önünden karaltılı bir perdenin geçip gittiğini hissetti. Neydi bu? Kulaklarına dolan gerçeğin endişeli bir yansıması mı, yoksa korktuğu ihtimallerin anbean başına gelmeye başladığının farkına varması mı?

İki türlü de yolun sonu iyi görünmüyordu.

"Ne demek boş?" Olduğu yerde hiddetle ayaklanıp Sarp'ın karşısına geçene dek çıkardığı tişörtü avuçlarının arasında ezip büzdüğünü fark etmemişti.

"Boş işte amına koyayım." Sarp'ın sesinde gezinen gerginliği sezse de aralarındaki gerilimi fitilleyecek herhangi bir tepki göstermedi. "Her şeyi adım adım planlamış orospu evlatları. Sen Meran'la buluşana kadar ocağı çoktan terk etmişler. Kim bilir kaç haftadır hazırlanıyorlardı da bu kadar ayrıntıya girdiler? Sikeyim hepsini."

Mars, o saniyeden sonra damarlarından akıp gittiğini hissettiği yakıcı duygunun öfke olduğuna emin olmuştu. Dün sabah Genç Kanlar'la buluşmak için sığınağı terk ettiği ânı düşündü. Motora atlayıp gidene dek sahte Örümceğin kim olabileceği hakkında kendi kendine yaptığı eğlenceli çıkarımları, buluşma noktasına vardığında Meran'ın olması gerektiği yerde gördüğü, bacağına not asılmış ölü kırlangıçla birlikte çaresizce içine gömülmüştü.

KEMİKTEN MEZARLAR Where stories live. Discover now